• 1
    (bkz: evet tarafından)
    bugünlerde çokça bahsi geçen durumdur. özellikle çinliler tarafından satın alınmak istendiği ciddi şekilde dillendiriliyor. dursun özbek de bir girişimin olduğunu doğruladı zaten. ancak kulübü yabancı sermayenin eline bırakmayacağını da söyledi. ben sözlük yazarlarının da bu konudaki görüşlerini cidden çok merak ediyorum. psg, city, monaco vs. takımlar gibi zengin iş adamlarının elinde tekrardan dünya futbolunda söz sahibi olmak mı yoksa bizim olsun kendi yağımızda kavrulalım görüşü mü sizlere daha mantıklı gelen ? ben konuda çok kararsızım. hatta bu işlerin nasıl yürüdüğünü, artılarını - eksilerini ve prosedürlerinin falan neler olduğunu da bilmiyorum açıkçası. bu konuda bilgili olan arkadaşlar da bilgilendirme yaparlarsa, hem benim için hem de diğer bilmeyen arkadaşlar için iyi olur. *
  • 38
    bu sözlükte çok romantizm dolu yazı okudum. hatta kendim de yazmışımdır. ama gel gör ki bu kadar ucuz şov hayatımda okumadım (bkz: #2275354) baştan sona galatasarayın içinde bulunduğu vehameti gözler önüne seren bir entri olmuş. galatasaray gasilhanede de hastahanede de yanınızda olmaz. dar görüşlülük, zamana ayak uyduramama gibi konularda galatasaray kulübü üyelerinin yansıması olmuş. işte tam da bu yüzden bu kulüp satılmalı. profesyonelce hak ettiği gibi yönetilmeli. sahip olduğu potansiyel gün yüzüne çıkarılmalı. bu kulüp bu birikimi ile şampiyonlar liginin gediklisi olup, kupaya uzanan, avrupa futbolunu yöneten takımın içinde kendisine yer bulan bir kulüp olmalı. bu vizyonsuzluktan kurtulmalı.
  • 10
    dernekler yasası mı hallediliyor, kukla bir başkan mı oturtuluyor ne yapılırsa yapılsın ama bu gerçekleşmeli. çünkü;
    1-galatasaray'ı zaten galatasaraylılar yönetmemektedir. galatasaray lisesi çıkışlı olmak galatasaraylı olmak değildir. örneklerini görüyoruz.
    2-biz athletic bilbao da değiliz, bu yüzden milliyetçi refleksler de yersiz. nasıl futbolcular, teknik direktör yabancı olabiliyorsa sermaye de yabancı olabilir.
    3-dünyada uzakdoğu ya da arap sermayeli zaten birçok büyük kulüp bulunmaktadır. bu absürt bir durum değil. en son milan da satıldı.
    4-maalesef bu son çaremiz. parasal yönden çok sıkışığız. zararın neresinden dönersek kardır.
    5-zaten çok kötü yönetiliyoruz. yabancıların daha kötü yönetme olasılığı yok.
    6-her zaman en iyisiyle yarışmayı ideal edinen galatasaray için büyük paralar, büyük kadrolar şarttır, elzemdir.
    7-liselilerin kulüp üzerindeki etkisi azalır. galatasaray artık tüm kesimleriyle bir halk kulübü olur.
  • 11
    bizim derdimiz galatasaray lisesiyle değil, liselilerin kulübü oyuncağı gibi gören, taraftarı önemsemeyen, adamcılıkla yöneten anlayışıyladır. bu saçmalıklardan taviz verip kulübün yönetimini ünal aysal gibi bir adama bırakırlarsa satın alınma meselesi kendiliğinden sonuçsuz kalır zaten. bu işin çok ciddi riskleri var. hele gelen yabancıların da 3 ayda delirdiği türkiye gibi bir ülkede başımıza tahmin edilmeyecek belalar açılabilir. parma'dan beter olabiliriz. hatta oluruz da. o yüzden karşıyım. yoksa kulübün kökleri, geleneği falan pek umrumda değil.
  • 8
    kesinlikle hem galatasaray'ımızın hem de türk futbolunun kurtuluşu olan şey. bu arada illa yabancı olmak zorunda değil alacak kişi/şirket yerli de olabilir. sebebini çok basit bir mantıkla izah edelim;

    şimdi öncelikle bir şirketin amacı kar maksimizasyonudur ve varlığını sonsuza dek bu amaçla sürdürmeyi hedefler. bunu spor kulübü özelinde düşünürsek kar etme amacının yanında sosyal amaçlar da taşıyabilir-ki taşıması gerekir- ve elde ettiği karın bir kısmını bu sosyal amaçlar için kullanır. bunlara gençleri spora yönlendirmek, uluslararası düzeyde sporcu yetiştirmek gibi örnekler verilebilir. yani hiçbir şirket kendi elitlerini mutlu etmek, dedeleri gönlünü eylemek gibi değerler üzerinden yürümez. şirketin sahibinin şahıs olduğunu varsayarsak alacağı kararların büyük bir kısmı iktisadi ve dolayısıyla mantıklı olacaktır. yani eğer galatasaray bir fon tarafından yönetiliyor olsaydı bizim içimizi acıtan ontivero, hajrovic, yiğit gökoğlan, tarık çamdal, grosskreutz, pandev, donk gibi saçma sapan transferlerim hiçbirisi yapılmazdı. bunun yanında kronik sakat serdar aziz alınmaz, tolga ciğerciye o yıllık ücretler verilmezdi. bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.

    şimdi gelelim mevcut sistemin sıkıntılarına. öncelikle gelen yönetim popülist olmaya, har vurup harman savurmaya mecburdur. 3 yıllığına seçildiğin bir yerde hem mali durumunu düzeltip hem de başarı yakalamak çok düşük bir ihtimal. bu durum saçma transferler, yedirilen komisyonlar gibi sonuçları beraberinde getiriyor. bunun yanında kurumsal hafıza denilen şeyden mahrum kalıyorsun. yoksa 112 yıllık bir kulübün grosskreutz hatasını yapmasını başka nasıl açıklayabiliriz? yeni yönetim geliyor hoop bütün kurumsal hafıza sıfırlanıyor ve bütün hatalar tekrar yapılıyor.

    demem o ki sadece galatasaray değil bütün spor kulüpleri şirketleşmeli ve derkenlerin hegomonyasından kurtarılmalıdır. yoksa futbol türkiyedeki en denetimsiz rant kapısı olmaya devam eder ve biz taraftarlar da kendimizi paralamaya devam ederiz.
  • 13
    olur yada olmaz bunu bilemem ama önünde çok güzel 2 örnek var.
    1) chelsea, manchester city , paris saint-germain bu 3 kulüp yabancı sermayeye satılıp çıkış yapan takımlar.
    2)malaga bu kulüp ise yabancı sermayeye satılıp çöken takım.
    eğer yabancılara satacak isen bunu doğru düzgün yapacak kişiler bulunmalı.
    düşünsenize dursun zihniyetinde bir insan satın alsa ne olur?
  • 45
    satılsın satılmasın konusunda net bir düşüncem yok, tabi basketbol şubemizdeki durumları görüyoruz. ancak;

    misyonu türk olmayan takımları yenmek olan bir kulüp elbetteki türk olmayan insanlara satılabilir. aksinin sebebi ne olsun ki? alakasız bir durum. gayet de herhangi bir milletten insan ali sami yen'in mottosunu benimseyebilir. yabancı bir insan kulübü satın aldığında avrupa arenasında boy göstermek mi ister, yoksa fenerbahçe-beşiktaş bize yeter mi der?

    bunun yanında nick isimli arkadaş kaygılarını güzel dile getirmiş. ancak bana göre markalar tamamen satış yaparak değil, yeri geldiğinde değerli varlıklarını koruyarak da, marka değerini yükselterek de yapacağı satışlardan daha fazla para kazanabilir.
  • 26
    tez zamanda olması gerekendir. yabancı dostlarımız kaybolan marka değerimizi iyi bir pr çalışması ve söz ettirecek transferler ile tekrar eski düzeye getirebilir. bu işlerde artık duygusallık yok sayın yazarlar. bi marka değerimiz vardı ama şu an yerle bir oldu. iyi sponsorlar, sıcak para, reklam ve tanınmış oyuncular bizim kurtarıcımız olacaktır. umuyorum yabancı bir sermaya acilen bize yatırım yapar.
  • 28
    klübün elindeki sportif aş çoğunluk hissesini elden çıkartmasıyla gerçekleşebiliyor sanırım.

    dernekler yasasını tam bilmiyorum ama, klüp çoğunluk hisseyi elde tuttuğu için yönetim seçme, seçtirme hakkına sahip oluyo galiba. bilen varsa detaylı anlatirsa bizde bilgileniriz.

    şimdiki yönetimin en doğru işi olur. dernek borcunu da kapatirlar hem. yaşlı amcalara da bi kaç sosyal tesis daha yaparlar çok paraya satabilirlerse. herkes mutlu olur.

    vay arkadaş ne günlere kaldık ya, şu beceriksizler gitsin diye şeytanla pazarlığa oturacaz utanmasak. allahınızdan bulun özbek biraderler ve ona o yetkiyi veren üyeler.
  • 29
    kulübün rengi ve armasını değiştirmedikten sonra bence olabilecek olaydır.. biz taraftarız, bugün de bilet, kombine ve ürün alıyoruz. yarın yabancı birisi aldığında da yine aynı şeyleri yaparız. yabancı yatırımcı para koyacağı için, kulübü bugünden daha güzel yönetecektir. takıma yatırım yapacak, alt yapıyı güçlendirecektir. en büyük gelir kalemlerinden biri taraftar olduğu için daha fazla önemseyecek, daha fazla değer verecektir. bizi bugün de müşteri gibi görüyorlar, yarın yabancı yatırımcı müşteri gibi görse birşey değişmeyecektir. yabancı yatırımcılar artık bu işi öğrendiler, öyle hesapsız para harcamıyorlar. monaco en iyi örnek bu duruma, ki biz potansiyel olarak monaco, marsilya gibi takımlardan fersah fersah öndeyiz. bence bizim yani taraftar için hayırlı olacak iştir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın