• 363
    bir sıfır yenilerek şampiyonlar ligi'ne gayriresmi olarak veda ettiğimiz maç. ilginç maçtı beş sıfır da yenilebilirdik iki bir de kazanabilirdik. kimse de niye fark yedik veya kazandık diyemezdi. artık madrid deplasmanından bir puan çıkarmaya çalışıp brugge kesin olarak evimizde yenmemiz gerek. hakem iyi maç yönetti. tek hatası oyunu soğutan kaleciye türk hakemi gibi uzatma dakikalarında sarı kart vermesi oldu. durağan takımımızda andone ve emre mor on bire ilk yazılması gereken futbolcularımız. hele emre mor'un sahada olduğu her an bir umuttur.
  • 367
    rahatlikla 2 gol atabilirdik... boylelikle mac 2-10 gibi biterdi.

    boyle les bir oyun olmaz. diagne cok hakli, topu ileriye tasiyamiyoruz, kimse sorumluluk almiyor; alanlari da isliklayip cezalandiran bir taraftar var ortada.

    muslera >> babel >> nagatomo >> seri >> belhanda >> lyundiama>> mariano diye kac tane top dolastirdik saydiniz mi?
    tabii babel'in alamadiklari alabildiginin 5 kati olunca tum topu ve oyunu adamlara hediye ettik.
    orta pozisyonu olur ama yerden orta sahaya oynanir, orada baski olur kaleye oynanir, kale degaj ceker top madrid'de kalir... 90 dakika boyle sapasalak sekilde gecti. delici tek bir adamimiz yok. feghouli ve emre cok gec girdiler, o zamana bizim takimin fisi cekilmisti bile.

    bu gruptan 3. cikmamiz bizim icin en iyisi idi zaten, belki uefa'da dandik takimlar gelir de bir iki tur gecer puan toplariz.
  • 368
    bu real madrid'i yenebilecek halde değiliz ya bize yazıklar olsun. fırsatlar da yakaladık olmadı ama daha çoğunu yakalayabilecekken atak başlangıçlarında sıvadık ve kalemizde pozisyonlar verdik. hakem ise beklentimiz aksine iyi maç yönetti. sertliğe izin veren bir hakemdi.

    olmadı napalım artık. ya mucize ile orada real'i yeneceğiz ve 2.lik şansını yeniden yakalayacağız ya da 3.lükten başka hedefimiz kalmadı.
  • 369
    karşımızda şampiyonlar ligi tarihinin bu kupayı en çok kazanan takımı vardı ve ne olursa olsun mutlak galibiyete ihtiyaçları vardı. istediklerini aldılar. çok gergin olmalarından kaynaklı onlar da hata yaptı ama değerlendiremedik.
    güç farkı var beyler, çok büyük güç farkı var.
    kimi övecekseniz övün, kimi gomecekseniz gömün ama önce bunu kabul edin.
  • 371
    madrid'in formsuz haliyle 27 gol girişiminde bulunduğu maç. tekrar edeyim 27. maalesef ikinci yarı takım savunması anlamında tam anlamıyla çöktük. seri gününde değildi, belhanda maçta bile değildi, marcao zaman zaman çok basit toplar kaybetti, nagatomo-mariano ile zaten bu kadar. soso, ömer, emre gibi kan değişiklikleri de maça etki etmeyince hastayı kurtaramadık ve sonuç kaçınılmaz oldu. luyindama, muslera, nzonzi ve andone ise mücadeleleri ile takımın maça tutunmasını sağladı. günümüzde olsak galip gelebileceğimiz bir maçı özellikle ikinci yarı çaresizce teslim olarak kaybettik. savunma zafiyeti ile başlamıştım entry'e ama şampiyonlar ligi'nde gol atamayan tek takımız. yani ne savunmada ne hücumda...
  • 372
    şu maçta da tıpkı psg maçı gibi “çok iyi mücadele ettik, iyi oynadık vs.” diyenlerin ağzına kürekle vurmak istiyorum.

    la iyice şerefli mağlubiyetler takımı yaptınız galatasaray’ı.. şu real madrid takımının karşısına sivasspor’u koy öyle elini kolunu sallayarak yenemez. futbol öyle eskisi gibi değil, eli yüzü düzgün her takım rakibinin adına bakmaksızın sorun çıkartabiliyor.

    biz şu kadar kötü real madrid’e kendi sahamızda 282 tane şut artırdık. ve sorsan “iyi oynadık, iyi mücadele ettik vs.” öyle mi?!
    hadi oradan be!
  • 373
    6 sene evvel kendi sahamızda fatih terim yönetiminde real madrid' den 6 yediğimiz maçın istatistikleri;

    biz 10 şut real 8 şut. bizim kurtarılan şutumuz 5 onların 4. bizim topla oynamamız 49 onların 51...

    birde bu maçın istatistiklerine bakalım;

    biz 11 şut real 27 şut. bizim kurtarılan şut 3 onların 13. bizim topla oynamamız 56 onların 44....

    şu maç eğer 8-1 bitmediyse bunun tek sebebi rakip takımda ronaldo olmaması. lütfen iyi mücadele ettik, tek eksik goldü vs. vs. bahanelere sığınmayı bırakalım.

    maalesef ki şampiyonlar liginin gol atamayan tek takımı olmaya devam ettiğimiz maç...
  • 376
    çok doluyum sözlük çok yıllardır takımımızı takip ederim güzel günler de gördüm çok kötü günlerde ama avrupa'da sürekli dört yediğimiz sezonda bile bu kadar duran eli belinde oynayan takım görmedim.izlerken kime sinirlensem bilemedim.real madrid'i yenememek sıkıntı değil ama stadı dolduran on binlerce taraftar televizyondan izleyen milyonlarca insan en azından çaba görmek istiyor.içim kan ağladı maçı izlerken biz bu değiliz ya.lafta değil artık ne önlem alınması gerekiyorsa alınsın.hayattan soğuduk gerçekten
  • 377
    90 yıl da oynasak muhtemelen gol atamazdık. şampiyonlar liginde muhtemelen 3 maçta gol atamayan tek takım olabiliriz. tam bilmiyorum.

    real madrid kalemize 27 şut çekmiş. bakın 27. 7 ya da 17 değil. 27 şut. 14 tanesi de kaleyi bulmuş. büyük bir rezaletten kıl payı kurtulduk desek yeridir aslında.

    real madrid, antreman maçı kıvamında oynadı. neredeyse hiçbir şekilde zorlanmadılar ya da zorlamadılar.
  • 378
    geçen sezon yine iyi mücadele eden ve pozisyon yakalayan bir galatasaray vardı.
    yakaladığı pozisyonları atamayan bir galatasaray vardı.
    bu sezon yakaladığı pozisyonları atsın diye falcao alındı.
    ama, maalesef falcao sahaya çıkamıyor...
    real madrid'i yenmek istiyorsan yakaladığın pozisyonu atacaksın.
    biz de yakaladık ama, atamadık.
  • 381
    evet, 234234234 defa yazdım yine yazacağım. her zamanki gibi kimse bu konuda tek kelam etmeyecek çünkü herkesin aklı fikri şişirme fm tabirleriyle dolmuş durumda. savunmadan şöyle top çıkartabiliriz, zone 2'de şöyle alan parselizasyonu yapmalıyız, kanatlardan bu şekilde oyun kurmalıyız. yok 4-3-1-2 oynayalım, 5'li savunma çok güzel gelsene.

    ya arkadaş ne anlatıyorsunuz? nasıl futbol izliyorsunuz ?

    bu takım k - o - ş - a - m - ı - y - o - r. büyük harf yok ki yazalım. koşamıyoruz lan koşamıyoruz. hızlı değiliz, çabuk değiliz, atlet değiliz, güçlü değiliz. bu takımın en temel sorunu fiziksel yetersizliğidir. siz hala anlatın, bloklar arası bağlantı diyin. vallahi pes, bi tane mi izlediği şeyi anlayan yok. bu takımla 32424 tane sistem deneyin, her seferinde şunu diyeceksiniz;

    bu takım niye ağır oynuyor ?
    bu takım niye ilerde çoğalamıyor?
    bu takım savunmada niye eksik yakalanıyor?
    bu takım niye hızlı pas yapamıyor ?
    bu takım niye bu kadar pozisyon veriyor ?

    düşünün la düşünün. bütün bunların olması için gereken ilk şartı düşünün. futbol bilgisi, oyun görüşü, taktik disiplin, vizyon vs geçtim, temele gelin. bir takım nasıl çoğalır, bir takım nasıl eksik yakalanmaz, bir takım nasıl top kazanır, bir takım nasıl alan daraltır; bunun için ne gereklidir; bir düşünün.

    işin acı tarafı bu takım koşamadığı gibi, ilerde de koşamayacak. bu futbolcunun kendisiyle alakalıdır. sen gidip hep aynı tipte oyuncu alırsan ve aldığın bütün oyuncular durağan, mücadele gücü düşük, didişmekten, basmaktan, ısırmaktan çekinen tipler olursa sonuçta da bu futbol çıkar ortaya. üstelik bu futbolcuların neredeyse tamamı 30+ yaşlarında. yani sen bu futbolculara bu saatten sonra koşmayı, mücadele etmeyi, pres yapmayı, adam kovalamayı öğretemezsin. bartoli değil tillahi gelse öğretemez. bu zaten öğrenilecek bir şey de değil.

    hoca burda %100 suçludur. oyuncu tercihleri hatalıdır. seri, nzonzi, babel, feghouli, mariano, belhanda. tamamı aynı mantalitede oyuncular. bunlardan ikisininin senden olması iyidir. ama üçü yanyana geldi mi artık güç olmaktan çıkıp zaafa dönmeye başlar.

    nzonzi mi gelecek? seri'yi almayacaksın kardeşim. sağda feghouli mi var? babel'i almayacaksın diğer kanada. babel'i çok mu istiyorsun? feghouli gidecek o zaman. o mühendisliği yapacaksın.

    takım resmen veteran topçuların merkezi olmuş. basan yok, koşan yok, mücadele eden yok, top kapan yok. yok oğlu yok. ya sen 2 tane atsan nolacak? real bugün oyuna ağırlık koymadan 30 tane şut çekti kalemize. 1 tane atıp öne geçsek, kabus gibi çökerler üzerimize çünkü buna karşılık verecek fiziki yeterliliğimiz yok. yok işte arkadaş ya, bu işin teşhisi budur, sabaha kadar sistem tartışın, ömer oynamamış, belhanda oynamış, seri hatalı pas vermiş; hepsi hikaye. bir takım bu kadar güçsüzken başarılı olamaz. konu budur.
  • 382
    üzgünüm ama çok boş bir yenilgiydi. ilk 10 dakika civarındaki pozisyonları harcadık diye böyle olduğunu düşünmek biraz züğürt tesellisi oluyor. psg maçı da bence çok matah değildi ancak asıl bu maçta gelişme bekliyordu taraftar. mallorca'ya yenilip gelen, neredeyse sahasında brugge'a maç vermiş olan bir real vardı önümüzde, ve biz, sonuca gitmek şöyle dursun, "galatasaray are getting closer and closer" dedirtemedik. takımımızın maç seçtiği şüphesi de kalkmıştır böylelikle.
  • 383
    yenilmenin değil de oynadığımız oyunun çok üzdüğü maçtır. real madrid'e yenilmekte bana göre garip bir durum yok. biz bu takımla tarihimizde hep karşılaştık yendik ya da yenildik. ama ben stada yeneceğimize ve en azından mücadele anlamında bir şeyler ortaya koyacağımıza inanarak gitmiştim. ne yazık ki beklediğimi bulamadan tribünden ayrıldım.
  • 384
    maçtan önce real madrid kötü, biz ise mükemmel değiliz minvalindeki yorumları çokça görüyordum ve bu tespitten dolayı bizim real madrid'i yenebileceğimizi düşünenleri gördükçe şaşırıyordum.

    ispanya la liga'da lig birincisi barcelona'nın 1 puan arkasında bulunan tarihin gelmiş geçmiş en büyük takımlarından birinin sanki ligin bitmesine birkaç hafta kalan küme düşme hattı civarında dolaşıyormuşcasına yapılan yorumlar kadar içi boş başka türlü bir yorum olamaz. hele de biz ligde ciddi anlamda sallantılar yaşarken, ilk 11 oyuncularının 6-7'sinin ciddi şekilde performansı tartışılır iken biz nasıl 'mükemmel değiliz' söz öbeği altında değerlendirilebiliyoruz hiç anlamış değilim.

    real madrid ve benzeri takımlara karşı nşa'da 10 maç yapsanız muhtemelen 8'ini kaybedersiniz. bu durum sizin kötü günler geçirdiğiniz, onların ise iyi veya ortalama seviyede olduğu durumlarda 10'da 10 kayıp halini alacaktır. tam tersi durumda (yani biz iyiyiz, onlar ise kötü) ise 8/10'luk real madrid galibiyet oranı hadi insin de 5-6/10 seviyelerine insin ki kalan 4-5 maçın da bizim tarafımızdan kazanılabileceğini söylemek epey iyimserlik olacaktır. belki o maçların 2 veya en fazla 3'ünü kazanabiliriz.

    burada yapılan yorumların teknik ekibi ve takımdaki oyuncuları bağlayıcılığı yok fakat kendi içimizde 'öyle yeneriz, böyle yeneriz, yok real madrid bizim ezeli rakibimiz, h2hlerde kafa kafayayız' gibi mesnetsiz ifadeler kişileri anlamsız beklentiler içine sürüklüyor ve olumsuz bir sonuçta her şey sona ermişcesine davranmamıza neden oluyor.

    bilemiyorum belki de bu girinin uygun olduğu başlık burası değildir fakat moderasyonun yazar alımında en çok dikkat etmesi gereken unsur elle tutulur, akla mantığa yatkın, sağduyulu kişilerin bu platformda bulunması olmalıdır. yoksa antu vb. gibi platformlardan hiçbir farkımız kalmaz ki son 8-10 aylık süreçte artık ben maalesef farkımızın kalmadığını düşünüyorum.
  • 385
    dün maçtan önce bir istatistik paylaşmıştım. demiştim ki real madrid karşılaşmaları olduğunda benim aklıma ilk gelen şey " ilk yarıda kalemizde gördüğümüz erken gol "

    (bkz: #2790113)

    sağolsunlar dünkü 22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçı nda da bu istatistik perçinlendi. 18. dakikada golü kalemizde gördük.

    adamlarla 8 maç yaptık, 7 sinde ilk yarıda gol yedik ve bunların bir çoğu ilk yarım saatte.

    9. maç ne olacak, onu da göreceğiz. farklı olmaz diye düşünüyorum.

    daha önce seyrettiğim bütün real madrid maçlarını kazanan birisi olarak dünkü maçta istatistiği bozmamak adına gitmedim. bir belhanda inadı uğruna bozar mıyım şu güzel istatistiği. * gitmeden bu kadar kahroluyorsak, gitseydik kimbilir ne halde olurduk.
  • 386
    bu maçı farklı kaybetmediysek sebebi muslera'nın kalede olması, benzema'nın gününde olmamasıdır.
    real madrid neden bu kadar pozisyon buldu peki? çünkü öyle saçma yerlerde öyle toplar kaybettik ve öyle boş bıraktık ki ortasaha oyuncularını rahat rahat paslaştılar.
    tek tek isim isim yazmayacağım gerek yok.
    hücumda ise bir planımız yoktu her zaman olduğu gibi. topu alan topu babel'e şişirdi. babel allah var çok iyi indirdi topları. sonra? sonrası yok işte bu kadar.
    ama buna rağmen hala sorunu ıslıklamakta arıyorsak yazık, gerçekten yazık.
    terim'in bir an önce kendisine gelmesi ve artık teknik adamlık yeteneklerini göstermesi gerekiyor.
  • 387
    bir ton para verip bilet aldığım sonra da gidip loca'dan maç izlediğim maç oldu. bendeki drama bakın! ha ben yine locada duramayıp, taraftarın arasına girdim ikinci yarı maç izlemek için ama o sırada taraftarın da heyecanı kaçmıştı maalesef.

    işin kişisel kısmını bırakırsak ilk yarı defansımız üçlü savunmaya rağmen çok aksadı. rakip, topu her aldığında 2-3 pasla bizim ceza sahamıza girdiler ve şut pozisyonu buldular. bu pozisyonların hiç biri muslera'yı zorlayacak pozisyonlar olmadı ama bu kadar çok pozisyon verilmesi hatta maç boyunca toplam 25 şut çekmiş olmaları çok rahatsız edici. muslera maç boyunca 13 top çıkartmış, belki de şampiyonlar ligi rekoru olabilir bu sadece 1 gol yiyip, 13 şut çıkartmak (gerçi akinfeev'in bir arsenal maçı efsanesi var, onu geçemez muhtemelen). yediğimiz golde de top seri'ye çarpmasa yine yemezdik, seri efendi keşke gölge etmeseydi maçta.

    belhanda hakkında bir şey söylemek istemiyorum aslında. çene kırığından beri oyunu oldukça olumsuz bence de. taraftarın tepkisi ve beklentisi de haksız sayılmaz. ama dün maçta bir tanesini gördüm ki, adam neye çıktıysa artık, bütün herkesin üstünde belhanda'nın direkt duyabileceği şekilde ana avrat gidiyordu, zaten belhanda'da ona cevap vermeye kalkınca iyice gerildi ve ondan sonra ipler koptu. oyuncuya tepki verilmez diye bir şey yok ama bunu devam eden maçta yapınca sadece o oyuncuyu değil takımı da germiş oluyoruz, bilmem bunun farkında mı insanlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın