• 179
    kişisel tarihime geçmiş olan maçtır.

    hayatımda çocukluk yıllarımdan beridir en yüksek seviyede hayranı olduğum turnuva şampiyonlar liginin finalini yerinde izleme şansını yakaladım.

    ilkay gündoğan’ı çok severim ve o sahada ben tribünde aynı anda bu hayale kavuştuk.

    ancak benim hayallerim bitmedi, ortak hayallerimiz dünyadan büyük…
    (bkz: 2024 şampiyonlar ligi finali)
    (bkz: wembley stadium)
  • 183
    manchester city'nin galibiyetiyle sonuçlanan 2022-23 sezonu şampiyonlar ligi final müsabakası.

    maç öncesi takımların oyun sağlıklarına bakıldığında, inter'in city'e ters gelebileceği öngörülebiliyordu.
    city'nin dominant topa sahip olma oyunu ve karşılarında kapanıp kontra atak deneyecek olan inter.

    maçtan önce de maçı izlerken de, 2008-2012 barcelona'sı ve o zamanın pep'i olsa dani alves ile bu inter'i mahvederdi diye düşündüm.

    sezonun ikinci yarısından beri pep'in üzerinde çalıştığı bir oyun kurgusu var, üzerine çok fazla çalışmış ve tekrar yapmış olmalı ki finalde de bu şablondan ödün vermek istemedi.
    topa sahipken 3-2-4-1 oynayan bir city, top rakipteyken ise stones'in bu sefer sağ beke geçerek 4-4-2'yle rakibi karşılayan bir takım vardı.
    inter ise klâsik 3-5-2, inzaghi zaten gittiği her takımı tam bir teknik direktör takımı yapıyor ama b planı olmayan bir takımdı inter.

    maçta neler oldu bir göz atarsak; maçın genelinde city topu alıp hücum etiği için inter de kompakt olarak savunduğu için buradan başlayalım. city 3-2-4-1 hücum ederken vs inter 5-3-2 savundu.
    sağ çizgiye yapışan bernardo'ya karşı inter'de sol kanat beki dimarco
    sol çizgiye yapışan grealish'e karşı inter'de sağ kanat beki dumfries
    haaland'a karşılık zamanında tudor'un istediği merkez stoper acerbi
    half spacelere yerleşen ilkay ve de bruyne'ye karşı inter'de o alanları savunan sağ ve sol stoper darmian ve bastoni.
    bu kısma kadar birebir karşılaşma var inter'de.
    merkezde ise rodri+ stones'e karşı, brozovic+ hakan+ barella ile ınter daha kalabalık kalmayı başardı.
    city ise akanji, dias ve ake ile dzeko ve lautaro'ya karşı kendi 1. bölgesinde sayısal olarak üstünlüğe sahipti.
    toparlamak gerekirse 7 kişiyle hücum eden city'e karşı, 8 kişiyle savunan ınter vardı. inter'in 3+3 yani 6 kişiyle merkezi kapatması da izleyenlere keyifsiz bir maç sundu.

    görüldüğü üzere inter'in sahaya diziliş formasyonu üzerinde merkezde üstünlüğü vardı.
    eğer city'nin kanat oyuncuları inter bekleriyle geriye dönmese, city bu kısımda da zayıf kalabilirdi ama çalışkan kanat oyuncularına sahip olmaları bir nebze kurtardı orayı.

    inter'de oyuncu tercih hatası olarak dzeko'nun maça başlamasını söyleyebiliriz, çünkü hücum silahı kontra olan bir takım 38 yaşına girecek bir pivotla bu maça çıkmamalıydı, nitekim city'nin uzun defans oyuncuları kolaylıkla etkisiz hale getirdi dzeko'yu.

    city oyuncu kalitesi olarak tartışmasız daha üstün bunda herkes hemfikirdir sanırım.
    pep'in maç ana planı da bunun üzerineydi bence, geride inter'in 2 oyuncusuna önlem almış ve hücumda da kalite odaklı zaten en az 1 gol atarız mantığıyla sahada olan bir city vardı.
    pep'e şu konuda hak verebiliriz, daha önce güzel oynarken kaybetmişti, bu sefer 1-0'a yatarak kazanmayı tercih etti.

    inter ise rakibini gerçekten iyi analiz etmiş ve iyi de savundular. inter'in bir diğer şansı da sürekli alışık oldukları şablonun doğal olarak city'e ters gelmesiydi.
    pl'de 3-5-2 oynayan pek takım yok, sadece son hafta brentford oynadı onda da city'i yendiler ara sıra tothenam deniyor ve onlar da sürekli iç sahada yeniyor city'i.
    çok fazla 3-5-2 rakibi olmadığı için city'nin de çözmeye alışık olmadığı bir takımdı.

    maç sırasında ben pep'e çok kızdım, çünkü korkak bir maç çıkardığını düşünüyorum. 3-5-2'nin çok büyük zaafiyetleri var, bir sacha bir kazımcan'a bu ınter teslim olurdu.
    normalde bek bindirmesini ben de tercih etmiyorum ama karşıda böyle bir takım varken, bekleri o çizgiye indirdiğin an rakibin yaptığı kaymalardan dolayı orta saha oyuncularından birisi mutlaka boşta kalacaktı.

    pep bunu deneseydi lautaro+ dzeko'ya karşı 2 stoperle kalacaktı, göze alamadığı nokta buydu. apokerim ve nelsson ikilisi bu iki forveti tutardı bu arada.
    lukaku'ya şerh koymak lazım, lukaku'yu tutmak pek mümkün değil ama o da böyle önemli maçlarda önce kendi kendini daha sonra da takım arkadaşlarını tutuyor.

    city'nin attığı gol tam da 3-5-2'nin en zayıf bölgesinden geldi, zaten maç boyu 2 ya da 3 tane benzer deneme yapabildi city.
    finalde inter'in karşısında 4-3-3'lü ancelotti real madrid'i olsa, çok rahatlıkla alırlardı maçı.

    ayrıca city oyuncularının da finalde mental olarak çok zorlandığına şahit olduk. yani city karşısında tek maçta real madrid olsa, madrid'in tecrübeli oyuncuları muhtemelen tek maçta eli ayağına dolanan city'i yenerdi ve kupayı alırdı.

    pep'in neden şampiyonlar ligi'nde zorlandığı da bence belli oldu, çünkü çok takıntılı ve kendi sisteminin çözülemeyeceğine inanıyor ama zaman zaman bu tarz ters gelen takımlar da city'i eleyebiliyordu. tuchel bunu yapmıştı mesela.
    pep'e kızdığım noktalardan diğeri de bek hücumuyla 4-3-3'ü bu dünyada en iyi oynatan hocaydı, kadrosunda doğru düzgün hücum beki olmaması da sorun çıkarmış olabilir. elinde zinchenko olsa o bile çok rahatlatacaktı takımı.
    eminim bu finale scaloni çıkmış olsa çok güzel bir maç planı hazırlayavaktı.

    ama bence sezon boyunca hakeden takım kupayı kazandı diyebiliriz. tebrikler.
  • 184
    bir yanda lautaro martinez'in dünya kupası boyunca ve finalindeki performansı bir yanda romelu lukaku'nun chelsea ve manchester united forması ile oynadığı finallerdeki performansları geldi gözümün önüne ki lukaku'nun dosya çok kabarık, penaltılarda penaltı kaçırma, kendi kalesine gol atma, rakip kaleye giren topun kendisine çarpması falan yok yok. inter'in 3 forvetinin ikisi bu adamlar. diğeri de artık posası çıkmış olan dzeko. sonuç bana sürpriz olmadı açıkçası.
App Store'dan indirin Google Play'den alın