• 54
    sakatlıkları bulunan radamel falcao ve mario lemina maç kadrosuna alınmadı. gençlerbirliği mücadelesinde sarı kart görerek cezalı duruma düşenmariano filho da sivasspor'a karşı sahadaki yerini alamayacak. galatasaray'da; younes belhanda, marcao ve ömer bayram, karşılaşmada sarı kart görmeleri durumunda, ligin 9. haftasındaki beşiktaş derbisinde forma giyemeyecek.

    ligde türk telekom stadı'nda son yenilgisini 2016-2017 sezonunun 30. haftasında, 6 mayıs 2017'de 3-1'lik skorla kasımpaşa karşısında yaşayan galatasaray, sonrasında çıktığı 39 müsabakada mağlup olmadı. söz konusu süreçte 32 galibiyet alan galatasaray, 7 mücadeleden ise beraberlikle ayrıldı. süper lig'de mevcut sahasındaki en uzun süreli yenilmezlik serisinin sahibi olan sarı-kırmızılı ekip, 39 müsabakada 103 puan topladı. bu süreçte 99 kez fileleri havalandıran galatasaray, kalesinde ise sadece 23 gol gördü.

    ali palabıyık'ın yöneteceği galatasaray-sivasspor karşılaşması saat 20.30 başlayacak.

    https://gss.gs/V84.png (takımımızın zorlu fikstürü)
    https://gss.gs/aUx.png (maç öncesi iki takımla ilgili bilgiler)
    https://gss.gs/d6k.png (bugün için hava durumu tahmini)
    http://gss.gs/CB9 (kaynak)
    https://www.ntvspor.net/...06c1d7d90517f0a32c7d (kaynak)
  • 12
    hasretin hem sevenlerin kavuşması anlamında hem de galibiyet anlamında son bulacağı maçtır. takımımız çıkıp aslanlar gibi oynasın başka ne isteriz zaten. marinao kart cezalısı olduğu için yok. yuto da belki kesik yiyebilir. falcao ve lemina oynayacak mı o da ayrı bir soru. kadro anlamında süprizlerin olduğu bir maç bizi bekliyor gibi.

    maç biletleri bugün saat 14'ten itibaren gs bonus kart ve gs mobile sahiplerine, 15 ekim salı günü saat 11’den itibaren de sadece gs logolu passolig kartlarına satışa sunulacak. bir önceki maçta kuzey tribün 106, 107, 108, güney tribün 118, 119, 120, 121 bloklarında yer alan seyirciler bu maça giremiyor. umarım para derdine düşmeden kombine sahipleri biletlerini devreder ve dolu tribünler önünde takımımız sahaya çıkar.

    inandık biz sizlere
    #ben23rsiz
  • 313
    eve yeni gelmişken bir iki kelam da ben edeyim...

    maçı ne yazık ki 25. dk dan itibaren izleyebildim, annem sağolsun son dakika işi çıkarttı, ama anne galatasarayımız'dan önce :) anca 25te yetişebildim, yazacaklarım sonrası için geçerli, yarın müsait olunca ilk 25i de ayrıca izlemeyi planlıyorum.

    andone çok güzel bitirmiş attığı ilk golde, ilk yarının sonlarına doğru kendi aldığı net penaltıya da düzgün bir vuruş yapıp 2 gole imza attı, ayrıca maç boyunca nzonzi'nin oralara kadar gelip top almaya çalıştı, hatta ikinci yarı bir ara yediğimiz bol kontralardan birinde en geriye koşan 3-4 oyuncumuzdan biriydi. gayet istekliydi, umarım bu performansını sezon sonuna kadar koruyarak devam eder.

    ilk 11de belhanda ismini görünce ufak çaplı bir kriz geçirmedim desem yalan olur, izlediğim bölümde sadece ilk yarının sonlarında henüz 1-0 iken marcao'ya saçma sapan bir geripas attı o da taç oldu, onun dışında aklımda kalan aman aman bir hatası yok, ek olarak ikinci yarıda yakaladığımız kontrada emre'ye biraz kötü atmıştı pası, az daha önüne bıraksa daha tehlikeli olacaktı, emre'nin gerisinde kalınca emre düzeltmek zorunda kaldı ve rakip bu sayede yetişip topu blokladı.

    andone'den sonra bence maçın en iyisi şener'di, bol bol bindirdi, kademede son 20 dk ya kadar iyiydi, oradan sonra takımca çuvalladık zaten, o ayrı başlığın konusu, rakibin 10 kişi kalmasını sağlayan kartlardan biri onun pozisyonunda oluştu, sağda pas verecek kimseyi bulamayınca çizgiye doğru ilerleyip sonrasında topu 2 kişinin arasından çıkarıp faul aldı, ben en azından lig için, içerde-dışarda, rahatlıkla forma giymesi gerektiğini düşünüyorum.

    ömer bayram ise orta sahada kalmalı. adam çizgiye geçince ayağı bozuluyor, kafası karışıyor bir şeyler oluyor. saçma sapan şekilde adamını kaçırıp sarı kart gördü ve cezalı duruma düştü, haricinde yediğimiz 2.golde adamını kaçırdı, bomboş şut fırsatı verdi. son olarak duran topları düzgün yerlere kesti ama topun dibine biraz fazla girdiği için kafa vuruşları için yumuşak kaldı toplar, değerlendiremedik. eğer duran top kullanmaya devam edecekse, belhanda'nın kestiği tarzda daha şiddetli kullanmalı, ancak isabet konusunda bu şekilde, belhanda'yı örnek almadan :)

    maç 2-0, rakip 10 kişi kalınca, bir de üstüne 55'ten sonra oyun gereksizce sertleşip kartlar çıkmaya başlayınca belhanda-taylan ve dinlendirmek amacıyla babel-jimmy değişiklikleri bekledim, ama hocam niyeyse 74'e kadar bekledi değişiklik için. 70 te de golü yiyince bambaşka senaryo oluştu beklenenle gerçekleşen arasında.

    son sözüm emre mor'a olsun. ekipçe şu çocuğu bi hamama götürün, bi yıkansın abdest alsın. böyle olmuyor :)

    ne olursa olsun 3 puan çok önemliydi, ilk yarıda belki sivas'ın ilk yarıyı geçirelim ikinci yarı saldırırız planı etkisiyle de olsa ilk yarıdaki oyundan şahsen memnun kaldım.
  • 75
    insanın mükemmel futbol olmasa da biraz kıpırdanma, oyuna müdahale, istek, azim, atraksiyon falan beklediği karşılaşma.

    elbette her maçı kazanmak gibi bir olay olamaz. maç da kaybedilir sezon da kaybedilir. ancak tribünde binler ekran başında milyonlar saçını başını yolar üstünü başını yırtarken bile yan pas yapılmaz, gevşek gevşek sahada jogging yapılmaz, sırf top kaybetmek için ezbere hareket yapılmaz, yanlış oyun ve oyuncu tercihinde ısrar edilmez...

    umarım bu gece maç bittiğinde galibiyet sevinci olmasa bile bir tatlı huzur içimize dolmuş olur...
  • 29
    kazanılması gereken, farklı bir sonucun kabul görmeyeceği maçtır. son dönemde stadın takımın oynadığı oyun nedeni ile dolacağını çok sanmıyorum. zaten cuma maçı, insanlar işten çıkıp gelmek istemeyecektir. bu bir anlamda oyuncularımızın üzerindeki baskıyı azaltabilir. tribündeki homurdanmaları azaltacaktır çünkü. her ne olursa olsun yine de kazanılması gereken bir maç olduğu gerçeği değişmiyor. takımın bizlere bir borcu var ve bunu ödemeleri gerekiyor.

    kimin oynadığı önemli olmadan mücadele ederek kazanılması gereken bir maç. şu var bu var, milli ara, şampiyonlar ligi öncesi falan geçelim bunları. takım sahaya 11 kişi çıkacak ve bu maçı kazanacak. başka bir şey yok kardeşim!

    inandık biz sizlere
    #ben23rsiz
  • 76
    kabiz futbola artik bir son vermemiz gereken mac.
    galatasaray gelenegi 0-0, 1-0'lik maclari kaldiramiyor. getirisi ayni ama 3-3, 4-3 olsun. yillardir alistigimzi, basariya ulastigimiz sey bu. ozellikle ic sahadaki siradan maclar gole bogulmali.
    nasil ulasilir bilmiyorum, artik cift forvet mi oynamak lazim, orta gobegi daha hucumcu yapmak lazim. ama aykut kocaman futbolu gordukce resmen kendi takimimi izlemekten soguyorum.
  • 294
    maçın sonunu mücadele gücü yüksek oyuncularla oynamak yerine seri gibi, yunus gibi mücadeleden bi haber tiplerle oynuyoruz. böyle oyuncu değişikliği yapılmaz arkadaş ya. bu nedir?

    emre taşdemir mi çıkıyor? al kardeşim yuto'yu. çıkar emre mor'u al taylan'ı ortasahaya. ne yunus'u ne seri'si allah aşkına. bi kere de şu oyuncu değişikliği doğru yapılsın ya bi kere!
  • 324
    galatasaray tribünleri için turnusol kağıdıdır bundan 20 sene evvel 20 ekim 1999'da ali sami yen'de chelsea'ye karşı alınan 5-0lık mağlubiyet. şampiyonlar ligi gruplarında oynuyordu galatasaray ve ingiltere'de mavi-beyazlı ekibe 1-0 yenilirken, taffarel'i de kaybetmişti. buna rağmen fatih terim takımına güveniyordu grubun dördüncü maçında ama yedek kaleci mehmet bölükbaşı'nın "acemiliği", galatasaraylı savunmacıların "kötü gününde" olması beklenmeyen sonucu getirmişti. vialli'nin çalıştırdığı chelsea ilk devreyi 1-0 önde kapatmış, ikinci yarının başında fark üçe çıkmıştı... o yıllarda takım yuhlamaları ve ıslıklamalar yoktu ama tribün boşaltıyordu "seyirciler"... ve 78. dakika galatasaray dördüncü golü kalesinde gördükten sonra koskoca ali sami yen'de bir tek kapalının ortası ve yeni açık tribünün numaralıya yakın tarafı kalmıştı takımını destekleyen...
    "başın öne eğilmesin aldırma cim bom aldırma
    en büyük sen değil misin aldırma cim bom aldırma
    sendeki bu büyük taraftar bir gün ağlar bir gün coşar
    seni bu sesler oyalar aldırma cim bom aldırma" diye tezahüratlarını sürdürürken "harbi" galatasaray taraftarı, rakip 5. golü atmamış gibi, onlar daha coşkulu haykırıyordu takıma olan bağlıklarını...

    aradan 20 yıl geçmiş ama o gün hala dün gibi gözlerimin önüne geliyor... o "kara gecede" kim iyi gün dostu, kim kötü gün dostu "akla kara gibi" ortaya çıkmıştı... ve o maçtan sonra iç saha yahut deplasman fark etmeden rakiplerini ezen galatasaray, uefa kupasını kazanırken, bu başarı benim nazarımda en çok da 5-0'dan sonra takımını alkışlayan o iki grup taraftarındır...

    peki, aradan geçen 20 sene sonra galatasaray tribünlerinde durum nasıldı? chelsea hezimeti bitiminde takımını alkışlayan "tayfa" yine her zamanki gibi taraftarlık görevini yapıyordu yeni stadyumda ama bu defa sayıları daha azdı "seyircilere" göre, çünkü galatasaray'ı yıllarca yönetenler özhan canaydın'ın "müşteri" lakabını taktığı seyircileri cefakar taraftara yeğlemiş ve 50 bin küsür koltuklu stad yapıp, fahiş fiyata bilet satarak ecnebilerin "quantity or quality"sinden yani "kalabalık mı kalitemi" tercihinden "paralı kalabalığı" seçmişti... "paramı veririm, istediğimi alırım" şımarıklığı içindeki "seyirci" de skora bakmadan, neden tribünde olduğunu bilmeden, bütün bencilliği ile mecidiyeköy'deki ali sami yen'de asla yapamadığı "ıslıklama ve yuhlama" ile "kalitesini!" göstermektedir seyrantepe'de maç be maç...

    cuma gecesi de ıslıklar ve yuhlamar arasında bitirdi galatasaray futbol takımı sivasspor karşında oynadığı maçı. kaybetmiş miydi takım? şampiyonluk yarışından kopmuş muydu? bin bir türlü rezaletle mi gündeme geliyordu oyuncular? teknik direktörü mü kötüydü?
    aksine, galatasaray maçı 3-2 kazanmış, puan tablosunda ikinciliğe yükselmiş, yeni transfer andone herkesi büyüleyerek iki golle siftah yapmış ve takımın başında galatasaray kulübünün efsane hocası fatih terim vardı...

    gençlerbirliği maçı sonrası bahsettiği rotasyonu şener, emre taşdemir, emre mor ve ömer bayram gibi oyuncuları ilk onbire yazarak yapmıştı fatih terim sivasspor karşısında. "başarıya aç, arzulu" oyuncular da hocasının istediği oyunu sahaya yansıtmakta oldukça maharetliydi, lig başından beri beklediğimiz "galatasaray gibi galatasaray" geri gelmişti, top oynatmıyordu sarı-kırmızılılar deplasman ekibine. ilk tehlikeli atak emre mor-şener paslaşması sonra babel'e yapılan orta ile gelirken, sonrasında luyindama'nın uzun pasında- ki luyindama maç içinde bunu çokça yapacaktır- babel'in indirdiği topu son anda rakip savunma uzaklaştırmıştı. galatasaraylı oyuncular sadece hücümda etkili değildi, top rakipteyken de alan daraltıyor, "ısırarak" pres yapıyordu. futbol bu, haliyle kalesinde de pozisyon görecekti ama o anlarda "taze" baba muslera devreye giriyordu. önce mert hakan'ın plase vuruşunu bir kedi çevikliği ile çıkarıyor, sonrasında başlangıcında "ofsayt kokan" pozisyonda sivasspor'un muslera ve kale direğini geçemediği anlarda kalesinde devleşiyordu.

    deplasman ekibi üç-dört değişik oyuncuyla topu bir türlü kaleye sokamadığına dövünürken, galatasaray rumen golcüsü andone ile öne geçiyordu. topu rakip yarı saha içinde alan andone süratlı bir şekilde kaleye doğru ilerleyip, ceza sahasına gelmeden şık bir ayak içi plase ile köşedeki örümcek ağlarını temizlerken, wesley sneijder'a da selam çakıyordu, zira 19 ekim tarihi bizim diyarlarda sneijder'in ayı avına çıktığı gün olarak anılıyor ve anılacaktır da...

    golden sonra galatasaraylı futbolcular taraftarın da desteğini arkasına alıp, daha baskılı bir oyun sergiledi, top sürekli samassa'nın kalesinin önündeydi ve babel yine "klasiklerinden" birini yaptı. emre mor'un yarattığı pozisyonda genç oyuncu ceza sahası içinde boş pozisyonda olan babel'e topu verdi, hollandalı savunma ve rakibi yatırdı ve yine boş pozisyondaki arkadaşı andone'ye asist yapmak yerine vurmayı seçti... fatih terim'e tavsiye vermek haddimize değil ama ben olsam ryan babel'in arkadaşlarına pas vermek yerine kaleye şut çektiği pozisyonları derler, bir video yapar ve sabah-öğlen-akşam üç posta seyrettirirdim. bak bakalım bir daha vuruyor mu...

    babel, andone'ye ikinci golü attırmadı ama rumen oyuncu "kendi ekmeğini taştan çıkardı" ve yarattığı penaltı sonrası attığı golle devre biterken farkı ikiye çıkardı...

    devre biterken ilginç bir de an yaşandı sahada. sivasspor ceza sahasının solunda topla buluşan şener, uğur ve coffie arasından şık bir hareketle sıyrılırken, yere düşürüldü ve hakem ali palabıyık kartı kime göstereyim diye oyunculara sordu. uğur takım arkadaşını işaret etti ve sarı kart coffie'ye çıktı. arkadaşı kendisine neden bunu yaptığını sorduğunda ise uğur kendisinin daha önceki maçlardan üç sarı kartı olduğunu işaret ediyordu. o anlık uğur önümüzdeki hafta için kendisini kurtarırken, nereden bilecekti coffie'nin karşılaşmanın ikinci yarısı bir sarı kart daha görüp, takımını 10 kişi bırakacağını...

    ikinci devrenin başında rıza çalımbay takımın iyilerinden fernando'yu çıkarıp, kone'yi oyuna aldı da daha 48. dakikada on kişi kalacağını bilse bu hamleyi yapmazdı, zira fernando çok daha işine yarayacaktı. eksik kalan rakibi önünde galatasaray baskıyı iyice arttırdı, rakip kaleyi abluka altına aldı ve özellikle uzaktan attığı şutlarla gol şansı yakaladı ama üçüncü golü bulamadı. bizimkiler atamadı belki ama deplasman ekibi yorulmaya başlayan şener'in kanadından bir kez geldi, farkı bire indirdi. kalesinde gördüğü gole çabuk reaksiyon gösteren galatasaraylı topçular, yine bir babel "klasiği" ile tekrar farkı ikiye çıkarttılar. sahanın yıldızlarından ömer bayram'ın pasında ceza sahası köşesinde topla buluşan hollandalı oyuncu, bir hamle ile rakibi geçtikten sonra sert bir vuruşla fileleri sarsarken, ellerindeki akıllı telefonlarla attıkları "nahoş" mesajlarla boş boş konuşanlara da tepkisini gösteriyordu.

    son 15 dakika fark tekrar üçe çıkınca fatih terim, önümüzdeki beşiktaş maçını da düşünerek sarı kart görmemeleri için luyindama ve belhanda'yı kenara alıyordu. hakem ali palabıyık olunca, luyindama'ya gösterdiği "basit" sarı karttan sonra ikinciyi de pek ala gösterebilirdi de, o fırsatı bulamadı. ama ömer bayram acemice bir hareket yaparak maçın hakemine aradığı şansı verdi: beşiktaş derbisi öncesi galatasaraylı bir oyuncuyu eksiltti.

    son on dakikaya girilirken önce andone'nin "al da at" pasında emre mor kale çizgisi üzerinden topu auta attı, sonrasında emre'nin "al da hattrick yap" dediği pasta andone kaleciyi geçemedi. sarı-kırmızılıların maç böyle biter havasına girdiği bir zayıf anında yine şener'in kanadından gelen sivasspor bir kez daha farkı tek sayıya indiriyordu. o dakikadan sonra kaybedecek bir şeyi olmayan deplasman ekibi tüm hatlarıyla galatasaray kalesine gelirken, uzatma dakikalarında konyaspor ve malatyaspor maçlarında yaşanılanlar bir kez daha yaşanacaktı ki bereket genç oyuncu armin altı pas üzerinden topu auta atıverdi...

    böyle bir maçtan sonra "seyirciler" ya da "müşteriler" takımı ıslıklayadursun, iki gün önce tribünün önde gelenlerinden olan ve oldukça sevilen arkadaşları "ikiz gökhan"ı kaybeden ve yürekleri acıyla dolu olmasına rağmen maç başından beri susmayan ultraslan'a özel bir teşekkür edelim... "cennete gidenlerle",e-bilet protestosu yapanlarla eksilmiş olsalar da, galatasaray tribününün temel taşı hep ultraslan'dı ve ultraslan olacaktır... mekanın cennet olsun gökhan, tribün şehitlerine selam söyle...

    kaynak ve fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...ray3-2sivasspor.html
  • 73
    ligdeki son maçımızdan sonra bizzat fatih terim tarafından yapılan açıklamardan sonra bu açıklamaların ilk 11’e nasıl yansıyacağını, maç içerisindeki değişikliklere nasıl yansıyacağını merak ediyorum. oyun olarak pek bir beklentim yok. tek isteğim artık takımın gol atıp maç kazanması.

    (bkz: 18 ekim 2019 galatasaray sivasspor maçı)
  • 42
    7 haftadır rakip kaleye şut atamayan, oyun anlamında ligin en kötü olan takımıyız. son maç sonrası imparator radikal değişiklik mesajları verdi ve deyim yerindeyse bazı futbolcuları isim vermeden hedef haline getirdi. şimdi ben bu gelişmeler sonrası radikal bir 11 ve hırslı, mücadele eden tempolu bir takım görmek isterim. tüm bu beklentiler sonrası maça yine;

    muslera-mariano-luyindama-marcao-nagatomo-nzonzi-seri-belhanda-feghouli-babel-andone

    11' i ile başlar. ilk yarısı gelenek olduğu üzere gram futbol oynamadan 0-0 filan tamamlanırsa yemin ediyorum cinnet geçiririm.

    hocam lütfen tabuları yık şu maçta. 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı nasıl sezonun bizim için yeniden başladığı maçı oldu ise bu maçta öyle olsun. lütfen hocam bu sefer beklenti büyük... güzel futbol ve en az 2 gollü galibiyet gelmez ise ya da sahada geçtiğimiz 7 haftadan farklı bir şeyler görmez isem şahsen gelecek ocak aylarını beklemeyi bırakıp bu sezondan ve belki de senden umudumu kesmeye başlayacağım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın