takım konsantre, mücadele yerindeydi. herkes bu kadar koşarken
bay bey nasıl oldu da jog ile geri dönebildi. bu nasıl utanmazlık, algılayamıyorum.
yunus ve
barış isterse alırız maçı diye düşünüyordum, sadece
yunus istedi ancak çok isteyince
barış beyin istemesine gerek kalmadı. bu asilzade havalarından bıktık ki
galatasaray taraftarının ortalaması ayıktır nitekim yuhalandı…
maçtan önce
ilkay sakatlanmadan önce de
yunus’un oynaması gerektiğine inanıyordum çünkü
bodo’nun savunması şahin, hücumu mazda kalitesinde. 1.bölgede baskıyla ve sürekli hücumla alt edebilirdik. atletizmimizi kullanmamız gerekiyordu. kullandık. maçın x faktörü benim nazarımda
yunus oldu. sağol çocuk.
bu maçtan eleştiri çıkar mı, çıkar. topu bize veren takımları, tam takımken, yorgunluk yokken alt edebiliyoruz fakat bu takımın potansiyeli topu ayağındayken de oynamaya müsait. topu dinlendirmek için futbol profesörü
ilkay’ın sahada olması mı gerekiyor? şu anda maalesef evet. zira pres kalitemizi yukarı çekerken oyun setleri kurulumu, pas istasyonlarında zayıfız…
önemli bir galibiyet.
barış alper yılmaz hariç tüm takımı tebrik ediyor ve yan toplar için
uğurcan’ın çalışmayı arttırması gerektiğine inanıyorum. burada net zaafiyet gösterdi ve bundan sonraki rakipler üst seviyede eminim buradan faydalanmak isteyeceklerdir.
son olarak
abdülkerim’in defansif sezgilerinin kıymetini görmemiz beni çok mutlu etti. yine zaafiyetleri olacak fakat savunma hattında sezgileriyle ve mücadeleyi bırakmama karakteriyle var olması, bu seviyelere ulaştığı yaşlarına baktığımda, beni ekstra mutlu ediyor. pozitif ayrımcılığı hak eden bir futbolcu olduğunu düşünüyorum, helal olsun kaptan…
mutlu bir gece, teşekkürler çocuklar…
barış hariç…
edit: topu bize veren takımları değil, topu alıp oynayan takımları yenebiliyoruz demek istedim