• 77
    ismi pozisyon değil possession olan oyundur. türkçe olmasını istersek topa hakim olma oyunu denilebilir ancak ismi kesinlikle "pozisyon" değildir.

    bu topa hakim olma oyununu neden oynuyoruz. hoca neden bu sistemde ısrar ediyor. aslında bakılırsa 5 büyük ligi domine eden takımların***** bu oyunu oynadığını görürüz. arada bir şampiyonluklar el değiştirse de bunlar istisnadan öteye gidemiyor.

    bu topa sahip olma oyunu hemen uygulanabilecek bir oyun değildir. kadro sirkülasyonu oyuna zarar verir. biz bu sezon dahil olmak üzere 3 sezondur oturmuş kadroya sahip olamadık. oyunu oturmak için fırsat bulamamız bizim her sene başı kötü futbol yüzünden başımızın ağrımasına neden oluyor. oysaki biz ligde bu oyunu oynamaya zorlanıyoruz adeta. bize karşı ligde kapanmayan takım sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. bu takımları gegenpress ile de açılabileceği savunuluyor sözlükte ancak bunu yapmak için rakibin top oynamaya gelmiş olması lazım. bizim yaptığımız pres rakip defansın kalecilerine dönmeleri ve onun topu rastgele dikmesiyle sonuçlanıyor. yani rakiplerimiz geçişte yakalanmamak adına geçiş yapmamayı tercih ediyor.

    peki bu topa hakim olma oyununun bir çözümü yok mu? tabi ki var. rakipler 6 ile 8 kişi arasında kapanıp* topa ve bize aynı sertlikte giriyor. adeta bir yıpratma oyunu oyuyorlar. bu noktada oyuncu kalitesi devreye giriyor. bu 5 takım aynı zamanda en zengin kulüpler oldukları için en iyi en pahalı oyuncuların peşindne koşuyorlar. ancak çok para harcamalarına bakmayın, kadroları oturduktan saydığım 5 takım her sene upgrade yapmaktan başka bir şey yapmıyor.

    peki bu oyunu oynamak için dünyanın en kaliteli oyuncuları mı gerekiyor? böyle bir myth var. bu oyunu oynamak için paraya değil sabra ihtiyacınız vardır. 3 senelik yapılanma lafı buradan çıkıyor. bu şampiyon* olamayacağımız anlamına gelmiyor sadece oyunun fundamental olarak oyunculara yerleşmesi gerekiyor avrupa'da başarılı olmak ve ligi senelerce domine edebilmek için.
  • 78
    kralını yapan takım var bu oyunun mucidi diyebileceğimiz adam ile birlikte. m.city.
    bu adamlar dahi topu rakibe bırakıp pres oyunu ile oynamaya başladılar avrupa da lig de. biz ne diye bu oyuna bu kadar bağlı kaldık anlamıyorum.

    pres oyununu oturtmadan bu oyunu oynamazsın bir kere yoksa saçma sapan bir oyun oluyor bu. pres olmadan ile oynanmayacak oyundur ve zirvesini oynayan takımlar bile her zaman bununla gitmiyor yeterli olmadığı için. bizim için mi avrupa da yeterli olacak.
  • 83
    'possession' degil 'position' oyunudur. dogru pozisyonda durdugunuzda top zaten size gelir ve siz topa sahip olursunuz. tiki-taka, pozisyon oyunu degildir. bu oyun pas icin pas yapmaya karsidir. turkiye'de bugune kadar hicbir takim bu oyunu oynamamistir, oynamaya da calismamistir. dunyada da zaten cok az teknik direktor bu oyunu oynatabilmektedir. rinus michels ve johan cruyff'un yarattigi bu stili su anda basta pep guardiola ve luis enrique evrimlestirmektedir. juanma lillo, paco jemez, ve micheal laudrup da teknik direktor olarak gorev yaptiklari takimlarda pozisyon oyunu oynatmislardir. bazi alman teknik direktorler, tuchel, flick, ve nagelsman, guardiola'nin bayern'inin de etkisinde kalarak bu oyuna ilgi duymaya baslamislardir, ve oyun planlarinda pozisyon oyununun bircok kuralini kullanmaya devam ederler.

    bircok futbolsevere gore en cekici futbol anlayisi olarak kabul edilen pozisyon oyunu, turkiye'ye ilk girisini de domenec torrent uzerinden galatasaray ile yapmaktadir. fakat ne yazik ki turk futbolu icin devrim olabilecek bir firsati kacirma sansimiz bir hayli yuksektir. cunku pozisyon oyunu girisini, yapabilecegi en kotu anda, en kotu ortama yapmaktadir. bolca sabir isteyen bu oyunun ilk denemesi, oyun felsefesini yerlestirecek teknik direktor, takimla antremana cikmaya basladiktan sadece 5 gun sonra, eksikleri olan bir kadro ile, ilk mactan puan kaybedelim de adami linc edelim diye sabirsizlikla bekleyen bir kitlenin onunde yapilacak. tek umudum biraz sansin da yardimiyla ilk uc maci minimum hasarla atlatip, kendimizi milli araya atabilmek. bu donem iyi bir senaryo ile gecilirse, milli aradan sonra oyunun meyvelerini yavas yavas toplamaya baslayacaktir galatasaray.
  • 84
    3 senelik ızdırap sonrasi net olarak anlıyorum ki bu takımın kanında yok, asla olmayacak.
    bu saatten sonra bu futbolu savunup kulüpten içeri giren herkese düşmanım. başka takımlarda isteyen istediğini yapsın ama bunun için 3 senemizi ve milyonlarca euromuzu attık. şimdi avrupa ligi diyecekler olacak, bir bakalım avrupa'da nasıl oynamışız, golleri nasıl atmışız.

    fatih hoca bir bildiği vardır dedim, bir bildiği yokmuş.
    yönetim artık bu kadar kötü durumda bir bildiği lütfen olsun dedim. onların da yokmuş.
    torrent hoca zaten bebekken pozisyon futbolu ninnisi okurmuş annesi onun bu futbolu sevmesi normal.

    bu saatten sonra doctor who gelip gelecekte pozisyon futbolu ile şampiyonlar ligi alacaksınız dese inanmam. bundan sonra fatih hoca, ali sami yen, feldkamp, derwall kim pozisyon futbolunu bu kulübe getirmeye çalışırsa en büyük eleştirileri yapacağım.

    ha biri 200 milyon euro getirir 80 milyon euro transfere harcarız o noktada para kendisinin derim. ama bundan sonra galatasaray ve pozisyon futbolumsu şeyin ilişkisi bende komple bitti.
  • 85
    ismi ingilizce'deki "possession" yani "sahip olma, hakim olma" tanımından gelen, oynayan takımın topa hakim olduğu futbol türü, tiki-taka'nın günümüze evrimleşmiş hali.

    bizde bu "pozisyon oyunu" olarak çevrilmiş, ancak hatalı bir tanım. "hakimiyet oyunu" olarak çevirisi daha doğru olabilirdi.

    peki bu oyunun gereklilikleri nelerdir?

    1 - topa sahip olma. her maç en az %60'larda topla oynamak bu oyunun bir şartıdır, çünkü topa sahip olmadığın sürece bu oyunun bir anlamı olmaz.
    2 - yüksek pres gücü. dünya üzerinde hiç bir takım, bu oyunu mükemmelleştiren pep guardiola'nın takımları bile eninde sonunda elbet topu kaybedecek, çaresiz. bunun karşılığında doğrudan geçişte top kazanmak için pres gücünün yüksek olması en önemli noktalardan birisidir.
    3 - pas yüzdesi yüksek oyuncu grubu. öyle ki kalecinin bile ayağının çok düzgün olması, oyun kurulumunda yer alması gerekir. sadece pas yüzdesinin yüksek olması yetmez, bu pası dikine de yapabilmesi gerekir oyuncuların.
    4 - hareketlilik ve tempo. düşük tempoda oynandığında bu oyun sonuç vermez, çünkü topa sahip olmayan rakip 2 şey yapacaktır burada: a) pres ve geri kazanma. b) geride bekleyip atağı öldürme. takımın bu sistemdeki kalbi olan orta saha oyuncuları hareketli ve tempolu olacak, sürekli boşluk arayıp bulup bu boşluklarda iş yapacak ki taktiksel düzen işlesin.

    temelde bu 4 özelliğin bulunduğu bir takım aslında bu oyunu oynayabilir. ama geçenlerde yazdığın rol futbolu başlıklı yazım (bkz: #3337038) ile birlikte değerlendirmek gerekir bu durumu.

    şimdi, bu oyunun tabir-i caizse zirve noktası olan manchester city'ye bakalım:

    oyuncu rollerini incelediğimizde (misal son maçları olan norwich city maçına göre bakalım) sağ kanatta kanadı etkin kullanabilecek bek, merkezde ayağı düzgün iki stoper, orta saha özellikli sol bek, orta sahada oyunu geriden kurmada usta bir ön libero, iki hem tempolu hem topa hakimiyeti üst düzey orta saha, iki delici içe kat eden ve bitirici kanat, forvette foden. foden'ı özellikle ayrıca yazdım ki bu yazının esasında ana noktası foden'ın kullanımı olacak.

    bilmeyenler için (mümkünmüş gibi) foden esasında bir orta saha oyuncusu. sol iç veya sol kanat olarak oynayabilecek bir isim. ama pep guardiola kendisini takımın en uç noktasında kullanıyor ve bunun bir nedeni var.

    şu yazdığım oyuncu rollerine ek olarak kalede ederson'u eklediğinizde, takımın tamamı topu üst düzey kullanabilecek oyunculardan oluşuyor. yukarıda yazdığım 3. madde. peki buna ek olarak 4. madde de sağlanıyor mu? 1 oyuncu dışında sağlanıyor, o 1 oyuncu artık eski hareketliliğinde olmayan 6 numara fernandinho. ama zaten kendisinin hareketliliğine gerek yok çünkü takım tamamen hareketli oyunculardan oluşuyor. fernandinho durağan, öylece bekleyen bir oyuncu demiyorum elbete bunu yazarken ancak manchester city'nin bu 11'indeki en durağan oyuncu demek yanlış olmaz. bu eksiği nasıl tamamlarsın, orta saha oyuncularının ikisi de sürekli barcelona'da xavi - iniesta'nın busquest'in önünde oynadığı gibi "recieve - pass - offer" düşüncesinde olarak. nedir recieve - pass - offer? "topu al, pası yap, boşa kaçıp pası almak için takım arkadaşına yardımcı ol".

    guardiola'nın icadı olmayan ama modern futbola entegresini kendisi yaparak adeta yeniden yarattığı false 9 işte burada ekstra önem taşıyor. rakibin orta saha ve savunma bloğu arasında topu sırtı dönük alacak, gerekirse yeniden pas bağlantısını daha sağlam bir şekilde merkez orta sahaları kendisine doğru çekip hem rakibin orta saha düzenini hem de savunma düzenini bozarak yeniden oyun kuracak şekilde kullanması, ya da rakip kendisini takip etmiyor ve orta saha oyuncuları markajda ise o alanda topu aldığında rakibin tüm dengesini bozacak şekilde topla oynayabilecek olması. bu oyuncu barcelona'da messi'ydi, bayern'de ribery, bugün city'de foden (ya da bernardo silva).

    gelelim bu entry neden bugün?

    biraz önce 17 şubat 2022 barcelona napoli maçının özetini izledim ve izlerken bir şey fark ettim:

    bizim - bizim gibi diğer takımların hatta bu oyunun esas çıkış noktası barcelona'nın bu oyunun esas oyuncularından birisi xavi ile bile bu oyunu oynayamama nedenini.

    çünkü yorumumuz yanlış. biz guardiola'nın oyununu kurmayı deniyoruz, ama onun yaptığından farklı şekilde deniyoruz. hepimiz.

    bakın manchester city bu false 9'ı kullanırken 2 kritik şey yapıyor:

    1 - kanattaki iki oyuncu da aslında forvet gibi, hem süratli hem bitiriciliği yüksek isimler.
    2 - orta saha merkezdeki iki oyuncu da geç koşular ile ceza sahası içerisinde boş alan bulabilecek hem zeki hem golcü oyuncular.

    2. maddedeki 2 oyuncuya +1 orta saha oyuncusu eklemenin tek bir yolu var: forvetsiz, forvet bölgesinde orta saha oyuncusu kullanmak. böylelikle birisi savunma + orta saha arasındaki alanda iş yaparken diğer ikisinin geç koşusuyla birlikte çoğunlukla 2 stoper oynayan takımlara 3 koşucu ile saldırıp birisini boş bırakmak.

    futbolun en önemli kuralı, alanda rakipten +1 fazla olmak. 3 oyuncunun merkezden koşu ile ceza sahasına girmesinin etkisi bu işte.

    bunu bilmeyen yok artık: https://gss.gs/w4H.png

    bu 20'li saha parselizasyonu. pep'in bir antrenman sahasına çizmesi, buna göre oyuncuları çalıştırması vs. efsanedir artık.

    şimdi bunda city ve x bir rakip düşünelim, rakip city'den orta saha kontrolünü alabilmek için 4-4-2 dizilmiş olsun:

    https://gss.gs/f92.png

    foden topu sırtı dönük aldı. rakip stoperler ne yapacak? foden'ı sağ stoperin takip etmesi demek soldaki sterling'e, sol stoperin takip etmesi sağdaki mahrez'e, orta sahaların geri dönüp kapatması ilkay ve bernardo'ya alan bırakacak. bırakmazsa foden'ın oyun kurmasına izin veriyorsun.

    https://gss.gs/nIL.png

    burada koşu yapan her orta saha sonuca gider.

    bizdeki problem tam olarak bu. barcelona'daki problem de tam olarak bu. false 9 kullanımı tamam, ama orta sahalarda koşu atacak oyuncularımız yok ya da oyunun farklı yerindeki oyuncuların eksiğini bu orta sahalar kapatmaya çalıştığından biz bu oyunu sonuca götüremiyoruz.

    misal halil dervişoğlu'nun oynadığı galatasaray'ı düşünelim. cicaldau'nun bu koşuyu yapması gerekir, yapabilir mi? gayet tabi, zaten adamın özelliği bu olduğu için alındı, halil topla buluştuğunda açtığı alana cicaldau koşu yapacak. ama cicaldau ya taylan'ın top çıkaramaması ile uğraşıyor, ya berkan'ın kaptırdığı topla.

    bu yüzden diyorum, bizim bu taktiği uygulamamız için 6 numaradan önce 8 numara koymamız gerekirdi. ha 6 numara koyduk, 8'e taylan'ı çekmemiz gerekirdi, berkan'a nazaran daha doğru topla oynayabilen bir oyuncu. bize gomis lazım değildi, çünkü sorun golcümüz değil, golcümüz de sorun ama orta sahadan gol katkısı alamamamız da sorun bunu çözmemiz forvetimiz ne kadar kötü olursa olsun bizi sonuca götürürdü.

    şimdi false 9 olarak messi yoksa elinde, orta sahaların ya da kenar oyuncularının ekstra gol katkısı sağlaması bu taktiğin olmazsa olmazı. bak city'de false 9 da gol katkısı veriyor ama mesela bayern'de bu katkının çoğunluğu thomas müller'den geliyordu, ki adamın raumdauter olarak olayı bu.

    anlık olarak kadromuza baktığımda benim bu sorunu çözebilmek, forvet dışında diğer oyunculardan maksimum gol katkısı alabilmek için kurmamız gereken 11 şudur:

    https://i.galatasaray11.com/8n7k52gy.jpg

    ancak bu kadar çıkarabiliriz, ancak bu kadar sonuca gidebiliriz. kerem ve morutan'ın rolleri burada inanılmaz önemli, halil zaten false 9 işini doğru yapabilir, bu kadro ile cica'ya koşu için alan yaratabiliriz.

    ama, bana kalırsa halen ve halen aynı şeyi söylüyorum: ya bu oyunda ısrar etmeyeceğiz, ya da bu oyunda ısrar ediyorsak eğer gerekli eksikleri tamamlayıp buna göre transferler yapacağız. yani şu andaki şu yukarıda kurduğum 11 bile aslında doğru değil, halen eksikleri var. taylan'ın yerine belki 1 oyuncu eklesek bu sorunlar çözülebilir, bilmiyorum. ama yabancı sınırı ile o da çok zor.

    neyse, konumuza dönecek olursak: bu oyunun adı pozisyon oyunu değil ya, topa hakimiyet oyunu. ona göre bakalım lütfen. *
  • 87
    ufak bir anlam kargasasi oldugunu dusundugum bir futbol olgusu. soyle ki:
    pozisyon: ing. position
    sahip olma: ing. possesion
    siz topa sahip olmayi hedef edindiginiz muddetce "possesion" oyunu oynamis olursunuz. bunu tabi taylan berkan cicaldau uclusu ile musleraya geri pas olarak da oynayabilirsiniz. ama suphesiz xavi iniesta busquets gibi yaraticiligi yuksek, topu kaptirinca hizlica topu tekrar kapip hizli paslasmalarla rakibin acigini yakalamayi hedefleyen oyuncularla bu oyunu oynamak daha etkili olacaktir.
    gecen sene "possesion" oyunu bir secenek degil bir zorunluluktu. daha dogrusu takim o kadar yeteneksizdi ki oynanan oyuna pas oyunu possesion oyunu falan diyorduk. neden? cunku takimda calim atan fuleli oyuncu yok (belki kerem), kritik pas atan oyuncu yok, oyun gorusu zayif oyuncular dolu, e haliyle kendi sahamizda paslasip duruyorduk. bunu sectigimizden degil, baska bir sey yapamadigimizdan. zaten boyle kendi sahamizda paslasirken kaptirinca da kalemizde gol gormek kacinilmaz oluyordu.
    allah'im nasil bir yildi inanilir gibi degil?
    x: maca nasil gidiyorsun?
    gs taraftari: travmayla. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın