Türkiye Süper Lig 28.Hafta Maçı
16:15 Atatürk Olimpiyat Stadyumu
0 - 1
  • 56
    3 puanın futbolda kötü oyunu unutturduğunu gösteren, sabri sarıoğlu'nu aradığımız, cassio lincoln'ü sahada göremediğimiz, 3 puanı tek pozisyonla aldığımız, bülent korkmaz'la ligde 7 maçta 7 gole ulaştığımız, milan baros'un bu maçla ligde 19 gole ulaşarak son 7 senedeki en golcü futbolcumuz olduğu, harry kewell'ın ne kadar yürekli bir adam olduğunu gördüğümüz, semih kaya'nın hatasız oynadığı, şampiyonluk umutlarımızı son haftalara taşıdığımız maç olmuştur.
  • 60
    kontra atak denilen olgudan ne kadar uzak olduğumuzu kanıtlayan maçlar zincirinin son halkası. bu takımda çok hocalar değişti, oyuncular değişti, yönetim değişti ama değişmeyen tek şey kontra atak yapamamamız oldu hep*.

    kazanmamız güzel fakat bu kadro potansiyeliyle böyle saçma futbol oynamayı sindiremiyorum bir türlü. tamam evire çevire 5 tane atmamızı beklemiyorum ama en azından ne yaptığını bilen, sistemli, rakibini boğan bi galatasaray izlemeyi beklemekte haksız mıyım yani? bana göre bu sene alınacak şampiyonluk çok ama çok şeyin önünü kapatacak, bir çok yanlışı görmememizi sağlayacak bu yüzden de ilk kez "şampiyon" lafını duyunca heyecanlanmıyorum.
  • 62
    olimpiyat stadında maç seyredip de, bu stadı buraya yapanların anasına avradına sövmeyen yoktur her halde. bu kez deplasmanda sayıldık, zulüm stadında. dolayısıyla kale arkasında polislerle kontrol altına alınmış, bir bölgedeydi galatasaray'lılar. ve bu stadyumda maç seyredenlerin en az 3 de 1 i maça sonradan girebildiler. yine aynısı oldu, maç başladığında, sahanın içindekilerden daha fazlası dışarda, kimileri de arabalarla yeni yeni geliyorlardı. bir küfür de ben edeyim en okkalısından. bu stadı buraya yapanın ta......

    meydan muharebesinden sonra, verilen zaiatlardan ve üstteki takımların puan kaybından sonra acaba bir şeyler olabilirmi? beklentisindeydik hepimiz. hepimiz derken futbolcuları kastetmiyorum elbet. onlar, şu maçı da kazasız belasız bir kaybetsek de tatile erken çıksak hesabındaydılar sanki.

    lincoln'ün sürgün cezası bitmiş sahadaydı. bizler pek göremedik ama oyundaydı işte. kafa olarak bitirilip sahaya sürülmüş, gezindi durdu. pardon yerlerde süründü durdu. ayhan ve topal'ı ilk defa bu kadar kötü seyrettim. maçta beklenenden üstün performans gösteren kaleciydi. bir topu uzayarak çıkardı, maçın genelinde güven verdi.

    barış özbek; kafası kesik tavuk gibi oluyor kötü oynadığında. her hareketi faul, estetik yok, teknik hak getire, kafa bok getire. diğerleri aynı tasla hamama gitmişler. iki futbolcuyu analiz edeceğiz bu arada.

    biri yaser, bu kabiliyette birisi, nasıl olur da galatasaray'la idmana çıkar, yedek kulübesinde oturur, zaman zaman oyuna girer inanılır gibi değil. yazık, kaç yaşında bilmiyorum ama oynayacağı en son büyük takım galatasaray'da oynuyor işte. seneye bir yere kiralık gider, oradan evliya çelebi olur, kaybolur, unutulur gider. baros'u oyundan alıp yaser'i sokan beyin ne düşünür, niye sokar, niye oynatır? kaptan'ın dürüstlüğüne inanmasam ortaklar diyeceğim.

    diğeri semih, bu kabiliyetteki bu genç aslan onca stoper kıtlığında daha evvel nasıl oynatılmaz inanılır gibi değil. yazık, bu genç yaşında, çok geç forma sahibi oldu. artık bırakmaz, hava toplarında iyi, kademeler, kuvvetli, soğukkanlı. bülent korkmaz'ın ilk oynadığı maçı hatırlıyorum, kıyaslarsam ilk maçlarını semih daha ağır basar.

    galatasaray sağlık ekibine, bu satırlardan defalarca saldırdım. bunca yatırım bunca can bunlara emenat işte. bu sene başımıza gelenlerin en büyük müsebbibi bu baytarlık ekibidir. emre güngör'ü bir sezonda iki defa iyileşmeden oynattırdılar, çocuk ağlayarak oyundan çıktı. boyunuz devrilsin emi, sağlık kurulu, kimse bu çocuğu sakat sakat oynatanlar onlaradır hıncımız.

    manda yiyicisine değinmeden maç yazısı tamamlanmaz. nonda ilk yarı boyunca saha kenarında tırıs koşu yaptı. tempo aynı, otomatik bir hızı var sabitlemiş, oyunda da olsa, kenarda da aynı hızla koşuyor. golde payı büyük, kendisi de inanamadı nasıl geçtiğine adamı. sonrasında ortası gol olunca eyvah dedik, haftaya oynarmı diye şimdiden kaygıya düştük. kazayla gol pozisyonuna girdi, dürttüğü top 10 metre gidemedi.

    büyük kaptan takıma bir hava getirmiş, kendisinden öncekine bok atarak, kendisinin daha iyi oynattığını söylüyor. 2 farklı galibiyeti unuttuk. taktik aynı, küçük takım taktiği, bir gol at sonra yat. erciyesspor az daha bu taktikle kümede kalacaktı.

    şu fikstüre bakınca insan şampiyon olamayacağımıza inanamıyor. iddiaya girerim bütün maçları kazansın takım şampiyon olur. ligin şampiyonu 69 puan alamaz. fakat bu kadar kötü futbolla hangi maçı kazanacaksın? seneye şovun dışında kalmamak için oynayın bari çocuklar. haydi biraz gayret.
  • 67
    hayatımda uyumak üzere olduğum tek galatasaray maçıdır.can sıkıntısından kendi kendime sorular sorduran maç olmuştur.

    -ilk yarıda arda ön koltukta oturuyordu ikinci yarı niye adnan polat öne geçti?
    -coşkun vinç şirketinin reklam vermekten başka bi işi yokmu?
    -emre güngör maçtan sonra mutlak hamama gitsin bi abdest alsın.
    -lincoln e kısa saç yakışır mı?
    .
    .
    .
    .
    daha böyle birçok düşünceyi beynimden geçiren maç olmuştur.o kadar canım sıkıldı yani.
App Store'dan indirin Google Play'den alın