uzun zamandir ilk defa kendisine inanilan bir final macini kazanamamistir galatasaray. bu macin ve skorunun en uzucu yani budur.
377
kadro şeçimini yanlış yaparak oyuna başladık. (gary yerine josue olmalıydı.) ve orta sahayı rakibe teslim ettik. bruma'yı ortada oynatarak hem kendi performansının önüne geçtik. hem de 3 kanat oyuncusuyla topa hakim olamadık. pas yapamadık.baskı yapamadık. ikinci yarı da öncelikli hamlemiz josue olmalıydı. hatta bana göre ilk yarıda girmeliydi. skor 2-0 olunca eren şart oldu tabi ama hoca eren ile sinan'ı tercih etti. tolga'nın vurduğu frikiği kadroda ki oyunculardan en yüksek gol yapma ihtimali olan da josue'ydi yazık oldu. oyuna girmesi fark yarattı gerçi kayseri'de yorulmuştu ama yine de etkili olmaya başladık. yanlış anlaşılmasın josue hayranı değilim ama sneijder'i yedeklesin diye adamı alıyorsan da kusura bakma onun yokluğunda da oynatacaksın. bir de adamda ki psikolojiyi düşün şu maçta bile oyuna sonradan giriyor. bjk'ya şu halimize rağmen korkuyu salacağımız maç olacaktı. yalan oldu. artık içeride yenebilirsek korkuyu salarız. ama rize deplasmanı ne olur bilemem. bu oyunla zor maalesef.
378
şer bildiğimizde hayır vardır maçı olarak bu senede yerini alabilir artık. hadi hayırlısı diyelim.
379
hiç bugün aklınıza getirmek istemezdim ama ben o günden beri hergün bu maçı hatırlıyorum. durup dururken aklıma geliyor, içime öküz oturuyor. sinirleniyorum, küfür ediyorum, kazansaydık oluşacak olan puan tablosunu gözümün önüne getiriyorum, rize'yi geçip şımarmış, bize laf atan, kendini bir halt sanan fikret orman'ı, sinsi şenol güneş'i, sahtekar topçularını ve tinerci taraftarlarını ali sami yen'e gömüp ligde liderliğe yükseldiğimizde yaşayacağımız mutluluğu ve heyecanı kursağımızda koydular. sadece hocaya da bağlamamak gerek tabi. ona diyeceğimizi dedik. bu yüzden de burada linç edildik. şimdi kına yaksın gerçeği göremeyenler. futbolcular da, hakem de, bir halta yaramayan yönetimin de payı büyüktü. nasıl yenemedik ya. düşünüyorum düşünüyorum aklım almıyor.
allah daha büyük dert vermesin ama valla çok üzüldüm lan. bütün hafta futbol düşünmemeye çalıştım. bugün rize'yi yeneceğimiz bile meçhul. beşiktaş kendi sahasında akhisar'a takılır mı? çok zor. yani haftaya 5 puanlık farkı 2'ye indirebileceğimiz bir tablo bile olmayabilir.
bizim taraftar da bir boku hak etmiyor ama şu şerefsiz evlatlarını sevindirdik, sevindiriyoruz ve sevindireceğiz ona üzülüyorum.
380
10-0 da kazansak tudor ve vasıfsız futbolcular ile şampiyon olamayacağımız sezonun herhangi bir maçı idi.
edit: hoca tudor değildi diyen ayştayn zekalılara selam ederim.
381
sinir bozucu maçtır. daha da sinir bozucu olanı son dakikalarda eren'in attığı beraberlik golünün sayılmamış olmasıydı. resmen tertemiz golü keyfine göre iptal eden bir hakem yüzünden tudor belası takımın başına gelmişti.
382
kendi adıma şampiyonluğa havlu attığım maç. kendimi kaybetmiştim bu maçı izlerken ve maç sonunda.
maç sonunda gevşek gevşek konuşan cengiz özyalçın'ı o an görsem yaşlı başlı adam demem girerdim herhalde. eşimin ve çocuğumun yanında ilk defa küfür etmiştim hayvan gibi bağırarak.
383
dursun aydın özbek'li lanet yıllarda yaşadığım en büyük travma bu maçtı.
ilk kez eşimin ve çocuğumun yanında küfür ettim ben bu maçın sonunda!
384
maçın sonunda yapılan açıklamaların beni hayrete düşürdüğü maçtır. özellikle maç içi bazı topçularımızın performansını görünce, üzerine de bu açıklamalar kafamda bazı soru işaretlerine sebep olmuştur.
385
beşiktaş'a şampiyonluğu altın tepside sunduğumuz maç olmuştur. şöyle maçları niye hatırlıyorsunuz oğlum ? hiç mi derdiniz yok anlamıyorum ki...
386
2016-17 sezonuna tamamen havlu attığımız maç.
rakiplerin seri puan kayıplarında akla gelmesi gereken ilk maç olması gereken maç aynı zamanda.
387
son dakikada attığımız nizami golün verilmediği maç. 2016-2017 sezonu da kirliydi. galatasaray ocak ve şubat aylarında sistematik hakem hataları ile yarıştan koparılmıştı.
388
dünden beri aklımdan çıkmayan, hüngür hüngür ağladığım son maç. dün geceden sonra aklıma geldi, bu maçta da iyi kıyım yemiş, muslera sağ olsun 2 yan topla 5 dakikada 2-0 geriye düşerek devreye girmiştik. devre dönüşü baskılı oyunumuz olsa da yanlış olmasın 88 gibi eren'le golü bulmuş, duraklama dakikalarında podolski ile attığımız nizami gol iptal edilmişti. bu maçla bizi şampiyonluktan koparmışlardı. yaşım ufak biraz, ortaokuldaydım o dönem. ağlaya ağlaya bela okuyarak gitmiştim odama. çok feci bir histi, rakibimiz beşiktaş o hafta yenilmişti ve biz tam aradaki puan farkını tek maça indirecekken harcanmıştık. en son bu maçta böyle çok kötü olmuştum. işte dün gece oynanan alanya maçında da bu hisleri yaşadım. gece uyuyamadım, bugün okula gidemedim. ağzımı bıçak acmiyor ciddi anlamda boğazımdan yemek geçmiyor. kıyıma uğramamıza mı yanayım hocanın pısırık davranmasına mı yanayım yoksa yönetimin pasif kalmasına mı yanayım... neye yanayım siz soyleyin, kahrolduk dün gece. biraz daha konuşursam sözlükten ban yeme ihtimalim var. sadece bizi, bir hafta boyunca her gün maçın olduğu günü iple çeken 25 milyon insanı üzen, mutluluğunu elinden alan, hak yiyen insanların yaşattıklarını sevdikleriyle ve özellikle meslekleriyle ödemeleri dileğiyle.