• 162
    sabah 7’de uyanıcam ama yine uyku tutmadı. sürekli bu maçı düşünüyorum. normal şartlarda bunlara basıp geçmemiz gerekiyor. ama çekindiğim tek nokta bu kadar berbat oynamaları. fenerbahçe biraz futbol oynasa diyecek ki maçı 3-0 alırız. klasik aykut kocaman 90 dakika boyunca defansa yatacaktır. araya bi gol sıkıştırırsa da saçma sapan bi gol atarlar. napıp edip ilk 25 dakika bir gol bulmamız gerekiyor. sonra yer misin, yemez misin? uzun lafın kısası ne şekilde olursa olsun sen bize 3 puanı nasip eyle yarabbim. maça daha var 114 saat 10 dakika nasıl geçecek zaman bilmiyorum.
  • 163
    gerçi daha çok erken ama 17 ekim tarihli idmandaki çift kale maçta çekilen fotoğraflardan geliştirmiş olduğum yelek teorisine göre hoca selçuk inan ve iasmin latovlevici'li bir kadro düşünüyor :(

    serdar aziz, ndiaye, feghouli ve belhanda as takımda diğer gördüğüm isimler. daha beş gün var ama şimdilik durum şu şekilde görünüyor;

    http://galatasaray11.com/kadro/basliksiz-34550
  • 164
    son günlerde bu maçla alakalı aleni bir şekilde fenerbahçe'nin güçlü olduğu, ritmini bulduğu, art arda galibiyetler alarak ligin zirvesiyle aradaki puan farkını kapatacağı, ısrarla konuşturulmaya çalışılıyor. bakın konuşulmuyor, konuşturulmaya çalışılıyor.

    peki kim bu konuşturmaya çalışanlar?

    başta rakibin teknik direktörü, sinsilikte ülke futbolunun açık ara 1 numarasi aykut kocaman, onun en büyük yancılarından şam şeytanı rıdvan dilmen ve bu güruhun medyadaki kalemşörleri; en önde ahmet ercanlar olmak üzere emre bol gibi asalaklar, mehmet y. yılmaz gibi kıdemliler ile olası bir galatasaray mağlubiyeti fazlasıyla işine gelecek olan turgay demir, taner karaman gibi sentetik madde müptezelleri. bu ekip öyle bir hava estirmeye çalışıyor ki sanki 8 maçta 7 galibiyet alıp 1 beraberlikle zirvede tek başına oturan fenerbahçe, sezon başından beri ne oynadığı anlaşılmayan, kaleyi bulan şut olmadan maç tamamlayan, taraftarının bile ümit kestiği galatasaray'ı ağırlıyor.

    bakıyorum, alttan girip üstten çıkıyorum, fenerbahçe'nin oyun planına, taktiğine dair hiçbir analiz yok. varsa yoksa "galatasaray güçlü takımlarla oynamadı" geyiği. peki, haydi bunu kabul edelim ama önümüze konulan kitabı bir de tersten okuyalım. fenerbahçe'nin aldığı 14 puanı kimlerden aldığına bakalım:

    göztepe'den 1 puan almışlar (2-2). lige yeni çıkan ve ilk maçını seyircisiz oynayan göztepe'yle berabere kalmışlar. biz ilk hafta kayserispor'u 4-1 yenerken kayserispor küme düşmenin en büyük adayıydı. şu an o kayserispor, göztepe'den sadece 2 puan geride ve fenerbahçe'yle aynı puanda.

    trabzonspor'dan da 1 puan almışlar. şu an süper lig'in en çok gol yiyen takımı olan (21 gol), sahasında 3-0'dan 3-4 maç veren, akhisar'dan 6 yiyen, hocası istifa etmek zorunda kalan trabzonspor'dan 1 puanı, yanılmıyorsam durica'nın sebep olduğu saçma sapan penaltıyla zar zor alabilmişlerdi.

    gençlerbirliği'ni 1-2 yenerek 3 puan almışlar. o maçtan sonra hocası istifa eden, ligin ilk 7 haftasında ligin dibine demir atan ve maçın 50 dakikasını 10, son bölümlerini 9 kişi oynayan gençler'i yenerek galibiyetle tanışabilmişler.

    alanyaspor'u 1-4 yenerek 3 puan daha almışlar. şu an ligde 10. sırada olan alanyaspor, o haftanın bitiminde 14. sıradaymış.

    2-1 yendikleri beşiktaş derbisi hepimizin malumu. beşiktaş'ın ofsayt gerekçesiyle verilmeyen nizami golü, cenk tosun'un verilmeyen çok net penaltı pozisyonu, 2 adet* penaltı ile kazanılan bir derbi.

    en nihayetinde ligin en kötü takımlarının bir seviye üstünde olan, 4. haftada hoca değiştirmiş, 13. sıradaki malatyaspor'a karşı 3-1 ile içeride alınan 3 puan.

    bunca laf tantanası yapmamın sebebi, ısrarla bize kabul ettirilmeye çalışılan "güçlü takımlarla oynamama" teranesinden yola çıkarak fenerbahçe'nin durumuna göz atmak. çok basit bir skor taramasıyla çıkan sonuç; iyi de güzel kardeşim, sen şaibeli derbi hariç bir tane büyük maç, büyük maçı geçtim, ilk 8'deki bir takıma karşı tek bir maç kazanamamışsın ki. bu neyin özgüveni? sen kendini nerede görüyorsun ki 8 maçta 22 puan toplayan rakibini yeneceğinden bu kadar emin oluyorsun?

    ben bu derbiyi kesin kazanacağız ya da kaybedeceğiz demiyorum zira geleceği görme yeteneğim yok, üstelik burada haftalardır "şöyle yeneriz, böyle mağlup ederiz, skor şu olur" minvalinde konuşan yazar arkadaşları yanlış bulan, temkinli bir taraftarım ama ortada bu kadar net bir tablo varken ısrarla kamuoyu yaratma çabası da fazlasıyla komik. neyse ki daha önceki yorumlarda bazı yazar arkadaşların da belirttiği gibi izole bir takımımız var, bu tip komik baskı unsurlarından, boşboğaz tetikçilerin laubali yazılarından bihaber vaziyette maça hazırlanıyorlar. umarım gönlümüzden geçen sonuçla takımımız yoluna doludizgin devam eder. muhtemel bir mağlubiyet ya da beraberlik de sadece kaybedilen puanlar demektir. tıpkı rakiplerin geride kalan 8 haftada defalarca yaşadığı gibi.
  • 171
    maçtan önce yaratılan atmosferler derbinin gidişatını belirler. bir kere yaratılan algıları kırmak lazım.

    ilk olarak;
    bu maçı fenerbahçe kazanmak zorundadır. kendisini ispat etmek zorunda olan fenerbahçe'dir. ancak nedense medyada galatasaray'ın güçlü bir takımla oynayarak kendisini ispat etmek zorunda olduğu yansıtılıyor. fenerbahçe güçlü takımla oynadı da başı göğe mi erdi? 8 puan fark yedi.

    bunu "suni puan farkı" diyen aykut kocaman da körüklüyor. tekrar ediyorum çünkü önemli bir ayrıntı. kendisini ispat etmek zorunda olan galatasaray futbol takımı değildir!

    bir sonraki nokta;
    fenerbahçe'nin savunma açmakta zorlanan, ancak büyük maçlarda dengeli oynayabilecek bir kadrosu olduğu görüşü. yani bu şu demek. biz ligin dibindeki takımları yenemiyoruz çünkü yavaş oynuyoruz fakat büyük maçlarda iyiyiz çünkü yavaş oynuyoruz. bu ne lan:)
    bu tezin bir taraftan doğruluk payı var. derbilerde oyunu tutabilmek önemli. zaten birinci söylediğim şey bu sebeple medyaya servis ediliyor, bizlere empoze ediliyor. yani bırakın galatasaray kendini ispat etmeye çalışsın. siz oyunu tutun, maçtan doğru skorla ayrılın. fenerbahçe algısını bu şekilde ortaya koyuyor.

    bu durumun panzehiri açıktır. ilki, maçı seyircinin de etkisiyle rakibi boğarak kazanırsın ve fişi çekersin. lakin kaybetme durumu önemli. zaten bu algı geleceğe yatırımdır. ya tutarsa algısıdır.

    eğer galatasaray maçı kaybederse özgüvenini zedeleme girişimidir, aykut kocaman'ın dedikleri ve akabinde medyanın pompaladıkları. maçı kaybetmemiz halinde hala liderin biz olduğunu hatırlayıp, yolumuza devam etmemiz gerekir.

    işin bu kısmı psikolojikti. sahaya döner isek; orta sahayı tutmak isteyecek olan tudor'un selçuk'u bu maça hazırladığını düşünüyorum. konyaspor geçen maçta* mariano ve lato etkinliğini azalttı, ancak ortayı sıkarak işi oradan gördük bu sefer de. umarım fenerbahçe önlem alan taraf olur. eğer öyle olursa, biz yine istediğimiz atı koşturacağız demektir. silahı çok olan takımları durdurmaya yönelik oynarsan, başarılı olma şansını zayıflatırsın.

    sen kahin misin adlı başarısız köşemde bu hafta n'diaye gol atamaz diyorum. belhanda kesin atar. son kahinlik maceramın da hüsranla bitmesinin ardından (bkz: #2247649) hala ne yüzle...
  • 172
    ilk 20 dk içerisinde bir gol bulabilirsek, 55.000 taraftarın coşkusu ile birlikte feneri sahadan sileceğimiz maç olacaktır. eğer ki gol gecikirse ya da erken yenecek bir gol olursa fernando soğuk kanlılığıyla maçı çevirebiliriz. maçı fenere vermemizin tek senaryosu golü erken bulamayıp ya da erken yenecek bir golde sinirlerimizin bozulması ve saçma kartlar görmemizdir. diğer her türlü senaryoda vurup geçeceğimiz bir maç bekliyorum.
  • 173
    öncesindeki haftanın ortası olan şu günde, hafta başına oranla bugün neredeyse hiç sözlükte üzerinde yoğunlaşılmayan derbi.

    (bkz: konsantrasyon)

    maç önü hafta sözlüğe girdiğimde maç ile ilgili başlıkların çok olması eminim benim gibi çoğu renktaşı gaza getiriyordur. derbi motivasyonumuz hiç kaybolmasın, ezelim geçelim!

    ilave: baskın oyunumuzdan kesinlikle taviz vermemeliyiz, bir an bile oyunu kontrol edebildiklerini düşünmemeliler. mariano'nun, feghouli'nin alanlar bulması, baskılarını hissettirmesi gerçekten bizim için çok önemli. daha önce yine aynı başlıkta yazmıştım, skor önemli değil, kazanalım, ama ezelim. ligin psikolojik dinamiklerini yüzde yüz tarafımıza çekmek açısından ve son bir kaç gündür süren "suni fark" muhabbetini çıktığı yere gömmek açısından oyun olarak ezerek yenelim.
  • 176
    şimdi maçı kadrolar ve oyunlar üzerinden de bir değerlendirelim. bana göre fenerbahçe'nin bu maça çıkacağı ilk onbir bu olacak. belki janssen yerine soldado olur onun dışında bu ilk onbir net gibi. tabii tutup da mehmet topal'ı da oynatır, aykut kocaman ve 7 ön liberolar oyununu izletirse zaten fener yarı sahayı geçemez.

    ------------kameni------------

    isla - neto - skrtel - hasan ali

    ---------souza - ozan --------

    --dirar - giuliano - valbuena --

    ------------janssen-------------

    son maçlarda fenerbahçe özellikle sağ taraftan hücum yapmaya çalışan bir takım. isla-dirar-giulliano ile o tarafı zorlayacaklardır. lato ya da linnes artık kim oynarsa oynasın, o bölgeye yardım etmesi gerekiyor oynayacak olan oyuncuların. burada oynarsa tolga(selçuk, rodri) ve belhanda'nın sol beke yardım etmesi önemli.

    biz de fenerbahçe gibi sağ tarafta daha güçlüyüz. feghouli ve mariano hem kanat akınları, hem de oyun kurmada fevkalade oyuncular. o bölgede hasan ali ya da ismail köybaşı'nın oynayacağını düşünürsek sol bek veya sol stoperi çift sarıdan bile attırabiliriz. buradan çok etkili geleceğimizi düşünüyorum. eğer ligdeki takımların sonradan yaptığı gibi burayı kapatma olayına girerlerse de sol taraftan linnes ya da lato ile tehlike yaratabiliriz. maicon ve fernando gibi iki uzun top ustası var takımda.

    orta sahalarda zaten fernando-ndiaye > josef+ozan , burada oyuncularımızın ve hakemin tek dikkat etmesi gereken şey aşırı sertlik. josef bileğe basmada, oyunu provake etmede oldukça usta, ozan da öğrendi artık bu işleri ama oyuncularımız bu bölgede de bence çok üstün. 70'te falan fener orta sahasının biteceğini düşünüyorum. alper ve neustadter hamleleri ikinci yarıda gelebilir. volkan demirel gibi taraftarın enerjisini maçtan soyutlayan ve üzerine alan bir oyuncu olmayacak sahada bence maçta sakin kalıp, oyununa konsantre olması gereken bir takım olduğumuz için önemli. bizi oyunla yenemeyeceklerine eminim.

    genelde neto ve isla ile top çıkarmaya ve uzun top atmaya çalışan fenerbahçe'ye bu bölgede baskı yapmalıyız. skrtel falan hata yapmaya müsait. ben gomis'in bu maçta iyi marke edileceğini düşünüyorum. bu sebeple sürpriz ceza sahası girişleri olan tolga ciğerci'nin varlığı önemli, yine feghouli de o işleri yapacaktır. dilerim platonik aşkları belhanda da bu maçta fenerlileri bir kere daha üzer.

    maçı her gün kafamda oynuyorum ve sürekli kafamda 7 aralık 2011'deki maç geliyor gözümün önüne. yine benzer şekilde bir presle fener'i boğup, mümkünse ilk yarıdan fişi çekmeliyiz.

    maçta gol atamadığımız her dakika fener'in de direnci artacaktır. onlara bu şansı tanımamalıyız. 2 gol de yesek 3'ü atacabilecek bir takımız. yeter ki kırmızı kart görmeyelim. maçta aşırı agresif bir hal alıp, maçtan kopmayalım. sakin sakin koyalım.

    zaten atmosferi görünce fenerli oyuncular 1-0 geride başlayacaklardır maça. bizimkiler de ekstra öz güvenle yaldır yaldır oynayacaklardır.

    çok büyük şanssızlıklar olmazsa bu maçı en az 2 farkla kazanacağımıza inanıyorum.

    yeter ki maça hakem (cüneyt çakır ya da fırat aydınus olacak bu kesin) damga vurmasın.
  • 183
    resmi twitter hesabımızdan paylaşılan kısıtlı sayıdaki fotoğraftan türettiğim yelek teorisine göre orta alanda fernando, ndiaye ve belhanda, defansta ise serdar aziz (elbette ki maicon'un partneri olarak) oynayacak. selçuk inan konusunu teyit edemediğim için ilgili orta saha üçlüsünün kurgusu nasıl olacak şu an emin değilim. resmi sitede bol fotoğraflı haber de girilsin bir daha yazarım...

    not: ben şahsen orta üçlünün yukarıdaki gibi olması, yani performansı şüpheli selçuk inan için sezon başından beri bizi taşıyan ekibin bozulmaması taraftarıyım. inşallah solda tolga ciğerci oynar.
  • 184
    bilemiyorum altan içimden bir ses bu macta bizi biçecekler diyor. o yuzden igor tudor ve aslanlarimizin çelik gibi sinirlere ihtiyaci var. rakip 11 kisi olmayacak, federasyonu, hakemi, yan hakemi, 4. hakemi, i*ne hakemi falan şoyle bi 40-50bin kisi olacak. guc anlaminda yani. ben tek siz hepiniz ulan diyerekten allah allah nidalariyla maca baslayip 30 dakikada rakibin fisini cekersek, o zaman bu sezon kimse bizi durduramaz. ne diyorduk? galatasaray'ın tek rakibi kendisidir.
  • 185
    düşünülenin aksine bence hiç de kolay olmayacak karşılaşma.

    eğer her zaman yaptığımız gibi dağınık şekilde hücum etmeye çalışırsak, fenerbahçe bulacağı o boşluklara gerekli cezayı kesecek oyunculara sahip.

    daha sakin oynayıp boşluk arayacaklar diye düşünüyorum. yapacağımız baskıyla erken gol bulabilirsek ne ala. yoksa işler zorlaşır, sinirler gerilir, tahminler tersine dönebilir. ayrıca, özellikle ndiaye’nin sakin oynaması ve erken kart görmemesi lazım. daha derli toplu oynayabilirsek kazanabileceğimizi düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın