21 şubat 2019 benfica galatasaray maçı

• 401

  kimse bana demesin turu haketmedik falan, 2 macta da hakem kararlariyla bu turu kaybettik. canlari sagolsun. seneye daha guclu gelecegiz.
• 402

  uefanin ayrımcılıği sonucu 2 maçta da hakkımız yenmiş ve tur haz etmediğim ulkenin takımına kalmıştır. bu kadar çıt kırildım oyuncuları once ispanyol sonra rumen hakemlerle koruyan bir uefa. malesef ilk maç haybeye yalan penaltı burada da emre akbaba'nın sayılmayan golü rezillik.
  @uefa twittee hesabına saydırmak serbest ^^
• 403

  oynadığımız futbol bence fena değildi. zaten neredeyse yeni kurulmuş gibi takımımız. savunmamız gayet iyiydi. hücumdaki uyum sorunumuzu çözebilirsek ilerleyen dönemlerde daha iyi bir galatasaray izleyeceğimize inanıyorum.
• 404

  tamam kötü oynadık bu gerçek ama iki maçta da aleyhimize gol verildi. hata demiyorum resmen 2 hatalı gol yedik. birini biz attık sayılmadı, bitinde penaltı yokken verildi. böyle turnuvanın amk.
• 405

  kuruluş amacı türk olmayan takımları yenmek olan galatasaray, bir avrupa maçında şartlar ne olursa olsun bu kadar korkak ve aciz oynayamaz! yense de yenilse de aslanlar gibi mücadele eder. aksini düşünenin yeri galatasaray değildir.
  
  bütün bunlara rağmen olmayan ofsayt ve saçma sapan penaltı çalınması can sıkıcı. turu geçmesek bile en azından bir galibiyet alabilmeliydik.
• 406

  kabul ediyorum benfica oyunu istediği anda domine etti her iki maçtada ve bizden daha sistemliler ama ilk maçtaki saçma penaltı ve bu maçta verilmeyen gol, hangi takım olursa olsun fiziken değil zihnen maçtan kopartırsınız futbolcuları bu tarz kararlarla, uefa'nın kendi organizasyonu olan 2 numaralı kupasına üvey evlat muamelesi yapıp neden var getirmediği bu hususta tam anlamıyla fiyaskodur.
• 407

  var eksikliğinin negatif etkilerini iliklerimize kadar hissettiğimiz maç. yanarım şu gevşek portekizlilere tur verdiğimize yanarım.
• 408

  benim için dakika 80'e kadar anlamsızca oyuncu değiştirilmeyen ve sabote edilen maç olarak kalacak.
• 409

  bahsi geçen stadyumun etkililiği ve taraftarın gücü falan yoktu bugünkü maçta. biz iyi oynasaydık pekala eleyebilirdik de ama kendi mallığımıza elendik. ha ama ilk maçta bedava penaltı ve bu maçtaki verilmeyen temiz golümüz olmasa yine de farklı olabilirdi. temiz golümüzü verseler 5dk+uzatmalar vardı. bir coşku alıp 2.yi de araya sıkıştırma şansımız olabilirdi. ama hakem golü vermeyince bizimkiler de artık buraya kadar dedi.
  
  bu arada maçın sonlarında mariano top bizdeyken durduk yere kayıp topu rakibe vermişti. "ne yapıyorsun ulan!" diye iki elimle dizlerime vurmuşum. nasıl vurmuşsam artık dizlerim yanıyor cayır cayır*
• 410

  benfica'nın bizi 90 dk boyunca uyuttuğu müsabaka.
• 411

  bizim taktiğimiz neydi, biz ne oynamak istedik inanılmaz merak ediyorum, birileri sorsa da izlesek.
  
  fatih hocam kusura bakmasın da yani sahaya hocasız çıksak yine bu oyunu oynardık.
  
  gerçekten amacımız neydi, ne hedeflendi kafayı yiyeceğim.
• 412

  bu maçta ve eşleşmede takımın oyununu konuşmak 23 kasım 2018 galatasaray konyaspor maçında takımın oyununu konuşmaktan farksız bence.
  
  var veya adil hakem yönetimi olsa elemiştik benfica'yı. konya maçını da kazanmıştık. camianın odağı bu gerçekler olmalı.
  
  evinize hırsız girip televizyonunuzu çalsa, "ya ben de iki televizyon alabilirdim aslında, alsam şimdi bir tane televizyonum olurdu hala" diye mi düşünürsünüz?
• 413

  iki maç olarak düşünürsek, rakipten bir gol çıkarıp bize bir gol yazmamız lazım. hesap ortada. iki maçta ortada geçti. hakemler daha adil yönetse, maçlarda var olsa biz bu turu geçerdik. öyle bir penaltı ve ofsayt kararları verildi ki var’a bile ihtiyaç yok. ya kör ya da art niyetli olmaları lazımdı hakemlerin ben kör olduklarını düşünmüyorum. neyse aslanlarım elinizden geleni yaptınız. artık lige asılma zamanı. alalım 22. şampiyonluğu, avrupa’yı da seneye sallarız!
• 414

  turu geçmeyi kesinlikle hak etmedik, romantik olmaya gerek yok. takım ne yaptığını bilmez bir halde. bugün bunları söyleyelim ki en azından önümüzdeki sene böyle maçlar izlemeyelim. benfica her geldiğince bilinçli ve tehlikeliydi. bizim hiçbir taktiğimiz yok gördüğüm kadarıyla. süper ligde bu taktiksizlikle, her hafta bir oyuncumuz ön plana çıkarak bir şekilde ilerliyoruz ama avrupada böyle bireysel performanslarla maç kazanamazsın. acilen takıma uygun bir dizilişe ve taktiğe geçilmeli.
  
  sahada ne yapmaya hiç anlayamadım. hiçbir ikili oyun, duvar pası, çalışılmış pozisyon görmedim ben. oyuncular kendi halinde oynuyor gibiydi. belli ki bu taktik bize uymuyor. fatih hoca bir an önce özüne dönmeli ve kendi bildiği sistemi oturtmalı. fakat şu an oynamaya çalıştığımız sistem, ki var mı emin değilim, işlevsiz!
  
  bunların haricinde hakemin yaptığı hatalar tabii ki konuşulabilir fakat bu oyun avrupa için çok yetersiz, lütfen kafamızı kuma gömüp kendimizi kandırmayalım.
• 415

  ne tip bir oyun oynadigimizi anlamadigim, oyuncu değişikliklerinin gec yapildigi, bence benfica'nin fazla da kasmadan oynadigi, neticesinde arupa'ya veda ettigimiz bir karsilasma. son yillarda olmuyor. makas gitgide aciliyor. euro kuru ciktikca oyuncu kalitemiz de vasatin az üstünde olacak.
• 416

  ilk ayağında aleyhimize uydurma bir penaltının verilmesine ve bu maçta da -ofsayt çizgisini göremediğimiz için emin olmamakla birlikte- nizami golümüzün verilmemesine rağmen gram hak etmediğimiz uefa avrupa ligi son 32 turunun ikinci maçı.
• 417

  iki ayaklı maç için belirlenebilecek en fiyasko planı belirlemiş olmak berbat hissettiriyor. yine işi hakeme bağladık kurtulduk, evet hakem hatalı kararlar verdi. bugün golü iptal etmesi ise düpedüz hakemin ahmaklığı, çok yakın, emin değilsin oynat gol say zaten 1-0 da yetmiyor. ilk maç, penaltı ile uzaktan yakından alakası olmayan pozisyon da olsa; o el öyle açık olmaz marcao hakemi düzeltemiyorsun ama oyuncunu, hocanı, yönetimini ya da taraftarını düzeltebilirsin. ilk maç kendi evinde 1-1'i buldun olursa ara diğer golleri, yeme başka gol. rövanşa çıktın ikinci yarı al riski 80 dk beklenir mi? 1-0 yetmiyor zaten ki yetecekken ilk maçtaki gereksiz risk ile yetmediğini hatırlayalım. bir kupa aldık bir çeyrek final gerisi patates olmamalı. çık oyna kazan ikinci maç olur penaltı, kırmızı vs talihsizlik der çıkarız. bu iki ayaklı maça baktığımda maalesef ne rennes ne kiev zenit bile olamadık.
• 418

  ilk maçta ispanyol hakem ile başlayan hatalar zinciri, dün gece de rumen hakem ve yardımcıları ile devam edince galatasaray bu sezon için avrupa kupalarına veda etmek zorunda kaldı. lakin fatih terim'in dediği gibi "değişen ve gelişen bir takımız" ve haziran ayında da yapılacak takviyeler ile galatasaray, ali sami yen'in kuruluş amacında belirttiği üzere "ait olduğu lige" çok daha güçlü dönecek, "mekanın sahibinin kim olduğunu" gösterecektir dosta düşmana...
  
  nasıl ki ultraslan-üni, anadolu'daki deplasmanları galatasaray için ali sami yen havasına çeviriyor, ultraslan'ın avrupa oluşumu olan ultraslan avrupa da almanya, fransa, belçika, portekiz demeden yurt dışı deplasmanları galatasaray için "iç saha"ya dönüştürüyor. estadio da luz'da da uefa avrupa ligi son 32 turu rövanş maçı benfica'lı taraftarların şaşkın bakışları altında sarı kırmızılı taraftarların üçlüsü ile başladı, gençlik marşı ile devam etti ve ev sahibi tribünlerin de "telefonlarının ışıkları" ile eşlik ettiği nevizade geceleri ile son buldu... evet, taraftar ilk maçın skoruna bakmadan, "galatasaray varsa, umut vardır" diyerek kendisine ayrılan bloğu doldurmuş, "sığmıyoruz" diyerek yan tarafların açılması için portekiz polisleri ile tartışıyordu...
  
  fatih terim'in takımı da avrupa macerasına devam edebilmek için gollere ihtiyacı olduğunun bilincinde ev sahibi yarı sahasına oyunu yıkıp, erken bir gol ile ipleri eline almak istiyordu. benfica ise istanbul'dan rahat dönmüş, sağlam savunma yapıp, kalesinde gol görmemek temel gayesi içinde mücadele ederken, ani çıkışlarla galatasaray'ı avlamanın peşindeydi. düşündüklerini de yaptılar kırmızı beyazlı forvet oyuncuları, özellikle sarı-kırmızılıların atak sonlandıramadığı, ya da çok adamla hücüm ederken kaybettiği toplarla muslera'nın kalesine ciddi şekilde geldiler de bu ataklarda ya cervi, ya pizzi, ya da felix son vuruşlarda beceriksizdi, ya da marcao liderliğindeki galatasaray savunması dikkatliydi.
  
  bireysel yeteneklerin ön plana çıkmadığı, takım sistemi ve disiplini içinde mücadele eden "taş" gibi bir takıma karşı oynuyordu galatasaray ve rakip ceza sahası içinde aradığı pozisyonları bir türlü bulamıyordu. sağ kanatta mariano, sol kanatta nagatomo her zamanki gibi bindirmelerde bulunuyor ama onların önlerindeki feghouli ve onyekuru ile pas alışverişlerini engelliyor ev sahibi topçular, forvetteki diagne'ye orta yapmalarına müsaade etmiyorlardı. ister altında "şahin" olsun ister ferrari, yakıt koymazsan araba gitmez, diagne'ye orta yapmazsan adam sahada dolaşıp durur... luyindama ve marcao'nun da hava toplarında başarılı olmaları vesilesiyle fatih terim deplasmanda gol atma yollarından birinin de duran toplardan olabileceğini hesaba katmış ve maç içinde de stoperlerini rakip ceza sahasına yollamak için sürekli talimat veriyordu da, belhanda "formsuz" gecelerinden birini yaşıyor, topu arkadaşlarının olmadığı yerlere atma "becerisi" gösteriyordu...
  
  sağlı sollu kanatları kapayan, rakibinin bloklar arası bağlantılarını koparan böyle komple bir takıma karşı pozisyon bulmanın tek yolu özellikle savunma ve orta saha oyuncularının kaptıkları toplarla rakip ceza sahasına doğru "driplingle" kamıkaze dalışı yapmaktı. bir kaç kez bunu nagatomo ile, luyindama ile ve n'diaye ile denedi galatasaray ve belki de maç boyu en tehlikeli olduğu anlar bu pozisyonlardı ama son paslar yerini bulmayınca skorbord değişmedi...
  
  dakikalarla birlikte ümitlerin de tükenmeye başladığı anlarda fatih terim önce sinan'ı, sonrasında yunus ve emre akbaba'yı oyuna alarak elden giden turu tutmak için son kurşununu da kullandı. işe de yarayacaktı bu değişiklikler, "umuda sarılacaktı" galatasaraylılar son 10 dakikada, çünkü maçtaki tek isabetli ortada diagne'nin kafa vuruşunda kaleciden dönen topu emre akbaba ağlara yollamıştı da yardımcı hakem "acımasızca" ve "bilinçsizce" ofsayt bayrağını kaldırmasaydı... "vebali uefa'nın boynuna, üvey evlat yaptıkları uefa avrupa liginin marka değerini düşürdüler" derken, çok da haklıydı fatih terim maç sonunda. bir gün önce şampiyonlar liginde var'a bakılarak iptal edilen ya da geçerli sayılan goller, bir gün sonra "yan hakemin" insiyatifine göre sonuca bağlanan pozisyonlar...
  
  galatasaray'ın umuda yolculuğu hüsranla sonuçlandı belki ama "galiptir bu yolda mağlup"... benfica gibi uefa avrupa ligini kazanabilecek seviyede top oynayan bir ekibe karşı deplasmanda ortaya konan mücadele türkiye süper ligi için ışık ve ümit verdi. özellikle bu sene şampiyonlar ligi ve uefa avrupa liginde oynadığı tüm maçlarda gol atmayı başarmış rakibe karşı galatasaray savunmasının kalesini kapaması takdire şayandı. galatasaray her türlü gol atar, yeter ki gol yemesin ve diagne'ye güvenim sonsuz, "oryantasyon" dönemini atlatması ile birlikte gollerine de kaldığı yerden devam edeceğine hiç şüphem yok... başlarında da türkiye liginin "master şefi" fatih terim olunca, 22. şampiyonluk pastası yine sami yen'de kesilecektir... buna o kadar yürekten inanıyorum ama tek korkum var: ligde hakemler ellerinde var olmasına rağmen tarafsız davranacaklar mı? yoksa birilerini korumak için "ellerini çabuk" tutup, var'a bile bakmayacaklar mı?
  
  maçtan fotoğraflar ve kaynak için:
  https://ultrasmovement.blogspot.com/...a0-0galatasaray.html
• 419

  takım'ın güncel durumunu tüm çıplaklığı ile gösteren maç.
  
  yok arkadaşlar. olmuyor, olmuyor.
  galatasaray'ın karakteristik özelliği ön alanda rakibi boğacak derecede koşmak ve pres yapmak. bunu biz değil benfica yaptı. biz 11 kişi onlar 22 kişiydi sanki. onu geçin adam akıllı iki pas bile yapamadık. zaten zar zor girdiğimiz pozisyonları da saçma sapan pas hatalarıyla sonlandıramadık.
  
  diagne'nin nesini eleştiriyorsunuz anlamadım. goller kaçırır, ortalar gelir vuramaz, top atılır koşamaz eleştiririz eyvallah. var mı öyle bir şey. ceza sahasına kaç kez girdik ki. girdiğimiz zamanlar da, takım alışmış forvetsiz oynamaya başlarını kaldırıp orta yapmak, pas vermek akıllarına bile gelmiyor.
  takımın tek sevindirici yönü stoper ikilimizin çok iyi oluşu ve daha iyi olacak olması.
  
  kısacası bu kadro ve oyun lig için yeterli olabilir ancak biz avrupada başarıyı misyon edinmiş bir takımız. istersek 40 defa şampiyon olalım avrupa başarısı gelmedikçe bizim için anlamsızdır. zaten bizi fenerbahçe'den ve beşiktaş'tan ayıran en önemli faktör de budur.
  
  o yüzden seneye takımın orta sahası baştan ayağa değişmeli. bize genç, yetenekli, koşan ve hırslı futbolcular lazım.
  ve çok iyi bir 10 numara.
• 420

  ya ne yangıncı taraftarsınız arkadaş, fatih hoca olmasa gene aynı sonucu alırdık diyen mi ararsın, yok pas atamıyorlar takım komple çöp diyen mi ararsın,
  
  ne abi sizin derdiniz çok merak ediyorum, başarı emek ister, zaman ister, değişim ister bunlar da şak diye olmaz,
  
  ben verilen emeği, değişimi gözlemleyebiliyorum bu takım iyi olacak bu net, bırakın azcık oyuncuları, bırakın azcık hocayı,
  
  chelsea den 5 yiyen de bu hocaydı, uefa yı kazandıran da bu hocaydı hepsi aynı sezonda oldu, kör mü oldu gözleriniz de bukadar sabırsızsınız,
  
  hoca geldikten sonra elinin değdiği her noktada iyileşme var görmüyor musunuz?
  - takımın kondisyonu arttı mı arttı,
  - çöp kutusuna atılan adamlardan verim aldı mı aldı,
  - dokunuş yaptığı sol bek, stoperlerden üst düzey verim alıyor mu alıyor,
  - takım da belhanda feghouli onyekuru gibi yetenekli ama oyun disiplininden uzak adamları belli bir disiplin içinde oynatmayı başarıyor mu başarıyor,
  
  benci sabırlı ve sakin olmalıyız, hocanın aklındaki oyuna uygun oyuncular geldikçe daha iyi sonuçlar alacağız.
  21 şubat 2019 benfica galatasaray maçı bu sabrı göstermemiz gerektiğinin sinyallerini fazlasıyla verdi.
• 421

  artık geride bırakmamız gereken maç.
  
  beni asıl irrite eden şey ise başka. hakem hatalarından bahsettikten sonra rakip takımların iq seviyesi tek haneli olan çoğu taraftarının "hakemler de hata yapabilir" ironisini gerçek sanıp her fırsatta bunu başımıza kakmaları. bir kişi daha dalga geçmek için bunu söylerse suratının ortasına patlatacağım artık.