• 3
    galatasaray maçlarını izlerken, tek düşündüğüm galatasaray'ın kazanması...
    hem de ne pahasına olursa olsun kazanması...
    "galatasaray'lısın, tabii ki öyle isteyeceksiniz" diye düşünebilirsiniz.
    haklısınız lakin bunu ne ego tatmini, ne böbürlenme, ne de başka bir niyetle istemekteyim...
    tek dileğim "yalnız adam" hagi'nin zamana ihtiyacı olduğu bu günlerde kredisini arttırması...
    evet "yalnız adam" hagi...

    kimsenin dibe vurmuş galatasaray'ı çalıştırmaya cesaret edemediği dönemde görevi kabul eden "yalnız adam" hagi...

    yönetimin "koltuk davası" peşinde sürüklenirken, yalnız bıraktığı "yalnız adam" hagi...

    taraftarın televizyon yorumcularının raiting uğruna sarf ettikleri saçma sapan sözlerinin gazıyla eleştirme yarışına girdikleri "yalnız adam" hagi...

    sanki rijkaard'ın kuyusunu hagi kazmış gibi gelir gelmez bir saldırı başladı hagi'ye...
    hem de bir kısım galatasaray taraftarı da bu oyuna alet oldu. ne geçecekti ellerine bilinmez, rijkaard gitti bir daha dönmez, hagi başarısız olsa ne olacak, galatasaray daha da başarısız olacak, peki siz nasıl galatasaraylısınız?

    doğum günü bile hatırlanmayan "yalnız adam" hagi'ye rahat mı battı da geldi romanya'dan bu çetrefilli ortama?

    hasbelkader yolu kesişmişti galatasaray ile 15 sene evvel ve o günden bugüne kaderi bağlanmıştı sarı-kırmızıya, sırtını dönemedi en kötü anında kendisine yapılan teklife...
    fizik, moral, kondisyon, arkadaşlık, ne ad koyarsanız koyun, her bakımdan dibe vurmuş takımı ayağa kaldırmak kolay değildi lakin "fast food" toplumunun beklemeye sabrı yoktu, olacaksa hemen olsun, yoksa "defolup gitsin"...

    kazandı, kaybetti hagi ama hep denedi, denerken kaybetti, kaybederken kendisini tanıdı, savaşmadığını gördü, savaşmaya başladı eli belinde gezen galatasaray'lı topçular...
    bir kez sırtlarına geçirmek adına milyonların uğruna vücudunun herhangi bir bölgesini severek feda edecekleri formanın kıymetini bilmek lazımdı, bilmeyen uzaklaştırıldı gözünün yaşına bakmadan, bu milyon dolarlara transfer edilen misimoviç olsa da, hem de alacağı tepkileri bile bile...
    bilmiyor muydu ilk kötü sonuçta misimoviç sorusunun kendisine yöneltileceğini futbolun profesörü?

    kaybedince sinirlenmeye başlamıştı galatasaray'lı futbolcular, umarsızca terk etmiyordu yeşil zemini, kart görüyordu, sarı da kırmızı da ama kabul etmiyordu mağlubiyeti...

    "doymuş topçuların yerine aç topçu lazım" sözüne herkes katılırken hagi, misimoviç ve elano'yu bırakıp, stancu, culio ve kazım'ı getirince gene eleştirilir oldu "yalnız adam".

    zaman kelimesini dilinden düşürmeyen hagi'nin de tek dostu zaman olacaktı...
    stancu, kazım ve culio tercihini zaman haklı çıkardı ve çıkarıyor şimdilik... zapata'da sırada...

    savaşan ve isteyen takımı oluşturan hagi, kafasındaki sistemi de oturtmaya çabalayınca, gene yalnız kaldı, gene eleştirilir oldu...
    "arkası sağlam hocalar" yaptığında "deha" olacak değişiklikleri hagi yapınca, adı "çılgın"a çıktı, hocalığı tartışılır oldu "yalnız adamın"...
    servet ve neill gibi ağır iki stoperin yerine servet'in yanına daha çabuk ve istekli cana'yı koydu, destek görmedi, eleştirildi. "cana'nın orada ne işi vardı?" soruldu, oysa bu gece arnavut topçu o bölgede hatasız oynarken maç sonu televizyon kameralarına "benim stoperde tecrübem var" diyerek hagi'nin tercihini doğruluyordu...
    orta sahanın "yumuşak karnına" inatçı sabri'yi yerleştirmeye başladı, koşacaktı, ısıracaktı, vuracaktı sabri, culio'yu rahatlatacaktı. eskişehir maçında bunu yaptı, bu gece de çıkana kadar koştu, bastı, ısırdı sabri, yoruldu çıktı...
    bir zamanlar alt yapı fabrikası olan galatasaray'dan son yıllarda genç topçu çıkmazken, hagi geldi, emre'ye sarıldı, o yetmedi anıl'a şans verdi, talih genç topçuya konya'da güldü. bu gece de baros yandayken anıl çıktı sahaya, tecrübesine bir kırkbeş dakika daha kattı...

    zaman yanında yalnız adam hagi'nin ama şans pek dolaşmıyor etrafında bizim hocanın. kaç maçtır saymadım, rakip ilk geldiği atakta gol atıyor, sonra çevir çevirebilirsen, maç öncesi bütün konuşmalar at gitsin çöpe... gaziantep talihin de yardımıyla sosa'nın önüne düşen topla ilk golü buluyor sonrasında o talih culio'nun vuruşunda yine ev sahibinden yana kullanıyor hakkını, sevindirmiyor yalnız adam hagi'yi...

    hagi üzülürken, ben daha da üzülüyorum ama biliyorum ki güzel günler yakın...
    herkese inat beklemedeyiz o aydınlık günleri...
    ve o kadar da eminim ki, bugün yalnız olan hagi, o günlerde yine omuzlarda olacak, manşetleri süsleyecek...

    http://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-0galatasaray.html
  • 4
    bi öyle bi böyle bi öyl... / gaziantepspor 1 - 0 galatasaray

    arena'daki ilk lig maçında umut verdi takım, bursa deplasmanında umutları elimizden aldı, arena'da es es maçında, bu sefer daha da fazla umut verdi takım, antep deplasmanında umutları elimizden aldı bir kez daha. tam da cem yılmaz'ın reklamı gibi, mekan oynatıyor hesabı. bu sezon, böyle devam edecek muhtemelen lig sonuna kadar, ilk 5'in altında bir yerlerde bitirilir lig. bari arena'daki tüm maçlar kazanılsın, türkiye kupası'nda adam gibi mücadele etsin herkes.

    bu sezon, ligdeki 10. (yazıyla: onuncu!) mağlubiyet. galibiyet sayısı ise 9. 2 de beraberlik. bu tablo, artık bam'dı, balta'ydı, başka bir şeyler var, bunun açıklaması falan da yok. her hafta 'oley' çekmeler, her hafta 'cimbombom kümeye' tezahüratları, anadolu deplasmanlarında 'her sene böyle' tezahüratı. rijkaard türk futbolunu bilmiyor, hagi teknik direktör değil(!) yönetim diyordu ya hani, arena'ya tarih yazacak bir takımla gireceğiz falan, başardılar, içleri rahat etsin! öyle bir takım kuruldu ki, tarih yazıyor bu takım..

    ben çoğunluğun aksine, hagi bir şeyler başaracağı kanaatindeyim, işlerine burnunu sokanlar olmazsa tabi. öyle veya böyle barış,ayhan,mustafa (namı diğer 'bam') oynamıyor artık, pozitif bir olay. temizliğe başladı hagi. gençlere gerçekten şans veriliyor, belli bir mücadele de kazandı takım ama bu mücadelenin de istikrarı yok ne yazık ki. olacak hagi olacak, biraz daha zamanla iyi şeyler olacak..

    lakin, hagi de kusursuz demiyorum, arkasındayım hagi'nin, dursun takımın başında tamam ama, bir kaç nokta var mesela rahatsız eden. misimovic hadi harcandı boşu boşuna da, nedir bu hakan balta inadı? çıldırtıyor resmen. ne yapıyor yani bu kadar üzerinde durulacak? saha içinden yer kiralamış maç izliyor, başka da hiç bir şey yaptığı yok. çok rahat söylenebilir ki, dün 10 kişi oynadı galatasaray. e bu kaç maçtır böyle değil mi? hagi de görüyor muhtemelen bunu, insua'yı oynatmamakta niye direniyorsun peki hagi? liverpool'da, takır takır 30'un üzerinde maç ilk 11 oynadı ama burada hakan balta'yı kesemiyor. varsın kötü oynasın, ama en azından o formanın hakkını vermeye çalışıyor elinden geldiğince, mücadele ediyor. o yapsın hata yapacaksa da. 22 numara ne yapıyor bu formayı hak edecek? hiç bir şey! ama inatla ilk 11'de oynamaya devam ediyor..

    servet kaptan oldu dün akşam, bildiğin kaptan oldu. yorum yapılacak bir şey değil. sağolsun o da golün baş mimarlarından, yapması gereken tek şeyi yapamadı, hakan balta ve zapata ile birleşip golün yenmesinin baş mimarlarından oldu.

    zapata ile devam edelim. geldiğinde maç eksiği olduğunu vs. biliyorduk, e yaşı da ilerlemiş. şimdi sorarım, bu kalecinin bir mondragon, bir taffarel olamayacağı oynadığı maçlardan net bir şekilde belli olmadı mı? bence oldu. yediği goldeki duruş, teniste, servis karşılama duruşu bildiğin. ayaklar yanlara doğru açık, rakibin topla temas ettiği anda biraz sıçra. zapata da franco gibi tenisçi çıktı desenize.

    ufuk hatalı, ufuk şöyle tamam ama ufuk son zamanlarda ciddi pozisyonları da önlemedi mi? n'olacak yani ufukla bitirilse şu sezon, zaten yeniliyoruz, öyle yenilelim yenileceksek de. hem yerli, hem de tutma ihtimali var. geçen yazıda da bahsetmiştim, volkan demirel örneği var önümüzde. yapacaksa da ufuk hata yapsın. hadi ufuk'u da kestiniz, alt yapıdan birini koyun en azından kaleye, emirhan oynasın mesela. ne kaybederiz allah aşkına..

    maç ile ilgili ne bahsedilir ki, defansta 1-2 pozisyon verildi sadece ama hücumda da hiç bir organizasyon yoktu neredeyse. baros'un zamana ihtiyacı var. cana defansta sırıtmadı ama neill çok etkisizdi orta sahada. sanki serkan kurtuluş bir şeyler yapabilecek zamanla, ama anıl dilaver şüpheli. yekta'nın inatla sol kanatta kullanılması, ona rağmen girer girmez az da olsa hareketlendirdi takımı. kazım ikinci yarıda neredeyse yoktu sahada, sanırım ilk topla buluşması da 63. dakika. top çevirmekte çok zorlanıyor takım, çok yavaş kalıyor ve hücuma çıkana kadar da rakip çoktan yerleşiyor. ağır kalıyor takım. he bir de, şu arslanlı forma da çok itici gelmeye başladı.

    orta sahada tek isim culio'ydu, her anlamda. neill'in asıl mevkisi stoper, sabri yıllardır sağ bek, bir tek culio'nun kendi mevkisi orta saha. o da sahanın tartışmasız en en iyisiydi. tek başına orta saha, mücadele ediyor, oyun kuruyor. tek başına sırtlamaya çalıştı, ve sırtladı da elinden geldiğince takımı ama yanında eşlik eden kimse yoktu. stancu da bayağı çabaladı, defansa kadar gelip gollük pozisyonu engelledi yine ama o da çok yalnız kaldı.

    son olarak, antep, tolunay kafkas önderliğinde cidden çok iyi takım olmuş, daha da iyi olacak. çok iyi hücum hatları var, yedeklerden giren isimler zurita, olcan. taş gibi takım vallahi.

    yapacak hagi yapacak bir şeyler, inanıyorum, arkasındayım. hatasız kul olmaz, zamanla hatalarını iyice anlayacak o da. şu sıralar biraz deneme-yanılma şeklinde gidiyor. çok da önemli değil şuan lig ama, bir an önce de düzelmeli..

    hagi ile galatasaray'ın birlikte olduğu her yerde, umuttan öte şeyler vardır..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...gaziantepspor-1.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın