1
ercan taner, fatih altaylı’nın tel nosunu paylaştı. ahahaha.
https://twitter.com/...168514700804096?s=21
https://twitter.com/...168514700804096?s=21
21-22 eylül 2020 türk spor medyasının karışması
-
-
2
-
3
-
4--- alıntı ---
eskiden istanbul’da eminönü - karaköy arasında yolcu taşıyan kayıkçılar, müşteri beklerken kendi aralarında kavgaya tutuşurmuş. durup dururken çıkan kavgada sesler yükselir, kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulurmuş. kavga çıkınca etraflarında toplanan halktan bazılarının kafasına kürekler iner, ama kürekler ne hikmet ise kavga eden kürekçilerin hiçbirinin başına değmezmiş. bu kavga daha sonra denizden karaya taşınmış ve yankesiciler, cami önünde kayıkçı kavgası benzeri düzmece kavgalar ile halkı çevrelerine toplayıp soymayı adet edinmiş.
https://www.haberturk.com/...6820-kayikci-kavgasi
--- alıntı ---
yaşananlar tam olarak kayıkçı kavgasıdır. aynı anda hem fetöcü hem akp'li hem vatansever hem atatürkçü olabilen bu utanmazlar birbirine girmiş gibi gözükürken olan türk futbolunu takip eden, para ve zaman harcayan bizlere oluyor. -
5herkes bir gecede birbirine girdi, ama ben başka bir şey yazacağım. yıllar önce ben 17 18 yaşındayken her gün sabah(haşmet ve hıncal için) alıyordum. o zamanlar sabah böyle bir gazete değildi tabii ki. bir de mansur forutan için akşam alıyordum ki çok emin değilim, mansur bir ara vatan'a da yazmış olabilir. neyse işte, o dönem gazetelerin köşe yazılarından yaşanan bir kavgaya günbegün tanıklık etmiştim. ahmet hakan ve haşmet babaoğlu, ayşe özyılmazel için birbirine girmişlerdi. haşmet, ahmet'e tokat atmıştı.
o kavganın detaylarını soner yalçın(bu herifi de hiç sevmem) tarafından yazılan şu yazıda okuyabilirsiniz; https://www.sozcu.com.tr/...an-yiyecekti-939728/
ayrıca yıllar sonra haşmet aktroll'e evrilince inan özdemir de haşmet hakkında enfes bir yazı yazmıştı.
http://www.yazihaneden.com/...t-babaoglu-portresi/
rıdvan'ın dünkü çıkışı bana o günleri hatırlattı. yalnız spor medyası olmaması sebebiyle olsa gerek daha entelektüel bir kavgaydı o kavga. -
62020 şubat ayı itibarı ile kendine fenerbahçe'li süsü veren, henüz ocak ayında açılmış bir twitter hesabı üzerinden çok enteresan şekillerde ilerleyen hadise. "menajer beslemelerinin ve çakma duyumcuların korkulu rüyası. taraftarların duyguları ile çıkarlarınız doğrultusunda oynayamayacaksınız..." diye bir "bio"su var bu hesabın. profil fotoğrafı da fenerbahçe müzesinde çekilmiş olan 2010-2011 sezonunun lig kupası.
ibrahim seten'in insan kaçakçılığı maceralarını ortaya çıkararak başladı, oradan rotayı ahmet çakar'a çevirdi. işin en garip tarafı neredeyse 30 yıl önceye ait tutanakların, resmi yazışmaların arşivdeki klasörüyle falan birlikte fotoğraflanması. "önceden bir şekilde elime geçti/elimdeydi, husumetim var diye şimdi paylaşıyorum" havasından ziyade "araştırdım buldum" havası verilmiş. ya da komplo teorisi gözüyle bakarsan bir yerlerde hazırlık yapılmış ve düğmeye basılmış gibi...
açıkçası zamanlaması, sebebi, amacı ya da nerelere kadar gideceği şu an için muamma görünüyor. 3 günde takipçi sayısını 3'e katlayınca hesabın kullandığı üslup da bel altına doğru ama çok ağır ifadelerle kaymaya başladı. türkiye basketbol federasyonu'nun suç duyurusunda bulunduğu haberleri var ancak internet dışında henüz bir yerlere düşmüş değil.
gerçekten birileri birine savaş mı açtı, birileri ortalığa kirli çamaşırları mı dökmeye karar verdi, yoksa başka bir iş mi var. bunu ancak zaman ilerledikçe öğrenmek mümkün olacak gibi...
bahsi geçen twitter adresi:
https://twitter.com/lakeoftears1907
*
o değil de kendi halinde bir müzik grububun ne alakası var tüm bunlarla ya... -
7yankıları hale devam eden olay. özellikle de bu twitter hesabı üzerinden: https://twitter.com/lakeoftears1907
bir zamanların fuat avni'si gibi çalışıyor bu operasyonel hesap. ona buna fetöcü, vatan haini diyor gizli kimliklerin ardında. bu en çok fetöcülerin kullandığı bir taktikti. itham ettiği kişilerin hepsi nefret uyandırıcı şahsiyetler, orası kesin, fakat bu hesabın arkasındaki kişilerin de onlardan bir farkı olduğunu sanmıyorum. bir nevi et-g.t durumu var yine, biz de elimizde mısır izleyelim.
hesabın özellikle rıdvan dilmen'le ilişkisi olduğunu sanıyorum. buradan temiz bir şey çıkmaz açıkçası. maalesef türkiye'de hukuk kalmadığı için bu tür yollar mübahlaştı.
