resim
Ümit Karan
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:47
Uyruk:Türkiye
  • 358
    tarih: 1.04.2002

    maça dakikalar vardı. ümit karan'ın telefonu çaldı. kanserin pençesindeki babası almanya'dan arıyordu. oğlundan son bir şey istedi.. süleyman karan, oğlundan diyarbakırspor maçında 'gol' istiyordu. 'gol at. gol atınca yakın çekim yapıyorlar. seni son bir kez gülerken göreyim televizyondan...' ümit ağlaya ağlaya çıktı sahaya. bazı taraftarların küfürleriyle hem de.. yine de çok çabaladı ama o golü atamadı...

    haftalardır az küfür yemedi ümit karan... galatasaray taraftarından az beddua almadı... sahada ne kadar çırpınsa, iyi şeyler yapmaya çalışırsa çalışsın, bir türlü eski ümit olamıyor. gol atamıyor... taraftar ondan gol bekliyor, o ise atamıyordu...

    aynı taraftar, diyarbakırspor maçında da 'ulan ümiitttt' diye başlayıp devamını getirdi isyanının... madalyonun ümit yüzünü görmeden...

    diyarbakırspor maçının başlamasına bir saatten az bir zaman kalmıştı...

    ümit'in cep telefonu çaldı...

    numaraya baktı, yüzünde yine o arkadaşlarının çok iyi bildiği 'acılı tebessüm' belirdi...

    yerinden kalktı, kalabalıktan uzaklaştı... meraklı gözlere yanıt, ümit'in takım arkadaşlarından geldi...

    'yanına gitmeyin.. babası arıyor!..'

    ümit'in babası süleyman bey, almanya'nın mannheim kentinde yaşıyordu. uzun süredir kanserin pençesinde, yaşam savaşı veriyordu... işte ümit karan her maça 'kaybetme' korkusuyla çıkıyordu. uzun zamandır yüzünü görmemişti babasının... görmek istememişti...annesi ve kardeşinden duyduğuna göre babası 40 kilonun altına düşmüştü! kendi başına yemek yiyecek kadar mecali bile kalmamıştı...

    oysa ümit, babasını hep sağlıklı haliyle hatırlamak istiyordu... 'bu vaziyetteki babamı beynime nakşetmek istemiyorum, o yüzden görmeye gidemiyorum. onun o durumunu görmeye dayanamam' diyordu arkadaşlarına...

    ve işte telefonda, karşısındaydı babası...

    - merhaba oğlum...
    - merhaba babacığım.
    - ümiittt... çok özledim seni be oğlum...
    - baba çok yoğunuz... maçlar, kamplar... sezon bitsin oradayım...
    - oğlum... hadi bugün beni sevindir... bugün diyarbakır'a bir gol at... maçı seyredeceğim... gol atınca seni yakından çekiyorlar... yüzünü gülerken görmek istiyorum... gözümde tütüyorsun, hasretimi böyle gidereyim... ümit'imi gülerken göreyim... olur mu ha? hadi söz ver bana...

    - tamam baba... söz, gol atacağım, sonra senin için gülümseyeceğim...

    telefonu kapattı ümit.. sonra, arkadaşlarına doğru bir-kaç adım attı... vazgeçti... geri döndü... ve hemen arkasındaki duvara 'okalı' bir yumruk salladı... ardından bir daha... bir daha...

    meraklı gözler.. gazeteciler oraya doğru yönelmişlerdi ki.. kaptan bülent ile arif engel oldu: 'gitmeyin.. ağlıyor!..'

    ümit karan, bu konuşmadan az sonra göz yaşlarını silip çıktı diyarbakırspor maçına. çok çabaladı. ama o babasının istediği golü atamadı. ne yaptıysa, babasının sipariş ettiği o 'gülücüğü' yollayamadı... maç bittiğinde, soyunma odasının bir köşesine çekilmiş, yine ağlıyordu...

    stat kapsındaki otobüse doğru yürürken, dışarıda toplanmış bir-kaç galatasaray taraftarının arasından bir ses yükseldi: 'diyarbakır'ı yenemediniz... umutsuz vakasınız siz beee!'

    bir an durdu.. dişlerini sıktı... o gruba doğru bir adım attı... içinden o lafı söyleyenin yakasına yapışmak... 'sen umutsuzluk nedir bilir misin' diye bağırmak geliyordu. sonra vazgeçti. otobüse bindi... tek başına oturdu. uçakta da öyle...

    ve ağlıyordu yine...
  • 173
    1 ekim 1976'da berlin'de dünyaya gelmesinden henüz 3 ay geçmişti ki ailesi ilk fotoğrafını çekti ümit'in;

    http://oi57.tinypic.com/2n66scx.jpg

    yıllar çabuk geçiyor ümit okula başlıyordu. yeteneği sayesinde okul takımında kaptanlığa kadar yükseliyordu.

    http://oi59.tinypic.com/2vxkc5i.jpg

    okul takımında yaptıklarıyla dikkat çeken ümit başarı mevdivenlerini hızla tırmanıyor, önce gençlerbirliğine, ardından da galatasaray'a transfer oluyordu. çapkın ümit gollerini sıralamaya devam ediyordu.

    http://www.itusozluk.com/...7810/%C3%BCmit+karan

    aradan yıllar geçiyordu. artık en olgun dönemini yaşıyordu galatasaray'da ve burada da kaptanlığa yükselmişti.

    http://www.turkspor.net/...umitkaran_sevinc.jpg

    düzenli hayata geçme zamanı gelmişti ümit için. evliliğinin meyvesi, nurtopu gibi bir de çocuğu oluyordu.

    http://oi60.tinypic.com/keyasg.jpg
  • 916
    hakan şükür'ün anlattıklarına göre takım içinden gazetecilere haber sızdıran futbolcudur.

    https://youtu.be/Rh2l4uGjG8o?t=2156

    bir gün bir kriz esnasında hasan şaş bütün takımı toplamış ve 'bütün telefonlar masaya konsun' demiş. ümit karan da telefonunu koymuş. hasan şaş 'diğerini de koy' demiş. ondan sonra beklemişler gazetecilerin aramasını. sadece ümit karan'ın telefonu çalmış. arayanlar serhat ulueren ve kadir çetinçalı'ymış. hasan şaş telefonu 'hayırdır kadir abi' diyerek açmış.

    hakan şükür'e göre o toplantıda okan buruk da varmış. dolayısıyla okan buruk böyle işleri iyi bilir. önlemini alır demiş.
  • 945
    2005 yilinda kariyer gollerinden birini hazirlik macinda fc udi'ye atmisti.

    ceza sahasi disindan, top onunde hareketsiz haldeyken, topun dibine girip olaganustu bir asirtma golu atmisti.

    o zamanlar kazaa vardi, tum gollerimizi oradan indirip yedekliyordum. bu golu de yedeklemis ve hatta seneler sonra youtube'a yuklemistim.

    bu gole dair tek kayit buydu ve ondan da yillar sonra telif nedeniyle gol youtube'dan kaldirildi.

    simdi bir yerlerde hard-disk'te oldugunu biliyorum. onumuzdeki aylarda aile evine gidecegim ve bu golu bulursam internete tekrar yukleyecegim.

    boyle iste.
  • 925
    --- alıntı ---
    anfield'da liverpool'a iki gol atan oyuncular kervanına vinicius jr. da katıldı. ancak tarihte bunu başaran ilk isim 2006 yılında galatasaray formasıyla ümit karan'dı...
    --- alıntı ---
    https://twitter.com/...637440167628800?s=20

    edit: kupa beyi uyardı bir sürü kişi varmış ümit'den önce iki gol atan. basın oturduğu yerden sallamış.
  • 913
    sol frame’de ismini görünce aklıma geldi. geçen yaz ukrayna’ya tatile gitmiştim. orada ukraynalı bi hatunla tanıştım. kız belli bi süre türkiye’de yaşamış. istanbul’daki gece kulüplerine gide gele bazı ünlülerle tanışmış takılmış vs. ümit karan’ı da tanıdığını söyleyince ben başta inanmadım sonra kız whatsapp konuşmalarını açtı. bi baktım ümit karan buna bildiğin facebook dayıları gibi atletle falan selfieler atmış * adam tam forvet yani * ben de sonrasında ümit karan’ın telefon numarasını alıp türkiye’ye döndüğümde kendisini aramıştım bir maç öncesinde. stadda mısın falan diye sormuştum, locasının numarasını söyleyip yüzüme kapamıştı telefonu sonra da engellemiş * bu da böyle bi anımdır kendisiyle ilgili.
  • 885
    eski futbolcumuz.

    "ümit, fetö'ye uzak olduğu için hapis yatmıştır" demek, bana göre "3 temmuz'da fenerbahçe haksız yere ceza almıştır" demekle aynı şeydir. halbuki tapeler ortada.

    ümit yaptığı hataların diyetini ödemiştir. fetö'ye olan mesafesinin değil. berkant göktan, volkan arslan ve bu arkadaşımızın, takımın dibe vurduğu 2003-2004 sezonunda - hatta maçların kaybedildiği gecelerde bile - eğlence mekanlarında bol akollü haberleri çıkardı. terim, bir süre sakatlığı geçmiş ümit dahil - bunları oynatmayı bıraktı. zaten üçünün de kariyeri o aşamada düşüşe geçti. sonra yine idmana alkollü geldiği haberlerini duyduk, o dönem teknik direktör gheorghe hagi'ydi ve hagi ümit'e o kadar iltimas tanımadan takımdan gönderdi. hagi'nin ne fetö'den haberi vardır, ne hakan gidip hagi'den böyle bir şey isteyebilir. o dönem hagi, ümit'in biletini kesmişken yönetim hagi'nin karşısında durdu. kiralık gittiği 1 sezondan sonra geri döndü ki, kiralık gittiği takımdan dönmesini sağlayan da gönderenle aynı yönetimdi. döndüğünde de hakan şükür'le -fenerbahçe'yle transfer pazarlığı yaptığı için feldkamp tarafından idmandan kovulduğu zaman dilimi de dahil- 3 yıl daha top oynadı, yeri geldi hakan kendisinin arkasında yedek bekledi. o zaman fetö yok muydu? nasıl oldu da çıktı, topunu oynadı ümit?

    ben de çok severdim ama yanlış yapmıştır ümit. saha içi yanlışlarını bir kenara bırakıyorum. saha dışında da çok yanlış yapmıştır.
  • 941
    batuhan karadeniz ile yaptığı skyspor kanalı yayınında icardi'nin kendisinden daha yetenekli olduğunu bir türlü kabullenemeyen eski santraforumuz hatta batuhan'a "bana kerem gibi sürekli pas atan yoktu oğlum" falan dedi.

    ümit karan'ın yeteneklerini yadsımamakla, türk futboluna gelmiş en yetenekli santraforlardan birini kabul etmek ile beraber bence gerçekle yüzleşmesi gerek. abi bu adam senden daha yetenekli kabul et istersen.
  • 966
    hafızalarımızda (sonradan girip) attığı şık goller olan gurbetçi santrfor.

    davranışlarında sıkıntılı bir insan. bilinen çok sayıda örnekler dışında bir tane de ben eklemek isterim: babam havalimanında tüm takımla karşılaşıyor, bol bol fotoğraf çektiriyor tüm ekiple. sonra pasaportunu takımın takıldığı yerde unutmuş, oralarda aranırken „ümit sen pasaportumu gördün mü?“ diye sorunca „senin adın ümit karan mı?“ cevabını alıyor. bu nedir allah aşkına ya? komik desen komik de değil. o an bunu ne şekil söylediğini çok iyi hayal edebiliyorum. babam da sora sora niye ona sormuş orası da ayrı mesela. onun son vuruşlarını severdi, adamı kötü anmaz, ben de severim, bir çok maçımızı kurtardı sonuçta ama çok aksi bir insan olduğu belli. sevdiği insanlarla ise mutlaka çok keyifli vakit geçiriyordur, o havayı veriyor uzaktan. aktardığım olaydan iki ay sonra ankara‘ya kiralandı. malum gica pek tutmazdı kendisini.
  • 862
    tarihimizde onemli yeri olan golculerden birisidir. istatistiklerini tam olarak bilmiyorum fakat genclerbirligi formasi ile zaten ligi kasip kavuran bir 9 numara olarak ve has galatasarayli olarak takimimiza katilmisti. kaybettigimiz fakat cok guclu bir oyun oynadigimiz 27 eylül 2006 liverpool galatasaray maçı'nda arda ile en goze batan performansi veren oyuncumuzdu. maci birlikte izledigim ingilizler umit'e hayran kalmisti.
  • 716
    menejeri ataköy'de otururdu, berberi falan da atrium'daydı bilen bilir. sık sık buralara gelirdi ümit.

    12-13 yaşlarındayım. haftasonu sabahları okulun açtığı kursa gidiyorum. o günde niyeyse sabah biraz erken çıkmışım evden. daha hava yeni aydınlanıyor.

    önce dikkatimi kadının giydiği elbise çekti. ya akşamdan kalma uçuk birisi, ya da hayat kadınıydı. * * * *

    bizim burda böyle manzaralar çok görülür ama sabahın o saatinde öyle birini ilk defa görmüştüm.

    sonra kadının yanındaki şişman top sakallı adamı gördüm. hemen tanıdım. ümit'in menejeri.

    bir de yanlarında böyle kara kura bir adam vardı. daha afyonum patlamamış demek ki ilk bakışta olayı tam kavrayamadım.

    yaklaşınca bir baktım bizim ümit. ümit karan. hani şu bizim takımda oynayan. abimle beni hala didiştiren. her golden sonra adını söylediğim. çocukluk efsanem.

    sabahın o saatinde, o durumda adama yapışıp omuzuma falan alıcam nerdeyse. kendimi zor zaptettim.

    yanlarından geçerken göz göze geldik. net bir şekilde ''sabah sabah sen nerden çıktın amk'' bakışı attı herif. suratı da beş karıştı. daha yeni evlenmişti o zamanlar. belli ki o haliyle kimseye gözükmek istemiyor. malum bir gazeteci falan duysa ortalık yıkılır.

    neyse okula gittim geldim.

    apartmanın giriş katında oturan arkadaşım cama çıkmış onla konuşuyoruz. gördüğümü anlatıyorum. işte ''ümit'le menejer eve karı attılar lan'' falan diyorum.

    arkadaşım ''bize gel, bizde konuşalım'' dedi. içeri girdi dış kapıyı bana açmak için. tam o esnada da şans eseri biri dışarı çıkıyodu.

    bir baktım yine ümit. kapıyı açtı. ters ters bana baktı ''yine mi sen lan'' diye. içeri geçeyim diye kapıyı tuttu. * * *

    şimdi düşününce salaklık tabi ama o anda olağan şüpheli konumunda hissettim kendimi. sanki ümit'i izliyomuşum gibi bir durum oluştuğunu sandım. yine konuşamadım herifle. içimde kalmış bir uktedir.

    o sabah ümit'i gördükten 10 dakika sonra da ziya doğan'ı görmüştüm.

    böyle bir gün ateşli bir futbol ergeni için bile çok fazlaydı.
  • 929
    kapı gibi forvetti. tek şanssızlığı galatasaray tarihinin en bol forvetli zamanlarında oynamasıydı. elde hakan şükür, nonda, hasan kabze, necati ateş falan varken şımarıyorduk haliyle.

    edit: bir de kendisinin röveşata haricinde de çok fantastik golleri vardı.
    hele o 40 metreden orhan ak'ın pasına gelişine manisaspor ağlarına attığı gol... muazzam iş becermişti.
  • 921
    agüero’dan önce dünyaya gelen ilk ve tek agüerodur.

    kendisinin oyun stilini agüero’ya benzetirim. agüero’dan tek eksiği belkide plase vuruşu.* inanılmaz golleri öyle bir atardı ki çok kolaymış gibi gösterirdi.

    kendisinin son dönemi maalesef beklenildiği gibi gitmedi ama her zaman en iyi şekilde çıktı oynadı mücadele etti.

    avrupa’da bir çok maçta tek başına maçı kopardığı oldu. şu anda aklıma gelenler mesela anfield’da liverpool taraftarına belkide üç buçuk attırmıştır. nou camp’ta barçaya tıklamıştır. italya’da roma’nın içinden geçmiştir. estadio dragao’da benfica’dan ince bir dokunuşla adeta makas almıştır. ligde attığı sansasyonel goller veyahut önemli maçlarda, derbilerde attığı gollerden bahsetmiyorum bile.

    o yüzden 99 demek ümit karan demektir.
  • 937
    maalesef eski futbolcumuz. maalesef diyorum çünkü bizzat bildiği mevzuda kendisi de içinde olduğu reddetmektedir. bu yakın geçmişte fk shkupi isimli makedonya ligi takımında hocalık yapmıştır. bilin bakalım kulübün sahibi kimdir olgun peker! hani daha şike muhabbetlerine giden süreçte operasyonların, dinlemelerin başlama sebebi olan şahıs ve bu şahsın da içinde bulunduğu oluşum. şu iddianameyi okuyan biri eğer şike yoktur diyorsa bilin ki yalan söylüyordur. fk shkupi takımında hoca olacak kadar 'bazı' insanlarla ikili ilişkileri iyi biriymiş. neyse...
  • 953
    (bkz: #3696925)

    guzel bir hizmet ile geldim.

    youtube daha once telif nedeniyle kaldirmisti bu golu, yuklemeye calistigimda ne yazik ki yine izin vermiyor.

    ancak wetransfer'e yukleyebildim. bu link 1 hafta sonra olecek, dolayisiyla merak edenlerin hemen indirmesini rica edecegim: https://we.tl/t-2CyvG5PpGb

    buyrun gozlerinizin pasi silinsin, iyi seyirler dilerim.

    bir sekilde umit karan'a ulastirilirsa da tatli olur*!
App Store'dan indirin Google Play'den alın