• 331
    bu maçı nasıl kazandık diye kendimize soracak olursak verecek ilk cevabım rakibe sahanın her yerinde basmak olarak cevap verebilirim. top hangi moskovalı oyuncuya gelirse saniyesinde ona basan 1-2 galatasaraylı gördük. ben uzun zamandır böylesine istekli, sahayı böylesine parselleyen, bu da yetmezmiş gibi yüksek isabetli tek pas yapan bir galatasaray görmemiştim. inanır mısınız, 2. yarıda üst üste 2 kornerde bile tehlike yarattık!

    zaten attığımız golün fevkaladeliğine diyecek söz yok. ne kadar güzelleme yaparsak yapalım yine de yeterince övmüş olamayız o golü!

    bunun dışında ben 3 oyuncumuza özellikle değinmek istiyorum:

    berkan kutlu: muhteşem oynadı, onun yaptığı koşuları ve presleri buradan herhangi birimiz yapsak 7-8 dakika içinde pert olurduk. üstelik pas oyunlarındaki katkısı da bize çok çok fayda sağladı. resmen önümüzdeki 9-10 yıl o bölgeye adamımızı bulmuş durumdayız.

    olimpiu vasile morutan: oyuna girdikten sonra ayağına aldığı her topta ve çalımda, takımdaki en özel yetenekli topçulardan biri olduğunu gösterdi. fark yaratan oyuncunun sözlük karşılığı desek abartmış olur muyuz, bence olmayız.

    mbaye diagne: bu adama ingiltere'de ne öğrettiler, ne anlattılar bilmiyorum ama komple forvete evrilmiş durumda ve süre aldığı her maç bu halinin kalıcı olduğunu kanıtlar halde. pas oyunundaki katkıları, topu tutması, servis etmesi, duvar olması, daha nasıl anlatsam bilemiyorum. tek bir olumsuz ve faydasız hareketi dahi yok. hayranlık duya duya izliyorum...
  • 332
    tam da benim aklımdaki gibi oynayıp kazandığımız maç.

    yıllardır avrupa'da böyle oynamamız gerektiğini, mantığın bunu gerektirdiğini düşünüyorum. artık bizim gibi ülke takımları için çıkıp saldır-kazan devri bitti. akıllı oyna kazan mümkün sadece. bu sadece çıkıp dümdüz savunma yapmak değil. gerektiği yerde savunma yapıp, fırsatını bulduğunda darbeyi indirmek. bu maçta da bunu çok güzel uyguladık. rakibin hücum gücü zayıftı belki, bu yüzden savunmada pek de zorlanmadık. ayrıca oyuncu değişikliklerinden sonra fırsatlar bulacağımız çok belli olmuştu. rakip teknik direktörü de herhangi bir taktiksel müdahalede bulunamadı bu anlarda ve gelen golü engelleyemediler. öte yandan rakibin hücum gücü düşüktü deyip oyunumuzu küçümsediğim sanılmasın. ne zayıf takımlardan ne goller yiyoruz. milli takım letonya gibi takımdan o defans oyuncularına rağmen 3 gol yiyebiliyor yeri geliyor, biz kayseri karşısında dağılabiliyoruz.

    bundan sonra işimiz daha kolaylaştı. ikinci lokomotif maçında alınacak bir galibiyetle turu kesinleştirebiliriz bile diğer maçın sonucuna göre. hatta son üç maçın hiç birini kazanmamıza bile gerek yok, 3 beraberlik de yetecektir. ama grup birinciliğinin önemli olduğunu da unutmayalım. inşallah aynı oyunu daha büyük takılar karşısında da aynı disiplinle oynayabiliriz, o günleri görmek nasip olur.
  • 333
    2021-2022 yılı galasaray takımı avrupada bizi uzun zamandır hasret bıraktığı şanlı zaferleri hatırlatan bir performans koyuyor şu ana kadar. tabi maşallah demekle birlikte bu sonuçların da bir süpriz olmadığını, gelişen futbolda fiziksel güç ve kondisyonun ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha idrak ettik. bu maç özelinde babel ve barış tercihleri son derece doğruydu. ilk yarıdaki kısır oyunun bir sebebi olmalarına rağmen rakibi sertlikle sindirmeye çalışan lokomotif takımına cevap verecek bir oyuncu grubuydu. bununla birlikte maçın son bölümünde devreye giren kerem-morutan ikilisi de ihtiyaç olan ince işleri yaparak bizi skora götürdü. eğer kerem son vuruşları daha iyi yapabilseydi skor daha farklı olacaktı elbette. yine de merkez forvetin defans dizilimini sarstığı, morutan'ın bireysel beceri ile oyun kurduğu ve kerem'in de kenar forvet olarak boşlukları değerlendirdiği bu ön alanı çok sevdim. fatih hocamın da hazır beceri satın almak yerine gençliğe ve dinamikliğe yatırım yapmayı kabul etmesi beni oldukça mutlu ediyor. bu takım bundan sonra bir süre daha bocalayacaktır. ama oyuncu grubu birbirine alıştığında muazzam bir galatasaray izleyebiliriz. tekrardan emeği geçen herkesin eline sağlık.
  • 336
    hocanın beraberlik planladığı maçtı. asıl amaç berabere kalıp içeride yenmekti ama maçın sonunda moskova'nın hücum gücünü artık öğrendik biraz. adamlar pek üretemiyor bizde sağlam kapanınca hoca kartları oynamaya başladı.

    oynadığımız kartlar bize içerideki maça bir simülasyon oldu. maçı bitirdiğimiz kadro ile çıkabiliriz gibi luyindama-ömer değişikliğinden önceki hali ile. bir taşla iki kuş vurmuş olduk.
  • 338
    sevgili takimimizi yabanci bir statta seyirciyi susturmus halde gol sevinci yasarken gormeyi cok ozledigimi farkettigim bu anlamda bana nostalji yasatan mac.

    kazandigimiz icin cocuklar gibi mutlu oldum. bana kalirsa onceki maclara gore cok da bir farkli oynamadik. sahada hocamizin taktikleriyle birsey oynamaya calisiyoruz. sanki bazen tutuyor bazen tutmuyor. tutmadi mi baska taktigimiz yok hissi veriyor. ama bu sefer guzel tuttu ve galibiyet sevincini yasadik. golun sonlara dogru gelmesi ayri bir keyif verdi.

    rakip takim oyuncularin hepsi ozenle secilmis baltalardi, masallah, devamli sert faul yaptilar. hakem de bir o kadar kotu oldugu icin bunlara izin verdi. gunun sonunda bizim nasil daha fazla sari kartimiz oldu, onu da anlayamadik.

    babelin oynamasi limandan ayrilan gemide oldugu gibi ufaktan bir mide bulantisi yapsa da sanirim sezon ici yolculuk devam ettikce bu bulantiya alisacagim. baris isimli oyuncumuz gercekten kotu oynadi. umarim duzelir. ayrica (bak super yorum geliyor) iyice kanaat getirdim ki canimiz cigerimiz kardesimiz musleraya pas almasi-vermesi icin topu fazla atmayacaksin. ya da atiyorsan da televizyon basinda gozlerini kapayacaksin. o seviye bir gerilim yasatiyor. kerem cok kral bir gol atti. zorunda degil tabi ama yine de umuyorum etrafina pozitif enerji yaymayi da ogrenecek. cicâldău bircok pozitif yonu olan, kisiligi de oturmus bir oyuncu. bana sanki bundan daha ileri gitmezmis gibi geliyor. iyi oynayan bir takimda istikrarli bir sekilde 6-7 performansi verir. diger romen kardesimiz moruţan ise izlerken buyuk zevk veriyor kaldi ki daha yiyecegi 2 firin ekmek var. afiyet olsun!

    melih gumusbicak beyi de allah nasil biliyorsa oyle yapsin. sesi kissan bi turlu kismasan bir turlu, yorumlari ve yaklasimlari ile "yeter be adam, sene olmus 2021" dedirtti. exxen spor duy sesimizi! melih beyi baska program turlerinde degerlendir, mesela sabah kusagi!

    mactan aklimda bunlar kalmis. keyifli keyifli gelip yazmak istedim. sevgili takimimiza bir sonraki macta basarilar dilerim.
  • 339
    heyecandan 75. dakika gibi kapatıp sözlükten takip ettiğim ve sonunda kazandığımız maç. bu sabah iş yerimde keyif çayımı alıp özetiyle idare ettim. artık özeti nereden açtıysam golümüzde morutanın pası ve kerem'in şutu haricinde bir şey yoktu. meğer öncesi ne güzel tek top yapmışız.

    golün güzelliğinin zevkinden ve özetin kötülüğünden birini fırlatasım geldi. aha şu şekıl

    https://twitter.com/.../1384896956225441792
  • 341
    rakibe isabetli şut şansı vermeden kazandığımız avrupa ligi grup karşılaşması. maçı izlediğim kuzenime, maçın gidişatını (bkz: 26 eylül 2001 nantes galatasaray maçı) benzettiğimi ve maçın sonlarında atacağımız bir golle kazanacağımızı hissettiğimi söylemiştim. tam olarak öyle oldu.

    ilk yarıda da oynadığımız oyundan gayet memnundum. kısmen rotasyon yaptığımız, deplasmanda beraberliğin kötü olmadığı bir maçta doğru bir oyun stratejisiyle oyunu başarılı şekilde tuttuk. ikinci yarı rakibin galibiyet için açılmaya başladığı anlarda doğru değişikliklerle işi bitirdik. hem 3 puanı aldık, hem de derbide yer alacak ön alan oyuncularımızı yormamış olduk.

    namağlup geldik, namağlup döndük.
    gol yemeden geldik, gol yemeden döndük.
    lider geldik, kazanarak lider döndük.

    daha ne olsun?
  • 342
    ilk 11'ler belli oldugunda ilk hissiyatim sahadaki kadronun degil ama yedek kulubesinin guven verdigiydi. aslinda kurulan bu kadronun dezavantajlari olsa da, sahadakiyle alternatifleri arasinda cok buyuk farklar olmamasi yuzunden de bir avantaj yaratiyor. yani babel-baris-mohammed tercih etti fatih hoca, kenarda da halil-kerem-diagne-morutan gibi normalde 11 oyunculari, hatta feghouli-emre kilinc-ogulcan gibi de zaman zaman katki veren/verebilecek secenekler var. bunu avantaj olarak kullanabilmek fatih hocanin meziyetine bakiyordu ve bu macta da harika sekilde kullanildi.

    macin baslamasiyla beraber de hocanin babel-baris tercihi sebebi anlasildi. lokomotif oldukca agresif ve mucadeleci durdu, faul sayisi cok fazlaydi. bu fiziksel mucadele icin ilerideki 3lu tercih edilmis, bu makul oldu. ama yine de bu mucadeleden bizim lehimize pek bir olay yasanmadi, top tutamadik, hucuma yerlesemedik, pozisyonumuz da olmadi. savunma 4lumuz de onlarin hucumculariyla iyi mucadele etti, bosluk vermedi, biz de pozisyon vermedik, sikici bir mac oldu hatta. yani o futbol bize marsilya macinda 1 puan getirdi ama uzun vadede galatasaray icin yeterli degil, oyunu kitleyip bir seyler basaramayiz biz. nitekim ikinci yari, degisikliklerden once de biraz daha hucumu dusunur olduk, iyi bir avrupa takimi gibi hem geride iyi durup, hem de cikarken iyi ciktik. bu noktada ilk devre vermedigimiz pozisyonlari da rakibe verdik ama bu kadar olacak. bu noktada malesef benim gozumdeki noksanlik orta sahadaki berkan-taylan-cicaldau icin. yani bu oyuncular yuksek fizik gucleriyle oynayan oyuncular degil elbette, cok kosuyorlar, dogru pozisyon aliyorlar ama top kapma ve pres becerileri eksik kaliyor, yirtici degiller. o zaman ayaklarinin pas icin iyi-cok iyi klasmaninda olmasi gerekiyor. attigimiz golde nasil tek tok oynayabildiysek, bunu cok daha sik yapmamiz lazim, cicaldau'nun ayagi iyi, taylan da gecen seneden biliyoruz bunu yapabilir, berkan'in da bu konuda gelismesi lazim. yani dedigim gibi bu ucluden alabildigimiz hucum katkisi cok limitli zaten, calim, uzaktan sut, yan toplara kafa vurma gibi katkilari neredeyse hic yok. en azindan hizli pas ucgenlerini kurmalari lazim, yoksa kisir kaliyoruz. veya bu bolgeye de bu eksigi kapatacak adam lazim, hakikaten gedson dun cok aklima geldi yine. hem fizikli, mucadeleci, hem de top teknigi iyi, tam aradigimiz adam konumunda.

    marcao-nelsson stoperine masallah disinda denecek bir sey yok. yedlin de boey'in yoklugunde son maclardaki duzgun goruntusunu korudu, fark yaratacak isler yapmiyor, ama aksamiyor da, beklentimiz tamamen bu zaten, idare etsin orayi. soldaki van aanholt ise benim gozumde ilk11'deki en gerideki adam, ama galibiyetin hatrina tat kacirmayalim simdi, yine de umutlarim var cunku kendisiyle alakali, toplanacaktir iyice alisinca.
  • 343
    özellikle kerem'in girmesiyle her an gol atabileceğimizin sinyallerini aldık.
    bence geç bile kaldı kerem oyuna girmekte.
    barış alper iyi yolda ancak dün el sakatlığı geçmediği için çok sakınarak oynadı ve ürkek davrandı.
    yoksa kerem gibi o da aynı boşlukları bulabilecek yetenekte.
    taylan-cica-berkan üçlüsü bana her geçen maç daha fazla güven veriyor. en azından biliyoruz ki bu adamlar koşar.
    taylan formsuz ancak berkan ve cica varken onun da bir tık üste çıktığını görebiliyoruz.
    o değil ben kulübemizin zenginliğinden bahsetmek istiyorum asıl.
    dün giren çıkanı aratmadı hatta seviye atlattı oyun içinde.
    daha oyuna girmeyen soso,kılınç,alpaslan gibi çeşitli varyasyonlarda kullanabileceğimiz adamlar var.
    gurubun zor kısmı bitti. kalan kısım için ise sayın terim bir şeyler bulacaktır.
    "biz bu işe bu pazartesi başlamadık" diyen terim artık bir oyun ezberi oturtmak zorunda. bu oyun bizi yakın zamanda olmasa da 1 sene sonra istediğimiz hedeflere ulaştırır.
    şimdi anamızın ligine dönüp önümüze bakma zamanı.
    bana dün avrupa fatihi nasıl olur hatırlattığınız için teşekkürler.
  • 345
    türk takımlarının, özellikle son yıllarda da bizim ucu ucuna giden maçlardaki talihsizliğimiz malum; fakat uefa avrupa ligi'nde bir şekilde işler yolunda gidiyor. yine de rahatsız olduğum birkaç husustan bahsetmeden edemedim:

    - ilk yarı rakip kalede hiç tehlike yaratamadık. rakibin önde basmasına karşın kontra atak yapamadığımız gibi sırtı dönük hiçbir oyun kuramadık. ne olursa olsun takımın ileri uçta forvetini bu kadar yalnız bırakması hoşuma gitmedi.

    - özellikle taylan ve aanholt'un yani iki 11 oyuncumuzun maç içinde kritik bölgedeki top kayıpları ilerisi adına endişe yaratıyor. zaten hali hazırda diri kalmakta, oyunu ve topu tutmakta zorlanan bir takım için bu kayıplar direkt maçın kaderine etki ediyor.

    bu bahsettiğim sorunları mevcut oyuncu grubuyla çözmemiz zor, devre arasına kadar iyi gelebilirsek ocak ayında yapılacak iki merkez orta saha transferiyle daha güven veren bir takım oluşturacağımız aşikar; ama şimdilik bu takım deplasmanda lazio'yu yense bile ileride gelebilecek örneğin braga'yı bile kesin eleyebileyecek güvende bir oyun sergilemiyor. takım dün itibarıyla istanbul'a iniş yaptı ve önümüzdeki 1 ay boyunca 4'ü lig 2'si avrupa olmak üzere 6 maçını da istanbul'da oynayacak. bu 6 maç ilerisi adına çok belirleyici olacak. umarım alnımızın akıyla çıkarız.
  • 346
    verdiği keyiften ve sonrasında yazılan keyifli entrileri okumaktan hakkında bir şeyler yazamadığım maç. olumlu olarak yazılabilecek her şey yazıldı zaten. benim değinmek istediğim konu lokomotiv'in çok da iyi bir takım olmamasına rağmen son 15 dakikaya kadar hücumda çok üretken olamamamız. yani tabi ki bu galibiyet harika bir galibiyet. takıma özgüven de katacaktır. ama burada kazandık diye klasik taraftar refleksiyle moral olarak çok yükselip, sonrasında oluşabilecek kötü skorlarda morali sıfırlayıp ortalığı yangın yerine çevirmemek lazım. kurulma aşamasında olan bir takımız. çoğu oyuncumuz çok genç ve bazı konularda çok iyiyken bazı konularda eksik kalabiliyorlar. bazı pozisyonlarda oynayan oyuncularımızın alternatifi yok ya da as oyuncuya göre çok yetersiz. ideal 11 ile ilgili herkesin kafasında farklı bir düşünce var. her maç farklı 11ler görüyoruz farklı şeyler deniyoruz. bu nedenle organizasyon açısından da eksiklerimiz var. ama bir gerçek var ki takım iyi yönde ilerliyor. tünelin sonundaki ışığı görebiliyoruz. bu sene şampiyon olamasak da seneye umutlu olmak için sebepler olacak. o yüzden ufak tefek sıkıntılarda yangın çıkarmayıp destek olmaya devam etmek lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın