• 722
    2021-2022 sezonuna havlu attığımız maç. 10 kişi kalan fb'ye evimizde son dakika golüyle yenilmiştik ama var hakemi yaşar kemal uğurlu denen fb askerinin payı çok büyüktü. fb'nin ilk attığı golde irfan faul yaptığı halde iptal ettirmeyip diagne'nin golünü faul diye iptal ettirdi. son dakikalarda berkan'ın ceza sahasında itilmesini de aynı şekilde es geçmişti. yani maçı bizden alıp şikecilere vermişti. ha eğer 2022-2023 veya 2023-2024 sezonundaki güçlü galatasaray olsa hakemlere rağmen şikecileri duman ederdi bu maçta o ayrı konu. zaten galatasaray ne zaman sahada zayıf olsa istedikleri operasyonu çekiyorlar rahat rahat.
  • 724
    galatasaray taraftarının "fatih terim ile çok kötü bir sezon geçirdik ve hoca o sezon içinde de, o sezona gelinceye kadar da gönderilmeyi çoktan hak etmişti" diyememek için, türlü bahanelerin arkasına sığındığı ve sırf fatih terim'i eleştirememe hastalığından dolayı kabullenemediği maçlardan birisi. bu tarz durumlara konu olan maçlar ve dönemler 2019-2020 ve 2020-2021 sezonunda da bolca vardı ama 2021-2022 sezonu bahane bulma ve fatih hocayı pirüpak ilan edip, sezonun bütün rezilliğini burak elmas'ın ve domenec torrent'in üzerine yıkma konusunda taraftarın bir kısmının unutulmaz, olağanüstü bir uğraş verdiği bir dönemdi. bu gerçeklikten kopuk, bir takıntı haline gelmiş uğraş, bazı arkadaşlarda bugün de devam ediyor.

    bütün sezonu neredeyse statta geçirmiş biri olarak ben kendi gerçeklerimi ifade edeyim; sezonu 5 yiyerek açtığımız psv maçından, antalya beraberliği ile bitirdiğimiz güne kadar istisnalar hariç berbat bir futbol oynadık yıl boyunca. şampiyonlar ligi ön elemesine kadar planlama, gençleşme gibi kelimeleri ağzına almayan ve yönetimden ghezzal'ı, rosier'i, elneny'i, stanciu'yu isteyen fatih hoca da ağustos ayında birden gençleşme ve projelendirme sevdalısı oldu. biz de bunu bir güzel yedik. 2021-2022 sezonunda domenec torrent tercihinin saçmalığı, torrent ile işlerin yoluna koyulamaması ne kadar büyük hata ise; fatih hocanın da kurduğu kadro, sergilediği teknik adamlık, oynattığı oyun en az elmas kadar, torrent kadar hatalıdır. en az diyorum insanları kırmamak için, aslında doğrusu çok daha fazla hatalı olduğudur. galatasaray 2003-2004, 2010-2011 ve 2015-2016 sezonlarından çok daha beter bir yıl geçirmiştir. 8 ocak 2022 akşamı fatih terim zaten son 10 maçında sadece 1 galibiyet almış bir galatasaray bırakmıştı, sezonunun devamında torrent'in işleri toparlayamaması terim'i aklamaz. torrent berbat bir tercihti ama zaten mahvolmuş, bitmiş bir galatasaray'ın başına gelmişti. o takımı kuran, o takım ile ligde 13.sırada yer alan hocayı aklamak için çaba harcamam ben. yok ligde fener'in 5 puan gerisindeymişiz, yok avrupa liginde gruplardan çıkmışız, yok hakemler ezmiş, bunlar benim gözümde hikaye. boş bahane. gerçek ise şu; 8 ocak 2022 akşamı 20 lig maçının sonunda 27 puan toplamış ve 1,35 puan ortalamasına sahip galatasaray. berbat bir futbol oynayan ve ligde 13.sırada olan galatasaray.

    yine statta olduğum ve bu başlığın konusu olan 21 kasım 2021 akşamına geleyim. 10 kişi kalmış fenerbahçe'ye 50 bin taraftarımızın önünde yenilmek fiyaskodur. o akşam yaşanan rezalettir. hakem makem bahane. irfan can kahveci'nin pası ile mesut özil'in attığı golde faul falan yok. her maç içinde, sahanın her yerinde; top kapmak için olan yüzlerce ikili mücadeleden bir tanesi sadece o pozisyon. irfan ikili mücadelede güçlü kaldı, kerem ise faul almaya çalıştı. böyle bir pozisyonun peşinden faul diye sızlanmak bile, o sezon galatasaray futbol takımının taraftarını ne kadar çaresiz bıraktığını gösterir. diagne'nin iptal edilen golü ile bu pozisyonun zerre ilgisi yok; gol önümde oldu, diagne pozisyon almak için rakibini önce kolundan çekti sonra da bütün gücüyle itti. çevremdekiler "gol" diye sevinirken, ben zerre sevinmedim. çünkü gol değildi. fauldü. doğru bir karar ile iptal edildi. "galatasaray'ı katletti" denilen hakem iptal edilen golden sonraki dakikalarda fenerbahçe'yi ikinci sarı karttan 10 kişi bıraktı ki, her iki sarı kart da baya tartışmaya açıktır. aynı bizi "katleden" hakem, hadi gelin doğruları konuşalım, maçın ilk yarısında marcao'yu oyundan atmadı. marcao ikinci yarıda da çok sert oynamasına rağmen oyundan atılmadı. hakem o gün özetle faul olmayan bir golü verdi, faul olan bir golü iptal etti, fenerbahçe'yi sahada 10 kişi bıraktı, iki kere kırmızı kart görmesi gereken marcao'yu oyundan atmadı ve evet, son dakikada berkan kutlu-serdar dursun pozisyonuna penaltı çalmadı. çalabilirdi, hata yaptı. ama maça dair tabloya bütün olarak baktığımızda, bizi falan ezmedi. hayal dünyasında yaşamanın, olmayan şeylere olmuş gibi inanmanın ve daha kötüsü insanları da inandırmaya çalışmanın kimseye bir faydası yok.

    herkes bildiği yoldan gitmeye devam edecektir muhtemelen ama ben yine de söyleyim: 2021-2022 sezonundan veya öncesinden destansı hikayeler, kahramanlıklar ve robin hood figürler çıkartmaya çalışmayalım. yok çünkü böyle bir şey. fatih hoca ile formsuz geçirdiği iki sezonun ardından 2021-2022'ye hiç başlanmaması gerekirdi; başlandı, çok büyük bir hata yapıldı. hoca çünkü futbolun gerçeklerinden kopmuş bir durumdaydı. tartışmadığı başkan, çarpışmadığı yönetici, hayali savaşlar ilan etmediği karşıt figürler kalmamıştı. iç düşmanlar, dış düşmanlar, spor servisi müdürleri, gazeteciler, gazetelerin ve kanalların reklam departmanları, hakemler vs. saha içindeki kötü futbolun üstünü örtmek adına 2019-2020 sezonundan itibaren fatih hocanın kullanmadığı bir malzeme yoktu. sürekli bir kaos, sürekli bir huzursuzluk hakimdi camiada. 2021-2022 sezonunda da bir-iki istisna hariç, çok kötü bir kadro kurdu hoca. çok kötü bir futbol oynattı. sezonun genelinde de çok kötüydük, 21 kasım 2021 akşamı da çok kötüydük. domenec torrent fatih terim'den 1,35 puan ortalamasına sahip, son 10 maçında 1 galibiyet almış ve 13.sırada olan bir takım devraldı; 13.sırada da takımı okan hocaya bıraktı. bir şeyi değiştirmedi, bir yanlışı düzeltmedi torrent ama her şeyi mahveden de o değildi. okan hoca imza attığı ilk günden itibaren de, buradaki bazı üyelerin aksine, 2021-2022 sezonunu "çok başarısız" ve "tramva" gibi ifadelerle tanımladı. o takımı çok büyük oranda dağıttı, değiştirdi. o sezon özelinden veya o sezon icat edilen 3 yıllık planlama kavramı üzerinden kimseye bir paye vermedi. verilecek bir paye de yoktu zaten. gerçeklerle yüzleşmek istemeyenlere söylediklerim saçmalık gelebilir, her bir cümlem için de kendilerince üretecekleri mazeret de vardır muhtemelen ama bu doğruları değiştirmeyecektir. kabullenilirse iyi olur.
  • 725
    “21/22 sezonuna havlu attığımız maç” şeklinde efsanelere konu olan maçtır. maçta çok net bir golümüz yenmiştir, hakem ekibi çok tutarsız majör kararlar vermiştir ve fenerbahçe’ye maç hediye edilmiştir hepsine eyvallah ancak 21/22 sezonundaki durumu bu maçla açıklamak da komik biraz. bir durumu efsaneleştirmek oluyor yani.

    bu maça çıkarken lider trabzonspor’un zaten 9 puan gerisindeydik. bu maçı kazansaydık da 9 puan geride olacaktık. yani beşiktaş’ın bu sene düştüğü durumda olacaktık ve daha kasım ayından çok ciddi ara açılmış olacaktı. o ana kadar da zaten ıkına ıkına kazanıyorduk ve kadromuzun kalitesi de ortada. yani bu maç olsa olsa çok kötü bir sezonun kötü anılarından biridir. fazlası değil.
  • 726
    maçı bir kısım galatasaray taraftarının içinden birilerini seçip onlara yönettirseydik muhtemelen sırf fatih hocanın gönderilme alt yapısı oluşsun diye bizi halil umut meler'in doğradığından da kat kat büyük doğrarlardı. bu yönden bakınca halil umut meler'in gayet düzügn yönettiği bir maç olmuştur. yani o böyle yönettiyse sırf takımın başında fatih hoca var diye en skandal hakem yönetimlerini bile savunabilen tipler nasıl yönetirdi bir de onu düşünün. futbolcularımız hücum pres yapmaya, ikili mücadeleye girmeye falan korkar olmuştu o sezon.
  • 727
    cok rahat kazanacagımız, bir sürü pozisyonu hiç ettiğimiz bir maçı kritik anlarda ki hakemin takdir hakları sebebi ile kaybettiğimiz maç. son iki sezon o kadar formsuz bir terim vardı ki, pandemiye kadar şiir gibi oynamaya başlamış, rakiplerin baskısına müthiş paslaşmalar ve kontralar ile cevap veren bir takım yaratmıştı. pandemi dönüşü işler sanssız gitti, hakem destekli ibb ve okan buruk'a karşı emre akbaba sahte forveti ile berabere kalmış ama oyun olarak kazanmıştır. isteyen herkesle o maçı tekrar izleyebilirim. averajla kaybettiği şampiyonlukta da aynı bjk 100. yılı gibi desteklenen bir beşiktaş'a kaybetmiştir. terim'in sezon bitirdiği hiç bir bölümde ligi galatasaray'ın önünde bitiremeyen fenerbahçe terim gider gitmez hemen ligin ikincisi olmuştur, trabzon şampiyon yapılmak için desteklenmese emin olun şampiyon da olacaktı. kurulan kadro ya da ne bileyim ligde sıkıntı yaşaması falan eleştiri anlarım ama çağın gerisinde lafını edenler, berkan kutlu taylan cicaldau orta sahası ile marsilya ve lazio maçlarında baskıyı nasıl kırdığını izlesin de ondan sonra çağın futbolu nedir öğrensin. şu an baskı oyunu oynuyoruz, çağın futbolu buysa terim 30 yıl önce yapıyordu. çağın futbolu posesion ise uefa kupasını kazandıktan sonra bu oyunu 3 5 2'yi tersten oynamak istiyorum diyerek anlatmıştı. bütün hayatınız onun kazandığı başarılarla hava atarak geçip, annemizin ligi umrumuzda değil bize avrupa lazım diyen taraftar tarafından, avrupa'da 1. ligde 13. sırada olduğu için kovulması normal kabul edilmiş. keşke hiç gs ile yolu kesismeseydi de bugün galatasaraylı olanların kaçı fenerli, beşiktaşlı olacaktı görseydik.
  • 728
    tarihimizdeki en iyi avrupa kupaları grup performansını gerçekleştirdiğimiz sezondaki kötü taraf olan lig ayağında, hakemlerin rakibimiz lehine katkılarıyla evimizde maalesef kaybettiğimiz derbi.

    teknoloji ne kadar güzel şey değil mi? özeti izlemeye üşenenler varsa veya özete koyulmayan pozisyonlar için en azından halil umut meler başlığındaki 21 kasım 2021 tarihli pozisyonları anlatan entrylere bakılırsa neyin ne olduğu görülebilir.

    ligde şampiyonluklar alırken, alınmadığında da tek golle kaybederken "ama avrupa abi yaa" kartını oynayanlar, ne tesadüf ki tarihin en iyi ve kupa yolu açık avrupa performansı üstüne de kötü giden lig kartını oynuyorlar.

    kıssadan hisse, birini övmek de yermek de o kanala şartlanıldıysa gayet kolay. önyargı ile belirtildiği apaçık duran fikirlerin de ifade edimi sayfalar, saatler sürse hiçbir değeri yok. kabullenilirse iyi olur.

    edit: imla.
  • 730
    aşırı dominant oynayıp mesut özil'in ve crespo'nun şansına kaybettiğimiz maçtır. o sezonun tamamında yaşadığımız gibi yine bitiricilik sıkıntısı yaşadığımız için fatih hoca'nın risk aldığı odaklanma sorunu olan taylan yüzünden son gol dönen topta orta sahanın ilerisinde derinlik alamayan omar pva ve cicaldau gibi vasatlar yüzünden de ilk golü yemişiz. ayrıca kerem kontrol yapıp temiz vuruş yapmış umarım yeni adeti tek vuruşlarını bırakır tekrar bu tarzına döner. halil umut meler deplasman takımının isteyeceği baskı altında sürekli deplasman takımı lehine hata yapıp seyirciden etkilenmiyorum tribinde olan vasat psikolojili bir hakem. bizi temiz bir şekilde doğramışlar. zaten fener'i ilk kadıköy'de yendiğimizden beri bizim evimizdeki fener maçlarına bunu atamaya başladılar sorarsan yapay zeka. kadıköy'e vermiyorlar ama.
  • 731
    (bkz: hayırlı mağlubiyet)

    o gün sinirden uyuyamayan biri olarak; şimdi diyorum ki hayirimiza olmuş. maçtan sonra tff'den hesap soracağım diyen burak elmas'in tff çıkışındaki dayak yemiş gibi görüntüsü ve ezik büzük konuşması hâlâ gözümün önünde.

    kısacası burak elmas'in galatasaray başkanlığı için ne kadar yetersiz, güçsüz ve çapsız olduğunu anlamamıza vesile olan maç.
App Store'dan indirin Google Play'den alın