• 135
    allah aşkına bırakın artık şampiyon yazmayı. lan 1 mağlubiyet bizi şampiyonluktan edebilir, önümüzde 3 maç var siz hala banko şampiyonuz. tamam ben de yürekten inanıyorum ama rehavet şu an bizim en büyük düşmanımız.

    herkes yazmış, taraftar olarak gençler ve beşiktaş maçını banko alırız? gençlerbirliği ve mesut bakkal bize ayrı ayrı ters geliyor zaten. üstelik kalede muslera yok, onun yerine herhangi bir maçta clean sheet yapmalarına mucize gözüyle bakılan sinan ya da eray oynayacak. bu gençlerbirliği'nin kimsenin beklemediği bir şekilde fenerbahçe'yi yendiğini de hatırlatayım. herkes stancu'ya odaklanıyor. fernere şov yapan el khabir'i ne çabuk unuttunuz? daha bunun hleb'i, irfan can'ı var. tabi ki normal şartlarda iç sahada yenme ihtimalimizin çok yüksek olduğu bir takım gençlerbirliği. ama bu rehavet denen illet normal şartlar olayını biraz değiştirebilir.

    başka bir önemli nokta kart sınırındaki oyuncularımız. beşiktaş'a son yıllarda bük üstünlük kurduk kabul ediyorum. ama sonuçta bir derbi maç oynayacağız. 2006-2010 yılları arasından fenerbahçe de bize üstünlük kurmuştu maalesef. bu süreçten sonra o lanet sezonda kadıköy'de oynadığımız maçı ne çabuk unuttunuz? o maçta da fenerbahçe taraftarı bizi çantada keklik görüyordu. noldu sonra? hatırlatıyım:

    (bkz: handikap oynayın orospu çocukları)

    yakın tarihimizde böyle örnekler varken derbi maçlarından önce camia olarak bu kadar rehavete kapılmamamız lazım. üstelik işin ucunda tarihimizin en önemli şampiyonluklarından birisi var. kart sınırında olan oyuncularımızdan semih, burak kart görürse nolacak? burak yerine umut, semih yerine de tandem de koray-hakan ikilisiyle oynamak zorunda kalacağız bir derbi maçında.

    lütfen artık kendimize gelelim. önümüzde hayati önem taşıyan üç maç var. şu an için tek hedefimiz şampiyonluk kutlamak değil, gençler maçını kayıp vermeden üç puanla kapatmak olmalıdır.
  • 177
    (bkz: bugün günlerden şampiyonluk yolunda 3 puan)

    hay şampi'nize arkadaş. fener miyiz lan biz!

    galatasaray'ımızın inşallah kayıpsız geçeceği iç saha maçıdır. cholaq'ın kadrodışı kalmasıyla sağ açıkta bruma'ya forma verilmesine kesin gözüyle bakıyorum. hadi bruma, umutladırıp utandırma :(

    edit: bilmeyenler olur;

    http://i.ytimg.com/vi/rHL0QKHPCTo/hqdefault.jpg
  • 474
    düğünümün olduğu saatlere denk gelen maç.

    millet laf etmesin diye zorla oynayan ben, gol haberi gelince pistin kralı olmuştum adeta, karşımda da kayınpederim :)

    adamcağız kızının evliliğini unuttu, "goooll 1-0 öndeyiz" diye bana koştu ya la :(

    12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı'yla başladığımız birlikteliğimizi, 16 mayıs 2015 galatasaray gençlerbirliği maçı'yla taçlandırdık.. çok şükür!
  • 142
    bileti ya da kombinesi olanların mutlaka gitmelerinin gerektiği, gidemiyorlarsa da devretmelerinin gerektiği ve tribündeki her koltuğun mutlaka dolmasının gerektiği maç. boğazlar patlamalı, o saçma sapan arabesk besteler söylenerek takım uyutulmamalı. istersen duraklamalara 2 farklı önde gir farketmez, o gereksiz ninnileri söylemeyeceksin kardeşim. çok meraklısıysan maçı kazandıktan sonra nevizade'de içerken söylersin ama o maç o bestelerin maçı değil.

    allah yardımcımız olsun. allah doğrunun, iyinin yardımcısı olsun. allah ego sahibi olmayanların, kendisini her şartta destekleyen on binlere "ben de sizinle gurur duyuyorum, allah hepinizden razı olsun" diyenlerin, sırf taraftar çağırıyor diye o maç yorgunluğundan sonra soyunma odasına giderken kapıdan dönüp tribünde taraftarla kucaklaşanların yardımcısı olsun. içten pazarlıklı olmayanların yardımcısı olsun, onun bunun direktifini alıp sorumluluğu ve otoritesi 0 olan, kendisinden önceki hocanın arkasından iş çevirenlerin ya da bir önceki maç için hakemden yakınıp sonraki maçta alınan haksız penaltıdan sonra "hakem verdiyse doğrudur" diyen afedersiniz bit yavrularının değil.

    allah'ım, senin adaletine güveniyoruz. çünkü o adaletin her zaman iyilerden, çalışanlardan ve alnının teriyle çabalayanlardan yana olduğunu biliyoruz.

    maça tekrar gelirsek, tam konsanstrasyon, tam inanç, tam odaklanma. biz şampiyon olacağız.

    (bkz: seni sevmeyen ölsün)
  • 447
    şu an oturduğum mekanda bir fenerli, kalecinin golde elini çektiğini, ama galatasaray'a bir yaptırım uygulanmayacak anlamına gelecek şekilde "ama hiçbir şey olmayacak." dedi. şimdi gece gece kavga çıkartmayayım diyorum da, size müstehak lan. bari siz söylemeyin. küme düşürme yok, puan silme yok, gece yarısı kanun değiştirme desen bunlar için. türkiye dışında her yerden ceza almak bunlarda, yabancı sınırı galatasaray'ın önüne set çekmek için varken, şl'den elenmesiyle serbest bırakılması da yine bunların avrupa'ya gitme ihtimalinin ilk senesine denk geliyor.

    he amk he, ak-saray ziyareti. ulan devlet yardımı alacak olsak, yabancı sınırının kaldırılması için açtığımız davada niye bakanlık yazıyı göndermedi?

    kudurun. ağlayın. yakarın. başkanınıza destek çıkarken hava cıva. laf-ı güzaf.

    1-0'la sırf gençler'i değil, rize direnirse biz geri kalan maçları kazanırsak hesabı yapan şikeci kuşları da öptük. oh olsun.
  • 168
    gençlerbirliği ömrümün yettiğinden beri dişli bir takım olmuştur ve ayağa düştüğü pek görülmemiştir. muadili olan bursaspor bile bir ara küme düştü falan ama gençlerbirliği çizgisini hiç bozmadı. büyük takımları bir kenara koyarsak bir de gaziantepspor var zaten o kadar, diğer tüm takımlar bir şekilde inişli çıkışlı performans gösterdi. işte bu sezon da buna yakışır bir takım durumundalar. öncelikle konya ile birlikte orta sıraların en az gol yiyen takımı durumundalar. dehşet hücum hatlarına nazaran öyle süper golcü olduklarını söylemek zor, zira başarılarını daha ziyade az gol yemelerine borçlular. skor üretme açısından da efektif bir yapıdalar, yani şeref sayıları yerine maç kazandıran ve puan aldıran goller atıyorlar. kendileri için efsane sayılabilecek hücum silahlarına rağmen savunma yönüyle ön plana çıkan bu takımın aslında şu an çok önemli eksikleri var, gelin tek tek göz atalım;

    öncelikle son haftalarda kaleci ramazan köse yerine yedek kaleci ferhat kaplan oynuyor. dürüst olayım bu detaya çok dikkat etmedim ama biz yine de bildiğimizden şaşmayıp kendisini zorlamalıyız. ne yani kaleciye göre taktik mi yapılır? gördüğün yerden zımbala işte kaleci düşünsün... son haftalarda düzenli forma giyen stoper sedat bayrak dizinden sakatlanmış, bunu bilmiyordum. iki haftadır sakat olan ve takımın savunmadaki belki de en önemli ismi durumundaki sol bek/stoper dusko tosic de takımla çalışmalara daha ancak bugün başlayabildi. eğer oynarsa iki haftalık sakatlığın ardından tek antrenmanla maça çıkacak. ahmet çalık stoperin, hakan aslantaş da sağ bekin as isimleri durumundalar. ahmet çalık cezalı, tosic de sakat olduğunda stoperde ferhat görgülü oynuyordu. genç, tecrübesiz bir isim. çok maça da çıkmışlığı yok kariyerinde, idareten oynuyordu yani. sol bekte ise geçen sezon iyi bir çıkış yakalayan ama bu sezon idare eden uğur çiftçi'yi görüyorduk. uzunca bir ara oynamadı zaten, o da yoklukta tekrardan kadroya girdi. o zaman tablo netleşti, şimdi ahmet çalık ve hakan aslantaş banko, lakin tandemde kim oynarsa oynasın handikabı var. ferhat tecrübesiz, tosic %100 hazır değil, uğur da formsuz. sedat'ın sakatlığı biraz piyango oldu bize. hakan aslantaş defansif tarzda tipik bir anadolu sağ beki, ahmet çalık'ı ise bizim semih'e benzetiyorum. kanlı canlı, her şeyden biraz biraz olan yetenekli bir defans. bu yarım haliyle gençler defansını bir kenara not edelim.

    orta sahalarına gelirsek doğa-gosso-petrovic gibi türkiye standartları için aşırı dişli sayılabilecek bir orta saha hatları vardı ama bu hattın en önemli isimlerinden doğa birkaç haftadır sakat. yani defansif açıdan daha kağıt üzerinde üçte iki güçteler. gosso ligin ortasına kadar agresif, kanlı canlı bir görünümdeydi ama yanlış hatırlamıyorsam bir iki kez sakatlandı, bir de ceza falan aldı yani 7-8 haftada 4-5 maç kaçırdı gibi bir şey. hah, işte o aradan döndüğünden beri eski gosso değil, biraz daha garantici, biraz daha pasif. petrovic ise bizim dzemaili'nin düzenli oynayanı, beğendiğim tarzda teknik bir futbolcu. şimdi doğa'nın sakatlığı yüzünden oyuna genelde sonradan giren hleb artık ilk on bir başlıyor. benim için özel bir futbolcu, kendisini çok severim. kadife bilekli, teknik, dripling yapabilen, adam geçebilen, her şeyi güzel olan ama gel gelelim savunma yöne hemen hemen hiç olmayan, narin bir oyuncu. yani görüldüğü üzere gençler'in orta sahasının savunma yönü de defansları gibi yarım. bunlar çok önemli.

    hücum güçlerine gelirsek fazla yoruma gerek yok, el kabir bana tarz olarak kazım'ı anımsatıyor. böyle güçlü, kalıplı, golcü, tam bir baş belası. guido koçer düzenli oynardı o da sakat ama kenarlarda mervan ve stancu oynayacaktır. mervan da iyi ama çok etkin olduğunu söylemek zor, gökhan töre'nin henüz olmamışı gibi. şahsen beni en çok el kabir, stancu ve hleb tedirgin ediyor. hleb çok acayip bir adam, öncelikle öyle maestro gibi falan oynamıyor ama ne bileyim yani bilal kısa gibi orta sahayı yönetiyor, hücumda da beklenmeyen garip şeyler yapıyor. savunması kolay bir isim ama boş alan bırakılırsa stancu ve el kabir'i oynatır. bir detay var bakın ben onu atlamıştım ama dün bir arkadaşımız sağ olsun hatırlamış. stancu 5-6 hafta oynayamadı kolu kırıldığı için, hakikaten de döndüğünden beri eski stancu gibi değil. tabi illa ki tilki adam, buldu mu yazar ama en azından çok uzunca bir zamandır ilk defa ciddi sakatlık yaşadı ve en azından şu an için süper formda değil. yine de bu hücum gücü asla yabana atılamaz.

    peki buradan ne sonuç çıkıyor? vallahi şimdi bu kadar etkili bir hücum takımının gol yememesi de zaten bununla alakalı olduğu için oyunu geride kabul edersek bence intihar etmiş oluruz. yani zaten en atletik stoperimiz chedjou da sakatken, hatta kalede de muslera yokken geriyi fazla boşlamayacak şekilde oyunu domine edip ufaktan ufaktan gençler yarı sahasında oynasak daha iyi olur. bunun için de yasin-sneijder-bruma üçlüsü bana en ideal seçenek gibi geliyor. kesinlikle aktif oynamamız gereken bir maç. yani bu maçı öyle 1-0 falan kazanırsak yemin ederim çok büyük iş başarmış oluruz. hatta akhisar maçını nasıl 2-0 kazandık, işte aynen onun gibi büyük bir başarı olur. gençler çok aktif bir takım yani topa sahip olduğu an acayip denge bozuyor. o yüzden de bizim gençler'i köşeye sıkıştırmamız, ama bunu yaparken çok da abartmamamız lazım. erken gelecek gol ve goller her şeyin ilacı olur, bunun için her şeyden önce şans lazım. tribünler ful çekip takımı ateşlemeli, işte o zaman eminim ki bol pozisyon bulacağız ve burak bu ara çok iyi olmasa da atar, attırır, atılmasına vesile olur, bu iş bir şekilde hallolur ama seyirci coştukça eminim ki bu takım uyumaz, uyutmaz... bu maçta da buna ihtiyacımız var. selçuk-melo ikilisi sanıyorum ki gosso-petrovic ile kafa kafaya oynarlar. iyi ya da kötü demek zor ama dengeli bir eşleşme olmuş. zaten sneijder falan da yardım eder yani hleb'e göre savunma yönü biraz daha var. sneijder'e beş haftadır verdiğim taktiği yine veriyorum, şutlarına muhtacız... yasin ve bruma da bol dripling bol çalım ile zaten çok aman aman olmayan gençler beklerini rahatsız edeceklerdir, ama bunun için önce denemeleri lazım.

    savunmamıza gelirsek gerçekten objektif olamayacağım. sabri'nin ekstra oynaması şart. semih'in eski semih gibi, balta'nın da ustaca ve en tecrübeli şekilde performans göstermeleri gerekiyor. telles bir iyi bir kötü, iyi giderken beklenmedik hatalar yapıyor, yani gerçekten işin tekniği taktiği bir kenara, bu sefer şansa hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var.

    allah yardımcımız olsun
  • 42
    artık 3 maç kaldı, ikisi içeride..

    maçlarımızı kazanırsak hiçbir hesap yapmadan, başkasının maç sonucunu beklemeden şampiyon oluyoruz.

    4. yıldızı takıyoruz, şampiyonlar ligine direkt olarak katılıyoruz .....

    bu sene kupa maçları da dahil tüm iç saha maçlarını tt arena da izledim.

    ama maalesef stadın hiç dolduğunu görmedim.

    ama artık pasoligi, mertro yu falan konu etmeden son iki maçımızda stadı doldurmamız, maçı önce tribünde kazanmamız gerekir,

    lütfen herkes stadtaki yerini alsın, gelemeyecek olan yerini başka birine versin.

    hepimize görev düşmekte bu konuda.

    konsantrasyon !!!
  • 105
    prekazi'yi ve onun 14 senelik sampiyonlugu getiren eskisehir maçini anlatimini akillara getiren maç: "ve hatirliyorum cok guzel soyledikleri bazi kisilerin. eger biz galip gelemeseydik hepimiz orda olecegiz. taraftarlar bizi oldurecekler. ben hic onlari bile dinlemiyordum. hatirliyorum cunku simovic ile beraber odamizdaydik. seneler... saat iki mi uc. hatirliyorum cok iyi. kalkmis sigara iciyordu. dedim ne yapiyorsun sen? yav diyor nasil yapacagiz? ne yapacagiz yav dedim. galip gelecegiz! ne olacak. ama bizim... ben bilmiyorum o kadar pek fazla cok ters eskisehir geliyordu galatasaray'a. bana ne diyorum ters. bizim saha bizim taraftar ne olacak ki maglup imkani var mi?"

    evet iste olay budur. bizim saha. bizim taraftar.

    (bkz: sen sampiyon olacaksin)
  • 33
    en büyük rakibimiz rehavet olacaktır. aman diyeyim kimse bu macı alırız havasına girmesin. en güvendigimiz zamanlar bu adamlar evimizde bizi yendiler. rahatlamak yok ! türkiyenin 4 bir yanından taraftarımızın gelecektir. keske biletler dünkü * galibiyetten hemen sonra cıksa, o gazla stadyum 10dakikada dolardı ama fark etmez, o macta bos koltuk kalmaz bana güvenin.

    (bkz: allah yardımcımız olsun)
  • 154
    mesut bakkal'ın galatasaray'a karşı son 11 maçı:

    konya-g.saray: 0-0
    karabük-g.saray: 0-1
    g.saray-karabük: 1-3
    a.gücü-g.saray: 3-2
    sivas-g.saray: 2-1
    sivas-g.saray: 1-1
    g.saray-manisa: 1-1
    g.saray-g.birliği: 1-1 (kupa)
    g.birliği-g.saray: 0-1
    g.birliği-g.saray: 1-0 (kupa)
    g.antep-g.saray: 1-1

    tamam ters geliyor diyodum da bu kadarını beklemiyordum. adam kabusumuz olmuş resmen. inşallah erken bir gol bulup avantajı elimize alırız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın