pazar sabahı 7'de başlayıp sabaha karşı 4'te galibiyet ile biten bir macera yaşadığım maç.
izmir'den uçak yolculuğu ile sabiha'ya inip oradan ali sami yen'e gittik. maç otobüslerinin kalkacağı saat 3'e kadar maç önü yapıp otobüslerlerle yola çıktık. kadıköy deplasmanlarında stada giriş her yıl çok zor ve eziyetli olur. daracık bir giriş ve tünelden 2500 insan sıkış tepiş bir biçimde içeri girmeye çalışılıyor. söylemeden geçemeyeceğim ama bu eziyet gerçekten insanlık ayıbı. yıllardır tecrübeli olduğumuz için önde ki otobüslerle gidip 30 dakikada içeri girdik ki bu son derece iyi oldu.
saat 4 olduğunda statta ki yerimizi almıştık. senelerdir yapılan yüksek volümlü müzik eziyeti aziz yıldırım zamanında ki gibi olmasada yine de son derece rahatsız ediciydi. tuvaletler leş, kantinler sıkış tepiş yani tam klasik bir kadıköy deplasmanıydı. takımımız sahaya çıktığında trübünlere çağırıp motive ettik. ilginç olan yıllardır ilk kez oyuncularımızı tek tek çağırmadık. sanırım bu hocanın isteğiydi. ve maç başladı.
tek tek oyuncuları ile ilgili şahsi görüşümü yazmadan önce genel olarak bir yorum yapmak istiyorum. ben 13 ağustos 2016'da konya'da beşiktaş'ı yendiğimiz süper kupa finalinde ki maçtan bu yana bir deplasman derbisinde hiç bu kadar çok sahada maçı kazanacağına inanan bir galatasaray izlememiştim. o maçta da bu maçta da sahada oyuncular, tribünde bizler maçı kazanacağımızdan çok emindik. ilk yarı oyunu olağanüstü domine ettik. bu kadar iyi alan parselleyen, bu kadar iyi pozisyona giren ama maalesef bitiremeyen bir galatasaray izlemeyeli uzun zaman olmuştu. hakem
halil umut meler izlediğim en iyi derbi yönetimini sergiledi. tribünden gördüğüm kadarıyla neredeyse hiç hatasız bir maç yönetti. gelelim oyunculara;
muslera: mehmet ekici'nin şutu tam net açımızda oldu. o şutu çıkartabilecek çok az kaleci var sanırım. kusursuz bir maç oynadı.
saracchi: takımın ortalama üstü oyuncularında bir tanesi. özellikle defanstan çıkarken topu içeri çekip katetmesi oyunu açmamız açısından oldukça faydalı oluyor. keşke bonservisini alabilsek. gerçekten çok iyi oynadı.
donk: attığı gol çok klastı yine. bir forvet bitirişi ile topu köşeye vurdu. maç boyu muriç'i yıprattı, takımı atağa kaldırırken sakin ve güvenli oynadı, geçiş hücumlarında çok kritik ve doğru pozisyonlar aldı.
marcao: yaptığı penaltı acemi bir oyuncu işi. bir stoper ceza sahası içinde bu kadar dengesiz ve akılsız bir müdahalede bulunmaz. penaltı pozisyonu bana kalırsa tartışmaya açık bile değil. o pozisyon dışında defansif yerleşmesi ve topla takımı çıkarken pas alışverişi diğer maçlara nazaran oldukça iyiydi.
seri: bizim adımıza sahada ki en iyi adamdı. 25m euroluk bir adam gibi oynadı. bu maçı kazandıysak kesinlikle yarısı kendisinindir. penaltı aldığımız pozisyonunu öncesinde 3 kişinin arasından dönüp takımı atağa çıkarması bile çok büyük bir iş. umarım hep böyle kalır.
belhanda: söylenecek çok şey var. maalesef kendisi siyah ve beyaz bir oyuncu. kaçırdığı gol ve çıkarken yaptığı hareket ile gördüğü kırmızı simsiyah. deniz türüç kendisine karşılık verip kırmızı almasa ve 10 kişi kalsak maçı tutamayabilirdik ki muhtemelen florya'da dönmeden yollarlardı diye düşünüyorum. aynı maçta beyaz kısımları ise müthiş verimli bir oyun oynadı. ara pasları, presleri, oyun zekası, çabası çok iyiydi. fakat aynı maç içinde bu kadar değişken olursanız taraftarı da hocayı da kararsız bırakırsınız.
ömer bayram: elinden gelenin en iyisini yapıyor. kendisine karşı diyebilecek bir şeyim yok taraftar olarak. en kötü zamanımızda neredeyse tek başına sorumluluk alıp bizi yarışta tuttu. gol attı, asist yaptı, isyan etti ve buraya kadar getirdi. bu sezon hiçbir şey yapmasa bile benim gözümden sezonun önemli oyucularından biridir. hala tercih hataları yapıyor. hala vurmaması gereken yerlerden vuruyor ama olsun yine de iyi ki var.
onyekuru: bu kadar çok pozisyona girmesi ne kadar değerli ve önemliyse, onları kullanamaması o kadar kritik. babel'den sonra kanatta ki akışımızı çok hızlandırdı, rakibi çok zorluyor ama bu kadar çok pozisyon harcanmaz. tarihi bir skor alamadıysak kendisi sayesindedir. kazanmamızda da oldukça etkiliydi tabi bunu da söylemek gerekir.
soso: 70. dakikaya kadar çok faydalı işler yaptı. hücuma katkısı diğer maçlarda ki gibi değilsede defansif katkısı ve orta sahada ki pas trafiğine fazlaca katkı verdi. 70'ten sonra oyundan düşünce rakip mariano'u bir kaç kez ikiye bir yakaladı.
falcao: muazzam bir lk yarı oynadı. topları indirdi, paylaştı, aldı, verdi, stoperleri taşıyarak onyekuru'ya alan açtı. hocanın tercihinin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. 2.yarı biraz oyundan düştü, kendisi hala güçsüz, zaten güçlü dönemlerinde a.madrid'te oynuyordu. takımı bu kadar çok sahiplenmesi oldukça faydalı bizim için.
fatih terim: muazzam. ilmek ilmek işlemiş, feneri çok net çalışmış. bakmayın maçın 1-3 bittiğine. hem feneri ilk yarı sahadan sildi, hem kadro seçiminin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. eleştiri demeyeyim ama tek dikkatimi çeken nokta oyuncu değişikliğinin yine çok geç gelmesi. baskıyı yerken yok yere feneri umutlandırdık ama o da maçın atmosferine kaptırdı sanırım kendini. nasıl ki bazı mağlubiyetler hocaya yazıyorsa 21 yıl sonra gelen bu galibiyet net olacak hocaya yazar. saha içinde kaldığı müddetçe allah başımızdan eksik etmesin. sahaya odaklandığında oyuna nasıl etki ettiğini zaten görebiliyoruz.
maç bitiminde takımımız geldi önce galibiyeti kutladık sonra ışıkları kapattılar yine. bir an da hoca çıkıp geldi tribünlerin önüne kadar o da bize teşekkür etti. gece 11'de açılan kapılarla birlikte başladığımız noktaya ali sami yen'e giden yolculuğumuz başladı. 21 yıllık hasretimiz sona erdi. biz oradaydık şükürler olsun.
son söz. fenerbahçe 4 yıldır bizi kadıköy'de yenemiyor. şimdi onlar düşünsün.