• 84
    9 aralık 1999 galatasaray bologna maçından sonraki hafta oynanmış olması sebebiyle etkisi nereden baksan 8-10 misli fazla hissedilen maç.

    üzerinden tam 25 sene geçmiş...

    üste üste 3 sene şampiyon olmuştuk. o maçın oynandığı tarihte 12 haftası oynanabilmiş olan ligde fenerbahçe'ye 9, beşiktaş'a 10 puan fark atmıştık. sonu kupalarla bitecek avrupa yolculuğumuzda ise milan'lı chelsea'li şampiyonlar ligi grubundan son 2 maçta uefa kupasına geçmeyi başarmış, bir sonraki turda da bologna'yı eleyip avrupa'da bahar aylarını görmek olayıyla türk futbolunun o dönemki ufkunun çıtasını ileri taşımıştık.

    bir tarafta tüm bunlar olurken fenerbahçe bir çarşamba öğlen vakti, çamur deryası bir sahada çıktığı bu maçı bir alt ligde can çekişen rakibine kaybedince kıyametler koptu. yavrum basın özellikle zdenek zeman'ın başını yemek için düğmeye bastıysa da olay iyiden iyiye dalga geçme kıvamına gelmişti.

    zavallı fener beter ol beter tezahüratının yurt çapında yankılandığı zamanlardı. gazetede televizyonda "tribünde ağlayan fenerli" görüntüsü eksik olmazdı. bu maçta tribünün önündeki demirlere kafasını sokmuş ağlayan bir çocuk çoğu gazetenin sayfasında yer almıştı. maç oynanırken ekrana yansıyan hüngür hüngür ağlayan fenerli vatandaş ise yayıncı kuruluş atv'de yayınlanan dönemin fenomen programı esra ceyhan'a çıkıp "o gün stadda 20 milyon fenerli varsa 15 milyonu ağlıyordu" diyerek bin galatasaraylı on bin fenerliyi yok eder matematiğine selam çıkmıştı.

    tabi tüm bu trajikomik öykülerin yanında fenerbahçe takımı'nın tesislerde rehin alınması olayı da vardı. her ne kadar arabanın içinde cenin pozisyonu almış rüştü rençber ve arabadan içeri giren uçan tekme görüntüleri ile hafızalara kazındıysa da tüm takım o gece samandıra'da rehin kalmıştır. belki pepe metin de bir yerlerde bir cam kırıp boğazına parçasını dayayıp topçulara anlamadıkları tehditler savurmuştur.

    (bkz: pepe kendini kes)

    bizim açımızdan çok güzel zamanlardı. zaten bizim o kadar iyi olmamız bu maçın bu kadar travmatik etki bırakmasına sebep olmuştur. doksanlı yılların galatasaraylı çocuğu olmak diye bir olay vardı ve biz de doksanlı yılların çocukları olarak bunun sefasını olabildiğince sürüyorduk. aklımızın az biraz bir şeylere bastığını sandığımız ama çok sonradan aslında pek de bir şeye basmadığını anladığımız yıllardı.

    fenerbahçe ise 1989-1999 arasında sadece bir şampiyonluk görmüştü. önce beşiktaş'ın üçlemesi, sonra bizim iki şampiyonluğumuz, 1995'te beşiktaş'ın efsane kadrosunun son şampiyonluğu ve birinci fatih terim dönemi...

    işte böyle bir periyodun sonlarında, galatasaray önce şampiyonlar ligi gruplarından uefa kupasına geçmiş, arkasından da bir tur daha atlayıp en azından yılbaşından sonrasını görmüş. fener daha eylül ayında avrupa'ya havlu atmışken bir de böyle bir mağlubiyet...

    şimdiki sosyal medya o zaman olsaydı ahmet ercanlar ve türevlerinin gireceği halleri hayal bile edemezdik. muhtemelen kafalarına birer huni takıp umuma açık yerlerde dolaşırlardı...

    hoş, o dönem sosyal medya olmamasına rağmen çoğu fenerliyi öyle yaptık ya...

    ondan 25 sene sonra başımıza yönetici olup saçma sapan şeylerle ortalığı bulandırıp duruyorlar.

    (bkz: selahattin baki)
  • 85
    orta sona gidiyordum. sabah 10'da evden çıkar, 1'de başlayan derse kadar okulun bahçesinde top oynardım. toptan artan zamanlarda da kızlarla takılırdım aman allahım ne mutlu bir hayat. :) yaş 13 falan tabi. dert yok, tasa yok.

    hayatı mutlu eden etkenlerden biri de galatasaray'dı. o dönem başarıdan başarıya koşuyorduk. biz böyle mutluyken fenerbahçelilerse başarısızlığın her türlüsünü tadıyordu. tenefüste kola almak (adı kolaydı da kendisi kolaya pek benzemeyen ilhan mı ilham mı ne o tarz bi markası olan içecekti:) için ankara hasköy'deki okul etrafında bulunan kırtasiye - bakkal karışımı mekanda bu maçı fark etmiştim. ulan bir baktım, pendikspor 2 - fenerbahçe 1 yazıyor. o dakikada başlayan dalga geçme seansları günümüze kadar sürdü. biz de bazı facialar yaşasak da hiçbiri pendik faciası gibi olmadı. şimdilerin sivasspor başkanı mecnun odyakmaz ve yanındakilerin; maçın ardından o dönemki fenerbahçe kalecisi rüştü reçber'i dövmesi, taraftarların tesisları basması falan da facianın bıraktığı izde etkili oldu tabi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın