• 327
    şimdi bu akşam nispeten farklı bir kadro çıktık. değişen bir şey? yok.

    sıra geldi taktiğe. merak etmeyin o da değişecek ve siz yine gelip "alla alla ya, bu takım niye oynamıyor?" diyeceksiniz.

    işte belki o zaman bütün problemin aslında temposuz futbolcu grubundan kaynaklandığını anlayabilirsiniz.

    bu futbolcu grubunu bir araya getiren, yönetim-teknik heyet-scout tamamı hatalıdır. hatta yönetim-scout 1 hatalıysa fatih hoca 5 hatalıdır. ama şu takımın farklı sistemle ya da farklı bir hocayla iyi oynayacağını düşünmek futbol cehaletidir.
  • 329
    bu şartlar altında, takımdan büyük bir patlama beklemiyorum, kötü oynayıp yahut az kötü oynayıp devreyi tamamlayacağız bana kalırsa. alınacak her üç puanı da ikinci devre iddialı olmak için bir kazanım olarak görüyorum, çok zorlu bir fikstüre girmeden evvel en azından üç puanı alıp, ağır türbülansla yere çakılmaktan kurtulduk. ama önümüzdeki iki şampiyonlar ligi ve de gazişehir, başakşehir, alanya ve trabzon maçları için, farklı bir oyun, yeni bir organizasyon önerisi göremediğim bir maçtı.
  • 331
    ter attığımız maç.

    luyindama, andone, ömer ve lemina'nın çok iyi oynadığı, kalanların vasat oynadığı bir maç.

    açıkçası ne oynadigimizi anlamadım ama böyle bir temiz galibiyet lazımdı. nefes aldık.

    yalnız rize çok kötü. karşımızda rize değil de alanya, malatya falan olsa boyle kolay olmazdı.

    neyse bakalim, yedek ağırlıklı kadroyla gol yemeden kazandık.
  • 332
    3 puan önemli ama oyun hala yok. ikinci yarının son çeyreğine kadar şutumuz yoktu ikinci yarıda.

    dua edelim de rakibin hali yoktu. bu haftaiçi hocalarıyla yollar ayrıldı haberini alırsak şaşırmayalım.

    iyi olsan böyle bir rakibi bulduğunda 4'lük 5'lik yaparsın. maçta andone'den başka gol atmaya yırtınan adam yoktu neredeyse. herkes maç bitse de gitsek kıvamına girdi. yine. averaj diye bir şey var ama dimi! 10 hafta geride kalmış averajın şu an +2. yazık! diğer takımlar buldu mu böyle rakipleri atıyor farkı averajı da yükseltiyor.

    sıradaki maç madrid'te real madrid ile. 3 gün sonra da gaziantep'e gidiyoruz. bu oyunla iki maçta da parçalanırız. sonra bu sezon için son milli ara var. geri dönüşü olmayacak yollara giriyoruz.
  • 335
    hiçbir oyun planı olmadan bitirdiğimiz bir başka maç. ilk defa bir arada oynayan oyuncular bu plansızlığı açıklamıyor, zira son defa 11 çıkan ve sürekli beraber oynayan "bazılarının" yer aldığı takımda da aynı plansızlık vardı. izlediğim en organize olamayan takımız. işe yaramayan, aynı hücumlar yine defalarca, inatla denendi. yine ortalar gelişigüzel atıldı, mesafeler ve takım boyu yine uçurumlar düzeyindeydi. yine aynı topa hareketlenen oyuncular gördük. şu plansızlıktan çıkmadıkça çok ilerleme kaydedemeyiz. umarım hoca da aynı şeyleri düşünmeye başlamıştır yoksa "kötü günler geride kaldı, artık bizi daha kötü günler bekliyor" sözü bizim için doğru bir önerme olacak demektir.
  • 337
    bence bugün yine gol atamadan maci bitirdik. pozisyona yine giremedik. biri kendi kalesine bi penaltidan olmak uzere 2 gol atti takımımız ama uretkenlik itibari ile kocs bir sifiriz. yanlıs olan nzonzi dedik seri oynadi yanlış belhanda ile sosoyu gösterdik yedekteydiler yine pozisyona giremedik yanlış demek ki kişilerde degil diziliste ya da baska etmenlerde. pozisyona giremeden mac tamamlıyoruz en cok zoruma bu gidiyor. zamanla düzelecek diye diye ilk yarinin ortasına geldik takim surekli kötüye gitmeye başladı. galibiyet aldik ama mutlu değiliz tıpkı2015 yılında sampiyon olduğumuz zaman yasananlari hissediyoruz.
  • 338
    zorlanmadan galip geldiğimiz maç.

    babel çıktıktan sonra (dk.76) olması gerekene yakın kadro sahadaydı bence (muslera, nagatomo, luyindama, ahmet, mariano, ömer, lemina, seri, jimmy, adem, andone) nitekim son 10 dakika iyi paslaşmalar ve artık unuttuğumuz organize bir kaç atak bulduk.

    ahmet ve ömer çok iyilerdi, ancak ikisinin de büyük maçların altından kalkabileceğini düşünmüyorum.
  • 341
    bu maçta takımda istek ve coşku vardı ancak “sistemsel” sıkıntılarımız devam ediyor. bu dizilişle ve oyun sistemiyle oynamaya devam ettikçe az pozisyona girdiğimiz maçlar izlemeye devam edeceğiz gibi... babel’i sistemde forvet olarak değerlendirdiğimiz takdirde kanattakinden çok daha fazla verim alırız gibi. bu şekildeyken hücumda çok durağanız.
  • 342
    oynanan futbol sezonun genelinden zerre farklı değildi. yine üretkenlikten uzak, yine ne oynadığı belli olmayan bi' takım. erken gelen goller olmasa çok zorlanırdık. hocayı çok sevdiğimi ve benim için çok değerli olduğunu defalarca belirttim fakat hoca boş konuşmuş puan kaybı olan maçlardan sonra. ne sahada 18 yaşında bi çocuk gördüm ben bugün, ne oyunda bir değişim ne de formasyon değişimi.
    en azından dediğini yap hocam.
    söylediklerin istediklerimiz.
  • 343
    karşılaşma 2-0 üstünlüğümüzle sona erdi. bu sonucun ardından puanımızı 16'ya yükselttik ve iç sahadaki yenilmezlik serimiz 41 maça çıktı. (34 galibiyet 7 beraberlik)

    https://gss.gs/WkV.png (karşılaşmanın istatistikleri)
    https://gss.gs/B2J.png (istatistikler)
    https://gss.gs/s5y.png (oluşan puan durumu)
    https://gss.gs/VXi.png (takımımızın fikstürü)

    https://streamable.com/gke1n (ofsayt kararına itiraz eden boldrin’e taraftarımızdan ilginç tepki.)
    https://streamable.com/78iqw (taraftarımızdan fenerbahçe ve rize ilişkisine dair bir tezahürat) *
    https://streamable.com/my8y3 (taraftarımızın hasan kartal'a çağrısı) *

    https://twitter.com/uA_erman (kaynak)
    https://twitter.com/.../1190351934122840064 (kaynak)
  • 344
    "umarım rize küme düşer diye tag açılmış . stadyum da rizeye ağır küfürlerin sebebi sensin hasan kartal. fenerbahçeli oluşunu rizespor başkanı makamından yapamazsın. rizespor senin değil sen gideceksin başkası gelecek . yeter artık fenerbahçene git usandırdın iyice !!" diye twitterda isyanını haykırıyordu dün geceki maçtan sonra @dagdibi53 kullanıcı adlı rizesporlu taraftar... belki de bir çok rizelinin isyanıydı bu ses... geçen sezon sami yen'e konuk olduğunda "başkan" gibi karşılanmış, plaket dahi almış olan hasan kartal, ligin ikinci yarısı rize'deki maçtan sonra ortalığı ayağa kaldırmış, galatasaray taraftarını kızdıracak söylemlerde bulunmuştu. bunlar yetmezmiş gibi transfer sezonunda da şampiyonlar liginde forma giymek için galatasaray'a transfer olmak isteyen vedat muriqi'yi "kadro dışı bırakmakla" tehdit edip fenerbahçe'ye "zorla" yollamıştı... hal böyle olunca da cuma gecesi seyrantepe'de oynanacak maç galatasaray taraftarı için sıradan bir lig karşılaşması olmaktan ziyade, rizespor nezdinde karadeniz ekibi başkanı ile hesaplaşma manası da taşıyordu. maç içinde yapılan sinkaflı tezahüratlar ile "rize kümeye" sloganlarına da kimse şaşırmadı tabii...

    futbolcuların istenilen performansı sergileyememesi, yazılı ve görsel medya ile sosyal medyadaki "trollerin" galatasaray'da "karanlık bir portre" çizmeleri ve özellikle de hafta içi maçı olması münasebetiyle tribünler pek de alışık olmadığımız kadar boştu. yine de fena performans sergilemedi "takımının peşinde, iyi günde kötü günde" koşanlar. maçın başlama düdüğü ile "desibel rekorunu egale ettiler", takım 2-0 ı bulunca da devam golleri için gök gürültüsü gibi çöktüler rizesporlu futbolcuların üstüne... tribünde yerini almış "taraftara" teşekkür ederken, boş koltukların dolması için kulüp yöneticilerine bir teklifim olacak:bir sezon içinde kombine kartı olup da üç defa maça gelmeyen ya da devretmeyen taraftara bir sonraki sezon kombine satışlarında öncelik tanınmasın, herhangi bir indirim yapılmasın. tam tersi sezon boyunca maçlara gelen ya da kartını devreden, kısaca tüm maçlarda koltuğu dolu olan taraftarlara gs store'larda çeşitli indirimler yapılsın, kombine yenilemede öncelik tanınsın... bakın bakalım bu şartlarda maça gelmemezlik yapılacak mı, ya da fahiş fiyatlarla devir peşinden koşulacak mı?

    tribünlerden sahaya dönersek, beşiktaş derbisi sonrası rotasyon sinyali veren fatih terim'in sahaya süreceği kadroyu bekliyordu herkes. belhanda, feghouli, mariano, donk, nzonzi kulübeye çekilmiş ve luyindama'nın partneri ahmet çalık olurken, sağ bek şener'e emanet edilmişti. orta saha seri-lemina ve ömer'e bırakılırken, fatih terim babel'den tecrübesi sebebiyle vaz geçmiyor, ters kanada da kazanmak istediği emre mor'u monte ediyordu. gol atacak ayak olan andone'yi sahada görünce falcao aklımıza bile gelmiyordu... "f.t'nin takımı"nı oluşturmaktı gayesi hocanın ve sahaya sürdüğü topçular da rizespor karşısında teknik direktörlerlerinin istediğini kusursuz yerine getirdi. öncelikle gol yemedi sarı-kırmızılılar ve maçın ikinci yarısında şener'in sakatlığı sebebiyle kenarda olduğu bir dakikada sağ kanadın boşluğundan yararlanan meljnak'ın şutu dışında pozisyon da görmedi muslera kalesinde. luyindama ve ahmet uyumluydu da luyindama'nın topla ileri çıkışlarda gösterdiği cesareti ahmet nedense gösteremedi maçta, onun "pas partneri" hep muslera'ydı... mariano'yu çizginin 5 adım ötesindeki kulübeye yollayan şener de sakatlanana kadar göze batan bir oyun seyrettirdi. lemina'nın kaptığı topta penaltıyı da yaptıran şener'di, artık bu asist sayılır mı bilmem, onu istatistikçiler düşünsün...

    lemina demişken, maçta ömer bayram'la birlikte maçın en fazla mücadele eden ve galibiyette pay sahibi oyuncusuydu gabonlu futbolcu. cesurca topa dalışları, dikine top sürmesi ve presiyle fatih terim'i oldukça mutlu etmişe benziyordu. ömer de sergilediği mücadele ve takımı toparlamasıyla, "keşke beşiktaş derbisinde cezalı olmasaydı" dedirtti seyredenlere. sol bek diye transfer edildi, bir çok maçta da ıslıklandı ömer bayram ama meğerse "adamın içinde gattuso" yaşıyormuş... sadece gattuso mu, takımın en fazla asist yapan oyuncusu olması vesilesiyle gerrard'tan da esintiler estiriyor. talbi'nin kendi kalesine attığı golde de asist ömer bayram'dan geldi... bu ikilinin üçüncü ortağı seri ise daha tutuktu, isabetli pas oranı fena değildi belki ama takımı hücüma çıkarmada, ters kanada oyunu yığmada "zayıf not" aldı cuma geceki maçta...

    uğruna onyekuru'dan vazgeçilen ve her maçta onbirde yeri garanti olan ryan babel'den fatih terim hagi gibi, melo gibi bir takım lideri yaratmak istiyor. premier lig tecrübesi, hollanda ulusal takımına sürekli davet ediliyor olması fatih hocanın düşüncesini destekliyor ama hollandalı oyuncu daha sazı eline hiç ama hiç almadı. onun tek arzusu orta saha cıvarında taç çizgisi önünde topu almak, üstüne basmak ve rakibi geçmeye çalışmak... geçtiği kadar geçemediği de olunca tribün homurdanmaya başlıyor... unutmadan attığı penaltı golü şıktı... buram buram tecrübe koktu...

    ileri uçta görev yapan florin andone, rizespor ağlarını sarsamadı ama 90 dakika boyunca bitmez tükenmez bir enerjiyle yaptığı presle rakip takımın kolay oyun kuramamasını sağladı. çabasının ödülünü de golle alıyordu ki kornerden gelen topa attığı kafa vuruşunu "çaylak" kaleci tarık başarılı bir refleksle önledi. rumen golcünün kaçan golden sonraki hırsı sizlere melo'yu hatırlatmadı mı? çocukken zararlı diye mi, fakirlikten mi bilinmez evimize "kola" fazla girmezdi de yılbaşı ve bayram gibi özel günlerde bardağa dökülen o siyah içeceği bitmesin diye ağzımızda tuta tuta, yavaş yavaş içerdik. bonservisi ingiltere'de olan andone'nin sene sonunda gideceğini bilmek, onu "kana kana" seyrettirmiyor bize, içimde hep bir ukde bakıyorum andone'nin mücadelesine... gitmese keşke, bitmese bu sevda...

    galatasaray maçlarının kadrolu hakemlerinden biri olan abdulkadir bitigen, galatasaray lehine penaltıyı verdi ya, peşinden rizespor kulübesine itirazdan yardımcı antrenöre sarı kart çıkardı ya, kendisine ayrılan çizgiye bastığı gibi komik bir gerekçeyle fatih terim'e sarı kart göstererek "şovunu yaptı"... hoca maçtan sonra yaptığı basın toplantısında hakemi haklı bulduğunu belirtirken, isim vermeden obradoviç'in yaptıklarını söyleyerek aslında hakeme sitem ediyordu...bir yandan da "buna da bereket" der gibi bir havası da vardı hocanın zira bu sene galatasaray'a karşı yapılanları düşününce, oyundan atılmamasına da şükretmek gerekiyor...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...caykur-rizespor.html
  • 345
    göz zevkinin katledildiği bir diğer maç. şayet ki bu adamlar futbol falan oynamak istemiyorlarsa söylesinler açık açık u19 ile çıkalım maçlara. silah zoruyla mı oynatılıyorlar anlamadım. hiç mi zevk almıyorlar futbol oynamaktan. florin andone ve ömer bayram harici hücuma yönelik en ufak bir kıpırdanma göremedim. emre mor ise sahada sadece kendisinin olduğunu sanıyor olsa gerek ya da kendisini maradona zannediyor ki aldığı her topta kafasını kaldırmayıp herkesi çalımlamak istiyor. fatih terim hocam ise ısrarla ryan babel, emre mor ve seriyi oyunda tutuyor.
  • 346
    2019-2020 sezonun ilk yarısında, ligin en kötü takımlarından biri olan rakibimizi, kendi sahamızda, gerçek anlamda bir pozisyona girmeden 2-0 yendiğimiz maç. gollerden biri defans oyuncusuna çarparak girdi ve diğerini penaltıdan attık. bir önceki haftada da 27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçında, slovakya orta sıra takımlarını bırak türkiye süper (!) ligindeki berbat takımların bile kolaylıkla yendiği beşiktaş'a yenilmiştik. bizi yendikten sonra hakemlerin de desteğiyle beşiktaş çıkışa geçti ne yazık ki.

    beşiktaş yenilgisinden sonra oynanan bu maçta, önceleri pek forma şansı bulamayan şener özbayraklı, ahmet çalık ve jimmy durmaz ilk 11'de sahaya çıktı. ve taraftarlar olarak biz bunu teknik ekibimizin bir değişiklik yapmaya gittiğinin sinyali olarak görmek istedik. öte yandan, önceki maçlarda işe yaramadığı defalarca görülmüş olan tek forvetli ve topa sahip olmaya dayanan oyun anlayışı ve onu beceremeyen oyuncuların çoğu yine de sahadaydı. bu yüzden de doğru dürüst pozisyon yaratamadık.

    bu maç aslında farklı oyunculara rağmen pozisyon bulamamamız özelliği ile teknik ekibimize oyunculardan önce oyun anlayışını değiştirmesi gerektiği yönünde bir sinyal niteliğindeydi. teknik ekibimiz ne yazık ki bu sinyali alamadı ve bu maçta ve sonrasında gelen sakatlıklarla birlikte bu 'tek forvetli topa sahip olma oyununu', onu beceremeyen oyuncularla oynama denemelerine geri döndük. sonrasında da real madrid'den 6, paris saint germain'den 5 yiyerek olmayan şeyde ısrar etmenin bedelini ödemiş olduk.

    düzenleme: bakınızlar gizli bakınızlarla değiştirildi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın