maçın kahramanı mustafa akbaş denilen futbolcu bozmasıdır. bu gibi hiçbir vasfı olmayan, sahada sadece kasaplık yapan, futbolun içine eden ama kendini futbolcu sana adamları ve türevlerini yeşil sahalardan uzaklaştırmadıkça anadolu takımları bir adım yukarıya çıkamazlar. bu gibi adamların yerlisi yabancısı yok. bunun yetenekle de alakası yok. o kafanın içindeki olmayan beyinle alakası var.
bu mustafa akbaş denilen futbolcu bozuntusu, maç boyunca rezalet oynadığı yetmezmiş gibi fenerbahçe'nin şutu değil, pozisyonu değil, atağı yokken, bakın atağı yokken alakasız bir topsuz alanda hiç gerek yokken nani'yi çekip faul yapmıştır, sarı kart görmüştür, gol için pozisyon yaratmıştır. oradan orta-kafa-gol de olabilirdi. karşısında bu kadar aciz bir fenerbahçe varken sorumsuzca bir hareketle 2. sarı kartı görüp tam takımının baskı kuracağı dakikalarda takımını 10 kişi bırakmıştır. mustafa akbaş ve türevlerine önce nasıl futbol oynanacağının öğretilmesi gerekiyor.
son söz de tolunay kafkas için; delikanlı bir adamdır, arkadaşlarına sahip çıkar, takımını yarı yolda bırakmaz, kimseyi satmaz, sert mizaçlı, kafası çalışan birisidir kendisini. hal ve hareketlerinden, tavırlarından ötürü severim kendisini. kendisine tavsiyem ille de savunma yapacağım düşüncesini kafasından atsın. elinde bir sürü genç futbolcu var. onları birlikte oynamaya alıştırarak akıcı bir futbol oynatsın. yenilecekse öyle yenilsin.
ayrıca; volkan demirel denen zat şerefsizlik yaptığı zaman ben.
https://pbs.twimg.com/media/CRnLSILWwAAI3Mp.jpg edit: evet sol taraf kayserispor'un sağ taraf fenerbahçe'nin.
https://pbs.twimg.com/...DzWEAEU7wL.jpg:large