• 2
    bu maça fenerbahçe taraftarının cevabı şöyle olmuştur.

    http://www.imgim.com/12-mayıs-2013-fenerbahçe-galatasaray-maçı_446132.jpg

    florya'da mahşer yerini andırmıştır.

    http://www.imgim.com/v79eb.jpg (yüksek kalite)

    ve o an yüksek kalite

    http://www.imgim.com/...1e367db971e8e11a.jpg (yüksek kalite)

    dipnot:

    bu fotonun yüksek çözünürlüğünü hala arıyorum sahip olanlar veya bulanlar yeşillendirebilir mi?

    http://www.imgim.com/12-mayıs-2012-fenerbahçe-galatasaray-maçı_282447.jpg
  • 7
    5 yıl sonra maçın öyküsü :( nihat özdemir güzel konuşmuş da sonrası malum :)

    part 1 https://www.youtube.com/watch?v=D7ymJpJiaCA
    part 2 https://www.youtube.com/watch?v=jP-vbgg4yEg ( https://youtu.be/jP-vbgg4yEg?t=134 ) kırmızıyı görünce melo nasıl seviniyor ya canını yediğim.

    edit: oğlum 3:49da 5 yıl sonra izlerken bile yine heyecanlandım.
  • 8
    https://www.youtube.com/watch?v=D7ymJpJiaCA (part i)

    https://www.youtube.com/watch?v=jP-vbgg4yEg (part ii)

    maç öncesi, maçın detaylı özeti ve maç sonunun olduğu yaklaşık 45-50 dakikalık iki parça halindeki şampiyonluğumuzun özeti adeta. o güzel günleri, şampiyonluğu, takım ruhunu, elmander'i, felipe melo'yu, ujfalusi'yi, necati'yi, selçuk'u (!), belki de fatih terim'i özleyenler için gelsin.
  • 10
    bu maci le ilgili bir kac ay önce bir forum sitesinde paylastigim bir yazim vardi. o gün yasadiklarimi anlatmistim.

    galatasaray sözlükte paylasmadan olmaz elbette.
    buyrun;

    https://www.youtube.com/...amp;feature=youtu.be
    not:muzikle birlikte okumanizi tavsiye ederim :)

    tarih 6 mayis 2012...istanbul dayim.sportoto super final 5.hafta maci olan galatasaray-besiktas maci 2-0 dan 2-2 ye gelerek berabere bitmisti ve staddan ayrilip arabaya bindik.ben,babam ve babamin fanatik galatasaray li 30 ila 35 arasi yaslarda bir arkadasi... cok iyi anlasirdik... kirsehir e,eve donus yolculugu baslamisti.buyuk bir hayal kirikligi vardi bende.o gun oraya giderken fener trabzonda puan kaybeder bizde besiktasi yeneriz umuduyla sampiyonluk turu icin gitmistim... ama olmadi...kgs yuzunden efsane bir trafik vardi istanbul cikisinda.yolculuk sirasinda surekli dusunuyordum,ne yapicaz lan haftaya kadikoy de diye...takimima olan guvenim tamdi ancak maci izlemek konusunda kararsizdim,zira kalbim dayanmazdi...ankara ya vardik gece gec saatlerde.bir marketin onunde beklerken kiz kardesimle(o zamanlar 2 yasindaydi) birlikte kirikkaleye giden annemin fenalastigini ve surekli kustugunu ogrendik.
    babam sabahin ilk isiklarinda beni apar topar kirsehir e birakti ve annemle kardesimi almak icin kirikkaleye gitti.kirsehir e donduklerinde annemi apar topar hastaneye goturduk...korkulacak bir sey yoktu.sadece safra kesesi ve bagirsagindaki bir sorun nedeniyle surekli kusmak zorunda kaldigi soylendi.doktor,maraton programindaki tartismali pozisyonlara son noktayi koyan markus merk gibi olaya son noktayi koydu;
    “ameliyat!!!“
    bu sekilde annemi hastaneye yatirdik.ameliyat risk tasimiyordu o yuzden rahattik ancak yinede korkuyorduk.anne sonucta o.seni buyuten,besleyen herseyinle ugrasan ve seni karsiliksiz ve kendisinden cok sevebilecek tek insan...o yuzden korkuyorduk....
    ben,babam ve kucuk kiz kardesim evde tek basimiza kalmaya baslamistik.ancak babamin bize ayiracak vakti yoktu cunku surekli annemin yaninda olmaya ve ayni zamanda isleri idare edebilmeye calisiyordu.careyi memlekette,yozgat ta bulduk.amcamin karisi ve iki kizi bize kalmaya geldiler uzun bir sure icin...annem hastanede iken bizim yanimizda onlar olacaklardi.ilk gunler boyle gecti ve ameliyat basariyla sonuclandi.bir kac saatlik problemlerden sonra annem normale dondu ve sohbet etmeye basladik hastane odasinda.annem beni iyi biliyordu ve kafamdan nelerin gectigini cok iyi bildigi icin o vurucu soruyu sordu...

    a:annem b:ben
    a:eee sampiyonluk maci ne zaman?
    b:yarin aksam anne.
    a:hadi hayirlisi insallah.bol bol dua edicem galatasaray icin.seni mutlu gormek icin.

    annem kendisi icin uzgun oldugumu ve beni bu durumda mutlu edebilecek tek seyin galatasaray in alicagi sampiyonluk oldugunu cok iyi biliyordu...zira takim son senelerde yerlerde surunurken nasil kahroldugumu cok iyi biliyordu ve mutlu olmami istiyordu.sezon boyunca pek cok kez benimle mac ozetleri izlemisti.ben kahveden eve geldigimde “mac nasildi?“ diye sorar benim verecegim cevaba gore oda sevinir yada uzulurdu...

    derken “o gun“ geldi catti! 12 mayis 2012...

    gerek anneme olanlar gerekse macin verdigi stres ve heyecan yuzunden 1 hafta boyunca agzima dogru duzgun lokma bile koymamistim...su bile zor iciyordum.kafam surekli annemde ve galatasaray da idi.o 1 haftalik surec icerisinde koskoca bir sezon,butun 2011-2012 sezonunu an ve an tekrar yasadim icimde.cekilen cileler,harcanan emek,takimin taraftarin camianin seneler sonra kenetlenmesi.imparator fatih terim onderliginde oynanan efsanevi derecede muhtesem futbol.rakipleri eze eze ligi domine eden takim.super final de yasadigi sansizzliklardan dolayi sampiyonluk macinda senelerdir sorun yasadigi stadda ezeli rakibinin karsisina cikacakti...kafamdan neler gecmiyordu ki? melo nun hirsi... ujfalusi semih ikilisinin muhtesem sezon performanslari...elmander in hucum presleri ve tekmeye kafa sokuslari...necati nin en olmadik anda bi fuze cakip attigi goller.muslera nin seneler sonra kaleye guven duymamizi saglamasi...eboue nin sabri ye tepki olarak dogup seneler sonra sag bek izletmesi...yillarin kazmasi denilen hakan balta nin kariyer patlamasi yapmasi ve harika sezon gecirmesi ki o sezon necati nin ilk oynadigi macta gaziantep deplasmaninda cizgiden cikardigi o efsane pozisyon hala aklimdadir ve hala acip izledikce yuregim agzima gelir o gunku gibi...genc emre nin enerjisi ve ruhu...selcuk un beyin adam olusu ve takimin maestrosu olmasi.engin baytar in gizli kahraman rolune burunmesi ve eskiye nazaran egolarindan arinmis.daha bir babacan ve sevimli bir goruntu cizen fatih terim.(maalesef 2012-2013 sezonundan itibaren yeniden eskiye dondu ve egosuna yenik dustu)
    butun bunlarin karsiligi,o oynanan harika futbolun.turkiye liginin cok uzerinde futbolun hakki sampiyonluk olmaliydi...mac gunu geldiginde kararimi vermistim.sonuc netti,maci izlemeyecektim.totem yapacaktim.cunku biliyordum ki kalbim buna asla dayanmazdi.
    mac gunu oglen saatlerinde formami giydim atkimi taktim ve carsida aldim solugu...meydanda maci firsat bilen adamlar zabitadan her nasil olduysa izin alip sokakta fenerbahce ve galatasaray bayraklari satiyorlardi...fiyati sordum. 10 tl dedi. icimden “oha ***“ dedim ama galatasaray icin degerdi.aldim.gittim hastaneye annemin yanina.annemin bi arkadasida vardi kendinden yasca buyuk.annem onlari abisi ve ablasi gibi severdi.kari kocalardi.birde kizlari vardi 20 li yaslarda.onla cok iyi anlasirdik kardesi gibi severdi beni...annemin yanina girdim ve direk macla ilgili konusmaya basladi annem.eee taniyor oglunu.ve ne tesaduftur ki tam ben annemin yaninda iken ayni dakikalarda galatasaray takimida bir gece once kamp kurdugu balmumcu daki otelden kadikoy e hareket ediyordu.ve biz annemle bu tarihi anlari odasindaki tv den izliyorduk.butun kanallar siyasi kanallar ve yerel kanallar bile bu maca odaklanmisti.100 yilin maci olacakti belkide.turkiye tarihinde bir ilk.2 ezeli rakip sampiyonluk icin son macta karsi karsiya geliyor...bundan buyuk reyting olamaz kanallar icin.annem bana moral vermek icin elinden geleni yapiyordu...annemin yanindan ayrildim ve o arkadaslari ile birlikte carsiya yurumeye basladik.ev carsidaydi.bu esnada yolda galibiyetten emin emin konusan fenerlileri gordukce strese giriyordum ulan ya yenilirsek diye.eve gittim ve kuzenlerimle maci konusmaya basladik.ikiside kiz olmalarina ragmen iyi fenerbahceliydi.ve onlar maci aksam fb tv den takip edeceklerini soylediler....saatler gecti ve maca 5 dakika kala odama ciktim.kapiyi kilitledim.hem telefonumun hemde pc min internetini kestim.ne yapsam diye dusunurken pc de cd den bir film koydum.hala unutmam ve hala ara sira o filmi tv de gorunce o gunu hatirlarim ve gozlerim dolar.film ben stiller in oynadigi muzede bir gece serisinin ilk filmiydi.daha once izlemistim ancak elimde bi tek o vardi ve koydum filmi basladim izlemeye.filme odaklanmaya calissamda surekli gozum odamdaki saate gidiyordu.oda hafif los isikliydi.severim oyle ortamlari.neyse iste filmi izledikce ve vakit gectikce dahada geriliyordum.filmi izliyorum ve herseyden habersizim dusunsenize.lan belkide mac oldu 4-0 sampiyonluk coktan gitti bende bos yere bekliyorum? nerden bilicektim ki? ama bekliyordum iste...filmin sonlarina yaklasirken telefonum caldi.arayan annemdi...telefonu actim.meger annem ve dayim hastane odasinda maci radyodan dinliyorlarmis.annem bana “oglum 10 dakika kaldi 0-0...sampiyon olucaz insallah“ diyordu.bende hemen insallah anne dedim ve telefonu kapatmak istedigimi cunku totemime devam etmek istedigimi soyledim.tamam dedi.10 dakika gecti ve yine aradi.

    a:oglum ben yanlis duymusum daha 15 dakika var suan
    b:tamam anne gorusuruz o zaman opuyorum canim annem

    bu muhabbettin ardindan daha cok gerildim.bitecek diye beklerken 15 dakika kaldigini ogrenmek korkutuyordu ve artik kalp krizi gecirecek noktaya gelmistim.kalbim cok hizli atiyordu butun bir sezon yasadiklarim gozumun onunden film seridi gibi geciyordu.bir sure sonra odanin kapisi caldi,kilidi actim ve kuzenlerimin ikiside iceriye girdiler.ve hayatim boyunca unutmayacagim cumleyi kurdular

    “tebrikler kuzen,sampiyonsunuz...“

    ilk basta inanamiyorum ve hemen ust kattaki odamdan alt kata salona iniyorum.kumandayi aliyorum ve ilk denk geldigim kanali.ntv spor u aciyorum.ridvan i ac felsefesine uyuyorum kisacasi...gerci galiba o gun ridvan yoktu ama tam hatirlayamiyorum hangi program oldugunu.ve ekranda su basligi goruyorum;

    “sari kirmizililar kadikoy de fenerbahce ile 0-0 berabere kalarak 18.sampiyonluga ulasti...“

    iste bu yaziyi gordukten sonra oldugum yerde dizlerimin ustune cokuyorum.o yorgunlukla oyle kalakaliyorum ve rahat bir 10-15 dakika boyunca oldugum yerde sevincten aglamaya basliyorum...kuzenlerim ve yengem tebrik ediyor beni.sonra annemi ariyorum...

    “anneee bitttiii annee bittiiiii sampiyon oldukk anneeee“ hickira hickira aglayarak kuruyorum bu cumleyi...

    ve yavas yavas kendime geliyorum.ilk transi atlatip bayragimi kaptigim gibi kirsehir in bardaktan bosalircasina yagmur yagan sokaklarina atiyorum kendimi ve sabahlara kadar coskuyla kutluyorum sampiyonlugu...sonra ertesi gun annemin yanina gidiyorum.annem yavas yavas ayagada kalkmaya baslamis bir sekilde karsimda dikili duruyordu.goz goze baktik,hic bir sey demedim.annem kollarini acti ve “sampiyonnn cimbomm“ diye ona sarilmam icin bekledi ve gidip anneme sarildim...herkesin tuhaf bakislari arasinda gozlerimden yas akiyordu...kendime gelip bi bardak su ictikten sonra anneme dondum ve bi anda yeni aydinlanmis gibi su cumleyi kurdum

    b:annee.
    a:efendim oglum?
    b:sampiyon olduk lan...

    iste arkadaslar...benim,mfa97 nin 2011-2012 sezonu finali hikayesi budur...bu yaziyi yazarkende suan yine gozlerim doldu,o gunu yasadim icimde tekrardan.suan gozumden yaslar akiyor...ve dile kolay o gunun uzerinden tam 5 sene gecmis...ve ben hala dun gibi hatirliyorum....
  • 12
    https://youtu.be/aQXQaNTrbYY

    maçı kalbimden şüphelendiğim için izlememiştim, aynı videodaki arkadaşlar gibi. onları çok iyi anlıyorum. ben de gözlerimi kulaklarımı her şeyimi kapatıp, göz bandı takıp, telefonu kapatıp beklemiştim. sonra korna sesleriyle aşağıya indim. bizim çocukları, bizim bayrakları görünce aralarına katılmak yerine önce camiye koşup salya sümük şükür namazı kılmıştım. çok acayip bir tecrübeydi. sahasında kupa kaldırdığımın çocukları!
  • 16
    günün anlam ve önemini tazelemek için bu maçın geniş özetini izlemek yakışır dedim. ancak aşağıdaki linkte sadece part 1'i izleyebildim. tadı damağımda kaldı desem yeridir. sanırım part 2 youtube'dan kaldırılmış. elinde olup da wetransfer veya başka bir yolla gönderecek arkadaşa şükran dolusu sevgiler.
    https://www.youtube.com/watch?v=D7ymJpJiaCA
  • 23
    https://twitter.com/.../1259951487024795649

    rakip sahada kanırta kanırta şampiyon olduğumuz maç. akıllarınca bu tweet'i atarak rezilliklerini gölgelemeye çalışıyorlar. bunlar kanı bozuk bir camia.

    ulan bu maçtan sonra tribünleri ateşe veren sizin taraftarınız, dışarıda benzinlikte polis arabalarını ters çevirip yakan sizin taraftarınız. bir kulüp düşünün ki kendi taraftarına terörist diyor.

    yalı çocuğunun beyni sulanmış.
  • 25
    entry tarihi ile 18 yılı bilinçli olan 22 küsur yıllık taraftar ömrümün açık ara en yürek söken maçı.

    üçüncü fatih terim döneminin ilk sezonuydu. 3 temmuz 2011de patlayan şike skandalı sonrası ligin fikstürü ötelenmişti. üstelik federasyonun olası puan silme cezası ihtimaline karşın playoff diye götten sallama bir uygulama konmuştu, sadece tek sezonluk. futbol disiplin talimatı 58. maddeyi değiştirerek suçun cezasını ortadan kaldıran federasyon ne olur ne olmaz diye bu tedbiri de almıştı.

    çoğu hafta çift maç giden garip bir fikstüre fırtına gibi esip normal sezonu(!) 9 puan önde bitirmişti galatasaray. hatta 31. haftaya denk gelen 17 nisan 2012 fenerbahçe galatasaray maçını 2-0'dan 2-2'ye getirip 3 hafta kala ipi göğüslemişti. kalan 3 haftada puan farkı aynı kalınca statü(!) gereği ikiye bölünen puan farkının bir yukarı yuvarlanmasıyla 5 puan önde başlamıştık süper final zımbırtısına.

    süper final aslında başlı başına bir hikaye. ilk maçlarda biz beşiktaş'ı, onlar da trabzonspor'u yendi. 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçında 3161380161 şutta 1 gol bulup 3 atakta 2 golle maçı kaybettiğimizde bir anda fark 2'ye inmişti. kalan 3 maçta şans gelse de kullanamadık. içerdeki trabzon maçı ve beşiktaş maçlarında alınan 2 beraberlik işi son maça bağlamıştı.

    o hafta yanlış hatırlamıyorsam 3 kere il güvenlik kurulu toplandı, kupanın son maça getirilip getirilmemesi konusunda. üçünde de galatasaray tansiyon olmaması için kupanın gelmemesini isterken fenerbahçe tarafı inatla kupanın kazanana sahada verilmesini talep etti. o dönemki ikinci başkan, şimdinin federasyon başkanı nihat özdemir defalarca güvence verdi. aykut kocaman gazetelere "biz kupa sevincinin o an yaşanmasından yanayız, galatasaray kazanırsa da onları bundan mahrum etmek istemeyiz" dedi.

    velhasıl bir şekilde kupanın maç günü stada getirilip orda verilmesi karara bağlandı. iki takım ve il güvenlik de imzaladı bunu.

    iki taraftara baktığın zaman fenerbahçe taraftarı yenilmezlik serisine de güvenerek bir şekilde skoru bulacaklarını, 1 senedir yaşadıklarının intikamının alınacağına inanıyordu. galatasaray taraftarı ise karmakarışıktı. içten içe yürekler bu iş burda bitmezdi tabii ki bitmeyecekti diye bağırsa da bu kadar dominant bir sezonda bir kazaya kurban gitme ihtimali tir tir titretiyordu.

    ben şahsen maçın önemli bir kısmını izleyememiştim hem heyecan hem de totem olur diye... totem yapıp maç izlemeyen galatasaray taraftarı videosu ortaya çıkınca ve herkes kendi maceralarını anlattıkça aslında pek çoklarının aynı durumda olduğunu öğrendim tabi. 3 sene şampiyon olamamıştık, bir önceki sezon modern tarihimizin en kötü sezonuydu, kümede kal galatasaray tezahüratını her deplasmanda duyar olmuştuk. öyle bir sezonun sonunda önce şike olayları, şikenin cezasının federasyon eliyle sıfırlanarak ezeli rakibin kurtarılması, 9 puan farkla eze eze gelinen sezonun ardından sikindirik final şeyinin son doksan dakikası. 12 yıldır kazanamadığımız, 10 sene mağlubiyetten sonra ilk defa bir önceki sezon berabere kaldığımız bir stad...

    o sezon futbol ortamı ve gerilim o kadar yükselmişti ki, patır patır insanlar ölüyordu. sırf arada puan silinirse lig kopmasın diye dizayn edilen süper finalde maç izlerken 5 kişi hayatını kaybetti kayıtlara göre. ahmet gezer, fatih çalışkan, mustafa ertuğrul, hasan yarış, vedat gerekmen...

    o gün o maçı izlemeyen, izleyemeyen kim varsa motivasyonu totem olduğu kadar o heyecanı kaldıramamaktır. aksini diyen de yalan söylüyordur, ben dahil...

    totem olsun diye annemle mezarlığa gitmiştik, malum anneler günüydü ve gündüz gitmek kısmet olmamıştı ölmüş büyüklerimize gitmek. annem gitmek istiyordu, babam maç var falan demişti ben de gidelim demiştim. kendimi iyi hissetmediğimi söyleyip ikna ettim bizimkileri. evden çıktığımızda 5 dakika falan vardı maça. gittik mezarlığa, biraz sonra gool diye bir ses geldi, hemen sonrasında da cimbombom tezahüratları ama çok uzaklardan belli belirsiz...

    meğerse genç semih'in faulle alıp attığı golün ve hemen sonrasında iptal kararının kutlamasıymış...

    oydu buydu neyse 1 saate yakın oyalandık. bitti artık yani yapıp yapabileceğimizi yaptık mezarlıkta. maçı da 1-0 öndeyiz sanıyorum ya, içim içimi yiyor. bir yandan gidip görmek istiyorum, bir yandan da lan ya gidersek ve maç dönerse diyorum. totem yapmanın da birinci kuralıdır, totem yapıyorum diye dışardan birine anlatamazsın. neyse bir şekilde gittik eve. skorun 0-0 olduğunu görünce şaşırmıştım ki hemen sonra kırmızı kart geldi, dia çift sarıdan mı ne atılmıştı...

    mayıs başı akşam vakti ama kıbrıs sıcağı tabi. don paça camın önünden içerdeki televizyona bakıyoruz. ter döküyorum, heyecanlanıyorum. bir yandan da sakin durmaya çaktırmamaya çalışıyorum. bir baktım babam tırnağını kemiriyor stresten, ki ben çocukken tırnağımı kemirdiğimde ağzıma vuran bir adam. ara sıra hasbinallah çekip boş boş duvara bakıyor. kardeşime bakıyorum diğer köşede, hayatı benim taraftar hallerimi dalga geçmekle geçmiştir. açıyor ellerini ara ara "allahım görelim şu şampiyonluğu" diyor...

    tek bir pozisyon hatırlıyorum ama dakikası, ne zaman olduğu hiç yok. belki kırmızı karttan önce bile olabilir. aydın orta sahadan bomboş topu önüne fenerbahçe'nin son adamlarını arkasına katıp yardırıyor. kaleye yaklaşırken ben de camdan içeriye doğru yaklaşıyorum. aydın pozisyonu ziyan edince de gerisin geri dönüyorum. annem de arkadan endişeli gözlerle bakıyor. dışından "merak etme oğlum şampiyon cimbom" diyor da içi allah bilir neler diyordu...

    80. dakikadaydı galiba, büyük şef ujfalusi çok kısa aralıka iki sarı kart görüp atılmıştı. özellikle ikinci pozisyonda staddan çıkan uğultuyu, fenerbahçelilerin am bulmuş mağrubi gibi cüneyt çakır'a koşuşunu ve melih şendil'in böğürmesini hatırlıyorum... top uzatmalar dahil 15 dakika kadar bizim ceza sahasının orda kaldı. net hatırlamıyorum ama belki topa toplamda belki bir dakika falan sahip olmuşuzdur...

    neyse işte bir şekilde maç bitti. ama öyle bir stres ve tabi öyle bir yorgunluk ki kımıldayamıyorum. babam kalktı bir oh çekti, kardeşim abi tura çıkalım mı dedi ama kaldım öyle. tam o anda mikrofon ulu johan'a uzatıldı ve o efsane laf döküldü ağzından:

    (bkz: we fucking played great the whole season and we deserved it)

    o an kendime geldim, alıp alınabilecek sarı kırmızı neyimiz varsa aldık, arabaya atladık, yarım saate yakın turladık. köy yerinde tabi daha farklı olur bu işler, gidilecek evler bellidir, girilecek mahalleler bellidir. taşkınlık da olacağından değil, ev sahibi ölü taklidi yapar, ahali de makara kukara geçer gider. biz de öyle yaptık...

    eve geri döndüğümüzde olayları seyrettik, kadıköy sokaklarında devrilen polis arabalarını, ateşe vermeye çalışanları, panzerlerin üstüne çıkmaya çalışanları... açıkçası özellikle saha içinde olay çıkması süpriz değildi. hele ki o daha bir "hararetli" yaşlarda ben aynı şeye maruz kalsam ben de olay çıkarırım diye düşünürdüm. ezeli rakibin gelecek, senin sahanda şampiyon olacak...

    sonrası klasik fenerbahçe ağlamaları... sanki daha önce 3 kere sorulduğunda garanti verip "şampiyon takım sahada kupasını alacak" diyen onlar değilmiş gibi, teknik direktörleri "galatasaray şampiyon olursa biz onların sevincini yaşamalarına mani olmak istemeyiz" dememiş gibi, daha maç önü yayında nihat özdemir "bugün kim şampiyon olursa diğerini tebrik edecek" dememiş gibi "kupayı burda almayın" diye çamura yatmaya başladılar. ünal aysal'ın dirayetli duruşu ve biraz da abdürrahim albayrak lobisinin devreye girmesiyle gece yarısı da olsa, ışıklar tamamen söndürülmüş olsa da o kupa alındı. aziz yıldırım'ın değişiyle zevk için sahalarında kupa kaldırdık.

    bir emre altuğ şarkısındaki karanlıklar içinden gün doğar ya aniden sözü ise bu zevk için kupa kaldırma işinin sloganı oldu. tshirtleri falan basıldı, ezeli rekabetin tarihinde yerini aldı...

    tabi aradan yıllar geçti. türkiye futbol federasyonu futbol disiplin talimatı 58. madde'yi değiştirip suçun tanımına dokunmayıp cezasını sıfırlayarak kendince fenerbahçe'yi akladı. uefa ali koç'un şirketlerinden gelen sponsorluk paralarıyla sus payını aldı, kendi cezasını verse de federasyonun ettiğine ses çıkarmadı. aziz yıldırım ve şürekası bir yılın sonunda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. çıkar çıkmaz da "bunlar zevk için sahamızda kupa kaldırdı, biriniz de karşı çıkmadınız" diyerek genel kurulu fırçaladı. tüm kararlarda yapılan şike eylemleri sabit olsa da fenerbahçe zeytinyağı devreye girdi. biz aklandık diye gezmeye başladılar...

    sonra türkiye'de cemaat-iktidar kavgası başladı. 15 temmuz 2016 darbesi sonrası kazanan taraf belli olunca fenerbahçe de "herkes hız yapar ama radarı bize tutmuşlar" itirafından "bunların hepsi fetö kumpası" kafasına döndü. şike soruşturmasını yapan hakimlerin savcıların cemaatle ilişkisi ortaya çıkarıldı ve görevden alındılar. mahkeme buna rağmen tüm delillerin ve eylemlerin gerçek olduğunu, sadece yapılan takibin illegal şekilde yapılıp art niyetli yorumlandığınıa kanaat getirdi.

    dünyanın en omurgasız camiası da fetö bize kumpas kurdu da böyle oldu, biz aslında şike yapmadık yalanına iyice sarıldı. fetönün türkçe oyunlarının platin sponsoru olan ali koç başkanlığı dönemiyle birlikte, bu maçın komple bir fetö kumpası olduğu, polislerin fenerbahçe'yi yok etmek için stada saldırdığı gibi ossuruktan tayyare selam söyle o yare bir hikaye yazıp inanmaya başlamışlardır...

    eminim kupa hasreti 4-5 sene daha devam ederse, "takım atağa çıkarken kasklı coplu polisler sahaya giriyordu ondan gol atamadık" şekline dönecektir hikaye.

    --- alıntı ---

    rezil ol-yalan yarat-taraftarını inandır-yalanı daha yüksek bağır-hepberaber inan ve yaşa-daha beter ol-yalan yarat-taraftarını inandır-yalanı daha da yüksek bağır-sonraki rezaleti yaşa-...

    --- alıntı ---

    (bkz: allah kurtarsın orospu çocukları)

    peki o gün aslında olan neydi?

    galatasaray şampiyon olmuştu. sahada bir anda polis kordonu altına alınıp kutlama yapmış sonra soyunma odasına girmişti. fenerbahçe taraftarı da takımını alkışlıyordu. tabi fenerbahçe kendinden çok emin olduğu ve kupa törenini illa ki o akşam istediği için tribünlerin boşaltılması gerekiyordu. fenerbahçe taraftarı da olay çıkarmasa da tabi ki tribünlerden çıkmak istemiyordu. bir kere daha altını çizmek lazım, o durumda hiçbir takım taraftarı istemez.

    17 haziran 2011 galatasaray fenerbahçe basketbol maçı hatırlanmaz mesela şimdilerde. bu maçtan sadece bir yıl önce oynanmıştı. fenebahçe seriyi 4-2'ye getirip galatasaray'ın sahasında şampiyon olmuştu. maç sonu aynen bu maçın sonu gibi olmuştu. taraftar bir süre daha tezahürat yapmış sonra polis zoruyla dışarı atılmıştı. hatta salon önünde de uzunca bir süre beklenmiş, bu ve benzeri sahneler yaşanmıştı.

    https://www.youtube.com/watch?v=jhczdS7yQgM

    bu da polisin tribünlere dalıp boşaltmasının kısa bir görüntüsü.

    https://www.youtube.com/watch?v=3HtP0e3MX9Q

    o gün yaşanan aslında bu olağan müdahalenin orantısız bir uygulamasından ötesi değildi. çok da ciddi bir taşkınlık olmadan, adam akıllı bir süre bile geçmeden yanılmıyorsam sahaya giren bir taraftara yapılan bir müdahale sonrası stadın bir köşesinde haklı bir tepki oldu. orada taraftarın reaksiyonu, etkiye-tepki derken olaylar bir anda çığırından çıktı. taraftarın aşırı reaksiyonuna polisler daha da aşırı şekilde cevap verdi ve olaylar büyüyüp tüm stada yayıldı.

    ne kadar orantısız bir güç uygulansa da iki sene önce 16 mayıs 2010 fenerbahçe trabzonspor maçında sahaya inip önce güvenlik döven sonra da polisle çatışıp yangın çıkartan, 21 temmuz 2011 fenerbahçe shakhtar donetsk maçını yarıda kesen fenerbahçe taraftarına karşı polisin önyargılı olması da çok büyük bir süpriz gibi algılanmaması gerekir aslında...

    kaldı ki stad dışında fenerbahçe taraftarının polis otolarını devirip ateşe vermesi, panzerlere saldırması gibi olaylar da yaşandı. bugün

    tüm bu hengamelerden sonra galatasaray sahada kupasını alırken son düdüğün üzerinden 3-4 saat geçmişti...

    bugün üzerinden 8 sene geçti. fenerbahçe resmi hesabı "alçak terör örgütünün, çocuk, genç, yaşlı ayırt etmeksizin canımıza kast ettiği 12 mayıs 2012'yi ve en başından beri bu yapının arkasına sığınarak kendine fayda sağlayan aşağılık zihniyeti unutmayacak hiçbir fenerbahçeli!" notuyla andı.

    galatasaray lisesinin kurtuluş savaşı yıllarında hiç mezun vermemesine muadil olarak aynı savaşın işgal kuvvetleri donanma komutanının gönlünü eğlendirmek için sahaya çıkıp maç kazanmayı savunan bir zihniyetin algısı da, beyni de, vicdanı da bu kadar oluyor malesef...

    o değil de millete sik kadar beyninizle iftira atıp rezilliğinizi saklayamaya çalışana kadar kaptanınıza, müstakbel teknik direktörünüze bakın derler adama...

    --- alıntı ---

    yürütülen soruşturma sonucu 2013 yılı öncesinde olmak üzere dini sohbetlere katılmak ve para vermekten ibaret eylemlerin şüphelinin konum ve kişisel özellikleri de nazara alındığında sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispata yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirlemeyeceği, şüphelinin örgütsel tabirle ‘şakirtlik’ denilen üye konumunda faaliyette bulunmak suretiyle atılı suçu işlediğine dair delil elde edilemediği kanaatine varıldığı”

    --- alıntı ---

    ya da mesela eski futbolcularınıza...

    --- alıntı ---

    eski milli futbolcular bekir irtegün, uğur boral, zafer biryol, ömer çatkıç'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılandığı fetö'nün futbol yapılanmasına ilişkin davada, karar çıktı. eski menajer ersin güreler, antrenör ismail şengül ve futbolcu zafer biryol, "fetö/ pdy silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 6 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldı. futbolcular bekir irtegün, uğur boral ve ömer çatkıç ise aynı suçtan etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmalarına karar verilerek 2 yıl 1'er ay hapis cezasına çarptırıldılar.

    --- alıntı ---

    (bkz: şampiyon galatasaray sezonun en büyüğü oluyor galatasaray)
    (bkz: tarihte bugün)
App Store'dan indirin Google Play'den alın