23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı

• 401

  sonucuyla beni çok fena yıkan maç oldu. bütün akşamım zehir oldu, yatana kadar somurtup durdum. daha önceleri başka bir başlıkta, 3 senedir çok kısa dönemler hariç iyi futbol oynamadığımızı, sonuçtan ziyade artık iyi futbol görmek istediğimi yazmıştım. ama dün gece ortaya çıktı ki, kendimi kandırıyormuşum. evet iyi futbol sevindirici, maçın özellikle ilk yarısında son zamanların en iyi topunu oynadık ama 6-0 olacak maç 1-1 bitti. böyle aptalca puan kayıplarına dayanamıyorum, her sene böyle bir maç yaşıyoruz muhakkak. kötü oynadığımızda zaten maç kazanamıyoruz, bari böyle maçlarda puan kaybı yaşamayalım. 15.hafta oynayacağımız trabzon deplasmanına kadar görece en kolay maçımızdı, artık rize'den 3 puanla dönmek şart oldu.
• 402

  puan kaybının tamamıyla teknik direktöre * yazılacağı bir maç. ligin en kötü takımlarından birine, kendi sahanda, rakip on kişi kalmış ve en iyi oyuncusu * sakatlanıp oyundan çıkmışken ve skor olarak öndeyken, iki altın puan bırakıyorsan bu tamamen hocaya yazar. yeter artık bu fatih terim romantikliğiniz. olmuyor işte, bu adam yapacağı her şeyi yaptı ve bitti artık. geçmiş başarılar için minnettarız ama biz geleceğe bakmak zorundayız. bitti artık hoca, senin devrin geçti, bitti.
• 403

  ligin en kötü 2-3 takımından biri olan, üstelik geri düştükten sonra 30 dakika 10 kişi oynamak zorunda kalan kayserispor'u yenemeyerek günün stresini atarız diye düşünen bizlere hem pazartesi akşamını hem de bütün haftayı zehir eden karşılaşma oldu.
  
  kendi nazarımda oyunumuza dair söyleyebileceğim tek artı bol şut denemiş olmamız. özellikle ilk yarı feghouli'nin uzaktan 3-4 denemesi oldu, hiçbiri kaleyi bulmadı lakin uzun zamandır bu kadar şut attığımız bir maç olmamıştı. zaten ilk yarısı gerçekten de bizim hücumcularımızla lung arasında geçen bir 45 dakikaydı. bunda elbette emre akbaba'nın durup, düşünüp, düzeltip, bakıp, kontrol edip o kadar boş kalmasına rağmen atamadığı golde olduğu gibi bizim payımız da fazlasıyla yüksek.
  
  ikinci yarıda ise golü bulduktan sonra rakibin de 10 kişi kalmış olmasından ötürü sanırım bir rehavet olduğu düşüncesindeyim. 1-1 olduktan sonraki geçen 20-25 dakikalık sürede de ciddi bir atağımız veya pozisyonumuz olmadı. asıl dikkat çekilmesi gereken nokta da bu bence. rakip 10 kişi, galibiyete ihtiyacın var ve sen oyunu rakip ceza sahasında oynaman gerekirken pozisyona bile giremiyorsun.
  
  oğulcan için de ayrı paragraf yazmak istiyorum: o kadar özgüvensiz o kadar korkak oynadı ki aldığı hemen her top bize zarar olarak döndü. adem büyük olsa sanırım bu maçta 3 puan bankoların bankosuydu.
• 404

  bir teknik direktörün maça ne kadar tesir edebileceğinin net kanıtı olmuş, emsal bir maçtır. nerdeyse grogi noktasına gelmiş rakibe, bu maçta senin de yumrukların olmalı demekti; hocanın 70.dakikadaki 3 oyuncu değişikliği.
  
  alternatifli 2 bek değişebilir bu anlaşılabilir; ama o ana kadar kalene gelememiş bir rakibe karşı hele de öne geçmişken hücumcu çıkarıp savunmacı orta saha almak ve a takım seviyesinden çok uzak bir oyuncuyu sahaya sürmek intihardı ki; sonumuz kaçınılmaz oldu.
  
  hoca, maalesef günümüz futbolundan çok uzakta kaldı. yeni dünyaya ruhen uyum sağladı ama bedenen ve fikren uyum sağlayamadı. iç sahada bu puan kaybı çok aranacak maalesef. maçı, hocayı ve seçim atmosferindeki galatasaray' ı konuştuk. herkese iyi dinlemeler.
  
  https://youtu.be/Zqh6yasL_Pg
  
  not: bu maç özelinde ne kadar kötü bir son 20 dakika da yaşasak linnes - hasan hüseyin arasındaki pozisyon net penaltıydı. bu kadar net pozisyonu görmeyen hakeme ve var'a selam olsun.
• 405

  aşamadığım maç...
  
  tuttuğumuz takım şu kadar baskın oynayıp maçı kazanamıyorsa biz niye futbol izliyoruz ki? ben gerçekten yoruldum orta halli ingiliz takımlarını veya dinamo zagreb'i falan izleyip millet ne top oynuyor demekten...
  
  iki forvetimiz var sözde, biri dünya yıldızı ama sahaya çıkamıyor, diğeri çift haneli bonservis ödenmiş bir futbolcu ama ayakta duramıyor...
  
  şimdi 28 kasım 2020'de rizespor maçı var. heyecanlanamıyorum. hevesim yok. "galatasaray kazanırsa lider olur" durumunda değilse heveslenemiyorum ben. yani anlamıyorum 50 senedir kötü yönetilen bir kulüp nasıl yok olmaz, nasıl ısrarla kötü yönetilmeye devam eder, nasıl sorularına yanıt veremiyorum.
  
  0.08 gol beklentilerinden 2 gol çıkartan, 1.70 küsür gol beklentisinden 7 gol çıkartan takımlar var. inanamıyorum bu maç nasıl 1-1 biter, nasıl heyecan duyulur "aaa maç var bugün" diye.
  
  taktiğine, tekniğine girmiyorum bu maçın. rakip on sekizde topu alıp, kontrol edip, bakıp, kalecinin üstüne vuran emre akbaba'yı, saçma sapan şutlar vuran feghouli'yi, 190 boyuyla yaptığı cılız kafa vuruşlarıyla diagne'yi niye analiz edelim, neyine bakalım ki?
  
  sıkılıyorum, bunalıyorum, isyan ediyorum isyan.
• 406

  kanatların hücumda içeri girip beklerin ikisinin de ileri çıkarak oluşturduğu 2-3-5 dizilimini bolca gördüğümüz maç. belhanda'nın yokluğuna rağmen bence başarılı da olundu*. ironik bir puan kaybı olmasına rağmen oyunumuz zayıf ve kapanan takımlara karşı üretken bir görüntü çizmek açısından beni memnun etti.
  bu sene nispeten zayıf takımlarla fazladan 6 maç yapılacağından bu şekildeki maçları kazanmak belirleyici olacaktır. bu maç belki kazanılamadı ancak dediğim gibi en azından bir plan vardı ve bu plan umut veriyor.
• 407

  28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçında oynanan oyun ve alınan skordan sonra sonucu ile daha da fazla üzen maç.
• 408

  kahrolduğum maç. gel de şimdi bu saçma puan kaybına üzülme.
  
  ah be hocam o üç değişikliği neden yaptın, neden?
• 409

  umarım sadece ufak bir park kazasıdır.
  yüyüyen aksamda sıkıntı yok.
• 410

  1 haftadır çok iyi oynadık, çok umut verdi diyordum. boşuna demedim :)
• 411

  yaşanan puan kaybının ders alınmış olduğu için olumlu karşılanabileceği karşılaşma.
  
  takılmamak lazım.
• 412

  5 maç 15 puan mottosuna kesik atmış talihsiz maç.
  
  ayrıca çok uzun haftalar sonrasında ilk defa lider olma şansını teptiğimiz maç.
• 413

  fenerbahçe'nin, 2. haftada ki 9 kişilik hatay maçında yaşadığı puan kaybına denk olan bir iç saha maçı.
  
  ah ulan müjgan... kayseri biraz zorlamış olsaydı futbolda bazen yaşanan iş kazalarından biriydi diyebilirdim ve hatta demeyi çok isterdim ama maalesef diyemiyorum. o kadar gereksizdi ki giden 2 puan, aradan geçen sürede hala unutamadım. tek tesellim iyi oynadığımız için umutları iyice artan taraftarlarımızın varlığıydı. ne diyelim artık.. tek dileğim sene sonunda bu 2 puanı ve alanya maçında son dakikada giden 1 puanı aramamak. iyi oyunu görüp umutları artan taraftarlarımızın 28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı özelinde haklılıkları beni çok mutlu etti. umarım basit bir puan kaybı olarak kalır.
  
  edit: noktalama.
• 414

  bu maçta 2 puan ve iç sahadaki alanya maçında* yenilen son dk golü ile 1 puan, toplamda 3 ekstra önemli puan verdik.
  
  kalan hiçbir maça veya o maçlardaki puan kayıplarına üzülmedim ama bu iki maçtaki kayıplar içime oturdu.
  
  bjk ve ts maçlarından 4 ve üzeri puan alabilirsek benim gözümde telafisi olur :(
• 415

  5 maçta 13 puan topladık bence gayet iyi. bu maçtaki kayıbın tek üzücü noktası harika oynayıp 3 puan alamamamız oldu.
• 416

  rize maçı oynanırken sık sık hatırladığım maç. o 2 puanı umarım aramayız :(
• 417

  geçmişe takılıp üzülmekle bir şey değişmeyecek, sadece kendimizi yıpratırız. önümüze bakmak gerekiyor. bu maçtaki oyun, verilen çaba ile sonrası için olumlu sinyaller almıştık. bundan sonrasında böyle kazalar yaşamadan yolumuza devam edebilmeyi dileyelim. önemli olan bir oyun karakterine sahip olmamız, bu mentaliteyi oturtmamız, bu yapıya uygun isimlerle öngörülü şekilde transfer sezonları geçirmemizdir. geleceğimizi kurtaracak olan budur.
• 418

  umarım bu maçta yaşadığımız puan kaybını ileride aramayız.
  
  berbat bir kayserispor ile kendi sahamızda oynadık. defansları o kadar kötüydü ki neredeyse 5 pasla ceza sahasına geliyorduk. üstelik muğdat'ın gördüğü iki aşırı amatörce sarı kart ve kazandığımız penaltı ile 1-0 öne geçmemize rağmen 10 kişilik kayserispor'a karşı kalemize gelen ilk şutta fatih'in seyretmesiyle golü yedik. ondan sonra gelen kuru baskı da golü getirmedi. iğrenç bir puan kaybı yaşadık.
  
  rize maçına bakarsak bu maçtan iyi bir ders almışız gibi görünüyor. umarım o maç saman alevi etkisi yaratmaz ve düzenli bir şekilde iyi oyunumuzu oynarız.
• 419

  bırakılan 2 puanın acısı bende hala taze olan maç. tıpkı 2 ocak 2021 galatasaray antalyaspor maçı gibi.
• 420

  berabere kaldığımız binlerce futbol maçından sadece biridir. bazen mükemmel oynar kaybedersiniz bazen ise kötü oynayıp kazanırsınız. bu şekilde rakiplerin de kaybettiği puanlar var. düşünüp kendinizi yemenin manası yok...
• 421

  1-0 öndeyken 10 kişi kalmış kayseri'den gol yiyerek 2 puan bıraktığımız maç. gerçekten saçmalık ötesi. ligin ilk yarılarını çöpe atma geleneğimizin örneklerinden olan maç.
• 422

  2020-21 süper lig sezonunda şampiyon olamayacağımızın nişanesi olan maçtı. rekor sayıda pozisyona girip kayserispor kalecisi ljung’u bir türlü geçemediğimiz, eksik kalan dipteki kayserispor’un ceza sahamıza bile giremeden bir uzaktan şutu ile puan kaybettiğimiz maç. son yıllarda izlediğim en tuhaf maçtı.
• 423

  20-21 sezonunda aslında şampiyonluğu kaybettiğimiz maç.
  
  iyi oynadık, defalarca pozisyona girdik girdik rakibin kalesine ismail çipe girdi sonradan lung'un sakatlığı yüzünden ama olmadı olmadı. şu maçı kazansaydık geçen sene 2 puan farkla şampiyonduk, hâla inanamıyorum.
• 424

  üzerinden 2 yıl geçen ve 2020-2021 sezonunda şampiyonluğu kaybetmemize neden olan 3 maçtan 1 tanesidir. okan koçuk, omar, belhanda, arda, babel covid yüzünden oynayamamıştı. falcao ve muslera ise sakattı. fatih hoca ise bu yokluklara çare olarak feghouli'yi sağ içe, emre kılınç'ı sol içe kanatlara emre akbaba ve oğulcan'ı en uca ise diagne'yi koyarak farklı bir takım çıkarmıştı. lakin biz 1-0 öndeyken 10 kişi kayserispor ile 1-1 berabere kalarak 2 puan kaybetmiştik.
  
  bu maçtaki istatistikler ise şöyle;
  şut 27/3
  isabetli şut 12/1
  xg 4.48/0.45
  rcs topla buluşma 50/6
  skor 1-1
  
  dikkat; sinirleriniz bozulabilir*.
• 425

  bazen ne yapsanız olmaz denir ya öyle bir maçtı. tabi biz böyle puanlar kaybederken fenerbahçe ve beşiktaş hakem ikramlarıyla yollarına çok rahat devam ediyorlardı.