• 26
    jenerasyonla alakalıdır. 85li yıllarından ortalarından önce fenerbahçeli olanlar şimdi hemen hemen her yerde üst düzey pozisyonlardalar. arada tek tük galatasaraylı var ama, gerek o yıllardaki taraftarlığın etkisi gerekse kulüp yapısı olarak mağrurlar. fenerli medya gibi çingene edebiyatı ya da çirkeflik olarak algılamamışlar taraftarlığı.

    e önceden de bilindiği üzere 90lardan önce fenerin taraftarı bizden çokmuş. e şimdi fenerli insanların büyük noktalarda olması normal.

    ama bu da değişecek. benim neslim 85 sonrası doğanlar, 90lı yıllarda doğanlar elbet iş hayatına atılacak. yıllar içinde önemli noktalara gelecekler. her yerde. sadece medya değil. ordusundan tut da bürokrasiye kadar. o zaman işte bu fener medyası da değişecek. çünkü bu bizim ergenlik bunalımındaki taraftar da öyle yetişiyor. çirkef çingene kavgaya meyilli. o zaman işte ileride galatsaray medyası çok daha güçlü olacak. dominant olucaz. ama tabi hala bi on senesi var bu durumun gerçekleşmesinin.
  • 27
    içlerinde en ünlüleri mehmet ali birand, hıncal uluç ve osman tamburacı'dır. onlar da neden ünlü malum. galatasaray'ı kötüleyip feneri övdükleri için. mesela osman tamburacı bu sezon çok popüler. sebebi her maç sonrası fatih terim'i kötülemesi. misal hıncal uluç 2009-2010 sezonunda çok popülerdi. sebebi feneri futbol takımından başlayıp kürek takımına kadar yağlayıp yıkamasıydı. galatasaraylı olmaktan utanıyorum dediği için televizyonlara falan çok çıktı. hatta o lafları ntvspor'da söyledi. son 1 yıldır aziz yıldırım'a sataştığını hiç canlı görmedim, okumadım. onun hakkında dediklerini hep buradan okudum. mehmet ali birand da sözde galatasaray yönetiminin bir üyesi. adam zırt pırt fener taraftarını maça geldiği için övüyor. galiba bizim maçları hala olimpiyat stadında yapılıyor zannediyor.

    yani galatasaraylıların fenerbahçe damarı tutunca, fenerbahçe medyası tarafından popüler yapılıyor. bunun da bize bir faydası yok. fenere çatmaya başlayınca popülerliklerini kaybediyorlar. kimse de ne demişler, ne yazmışlar farkında olmuyor.

    kısacası galatasaray medyası galatasaray dergisi ve gstv'den ibaret. oralardaki yorumları ve yazıları okuyorum. çok sağlam ayarlar var. ama ahmet çakır gibi adamlar fikirlerini adam gibi bir gazetede, televizyonda söyleyemez. fbjkliler bütün kontenjanları kapatmış. gstv'de yorum yapan birisi var. sabahları çıkıyor. adını bilmiyorum. o ya da ahmet çakır verdiği ayarları kessin, galatasaraylılığımdan utanıyorum desin, 2 dakika feneri övsün, ertesi gün ntvspor'da yorum yapar, milliyette müdür olur.
  • 29
    göz önünde olanlara değil de, kamera arkasında çalışanların, yavaş yavaş arabistanlı lawrencevari olduklarını düşünmeye başladım. adamlar gündem belirliyorlar, resmen. bu gündemi nasıl belirledikleri muallakta yalnız. kulüple inorganik, daha doğrusu daha çok galatasaray'daki derinlerle(!) örtülü bir bağdan söz edilebilir bu hususta. serdar ali çelikler bunu dillendirirken, "hadi lan," diyordum. harbiymiş.
  • 33
    eğer maçtan önce 11'i öğrenip haber yapıyorlarsa, bir kavganın üstünü örtmeyip haber yapıyorlarsa, şikeyi kapatmayıp haber yapıyorlarsa işlerini doğru yapıyorlar demektir. ben haberciyim diyen bir kişinin aman kulüple aram bozulmasın diyerek mesleğine ihanet edercesine haber saklamaya hakkı yok.

    herkes işini doğru yaparsa hayat daha kolay olur. başkasının iş bilmezliğinden işini doğru yapan insanlara doğru yaptıkları için kızılmaz.
  • 34
    şimdi aklıma düştü galatasaray medyası denince. sabah işe gelirken spor radyolarını dinlemek adetimdir. zaten topu topu iki radyo var. birinde mehmet ayan, diğerinde sabri ugan vardı bu sabah. mehmet ayan kendisinin de açıklamaları doğrultusunda galatasaraylı. sabri ugan da galatasaray'a sempati besleyen birisi ama oğlu fanatik beşiktaşlı. şimdi bu iki medya mensubunun söylediklerine bakalım.

    mehmet ayan kafayı muharrem usta'ya takmış asıp kesiyor ama öyle böyle değil. trabzonspor'un önce kayyuma sonra varlık fonuna devredileceğini, sonunda da yabancı bir iş adamına satılacağını hararetle iddia ediyor. tabi ki mehmet ayan da her galatasaraylı gibi fikri hür, vicdanı hürdür ve istediğini söyler ama kardeşim haftaya trabzonspor maçı var galatasaray'ın. yani trabzonspor'u ve muharrem usta'yı motive etmek için mi böğürüp duruyorsun. aptallığından yapıyorsan aptallığına doyma, kasten yapıyorsan allahından bulma.*

    gelelim sabri ugan'a. kendi ifadesiyle galatasaray'a sempatisi var ama galatasaraylı olduğu söylenemez. ancak tabi sadettin saran'ın radyosunda çalışıyor. tüm yorumlarında da fenerbahçe lehine konuşuyor. çok örneği var ama bu sabahki konuşmasından bahsedelim. ısrarla ve en az on kez tekrarla, "kuralların değiştiğini, bu nedenle galatasaray fenerbahçe maçındaki hasan ali ve neto'nun pozisyonlarının penaltı olmadığını" söyledi ve bunu da rozetti'nin seminerine bağladı.

    sabri ugan, yanlış konuşuyor ve fenerbahçe medyasının manipülasyonuna geliyor. çünkü oyun kurallarının değiştiği falan yok. oyun kurallarını rozetti'ni değiştirme yetkisi var mı? önce bu yanlışını düzeltelim. sonra da işin aslını açıklayalım.

    rozetti, sadece farklı yorumlar nedeniyle özellikle penaltı kararlarında birbirine zıt kararlar veren hakemlere, hataya düşmemeleri için örnek pozisyonlarla bir seminer vermiş ve daha tutarlı kararlar verilmelerini sağlamaya çalışmıştır. bu meyanda hasan ali'nin pozisyonu da neto'nun pozisyonu da rozetti'ye göre penaltı değildi demek bu güne kadar bütün bildiklerimizi çöpe atmak demektir.

    rozetti şöyle demiş;

    -yakın mesafelerde ele çarpmaların hepsi penaltı değildir. eğer el doğal konumunda ve denge sağlama amaçlı açılmış ise topun ele ya da kola çarpması penaltı değildir. zaten şimdiye kadar da bu kural böyleydi ama uygulamada farklı kararlar çıkıyordu.

    şimdi bakalım neto'nun pozisyonuna. neto ile denayer birlikte topa çıkıyorlar. denayer ile neto'nun topa çıkarken kollarının pozisyonuna bakın. neto'nun kolları topu kesme amaçlı voleybolcular gibi havada. yani neto orada kollarını denge sağlamak için kaldırmıyor. niyeti çok açık olarak denayer'in vurma ihtimali yüksek olan topu elle kesmek. bunu şuradan da net anlayabiliriz. aynı pozisyonda topa vuran denayer'in kolları tamamen doğal konumunda. pozisyonu bir kez daha izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.

    hasan ali'nin pozisyonu da aynı şekilde. hasan ali düşerken sol kolunu çok profesyonelce arkasına atıyor ve topu kesiyor. öyle destek amacı falan yok o pozisyonda tamamen topu kesme niyetiyle hareket ediyor. çünkü top bacak arasından geçmiş gidiyor başka çaresi yok.

    fenerbahçe medyası, üç gündür canhıraş cüneyt çakır'ı aklamaya çalışıyor. trt spor'da ersin düzen fanatik fenerli mustafa çulcu'yu çıkarmış, bein spor'da yine fenerli şansal büyüka hakem bünyamin gezer'i çıkarmış, aspor erman toroğlu nedeniyle hakem bulunamadığından (erman toroğlu ikisinin de penaltı olduğunu, jensen'in pozisyonun da faul olduğunu açıkça izah etti) fanatik ve ahlaksız gürcan bilgiç'i çıkarmış hepsi de aynı cümlelerle cücü'yü ve tarık ongun'u aklamaya uğraşıyorlar. bütün bunların tesadüf olduğunu, bir yerden talimat almaksızın yapıldığını bana kimse inandıramaz.

    şimdi bunları neden yazdım. fenerbahçe medyasını ikna etmek için mi? kıyamet kopsa bunun mümkün olmayacağını biliyorum. galatasaraylıyım diyen medya mensuplarını uyarmak için mi? hayır o da değil. çünkü çalıştıkları kurumlar fenerli ve beşiktaşlı olduğu için onları da yönlendirdiklerini düşünüyorum.

    ben bunu sadece kendi futbolcularımızı ve diğer türk futbolcularını uyarmak için yazdım. fener medyasının cüneyt çakır ve tarık ongun'u aklamak için yaptığı bu manipülasyona aldanarak avrupa maçlarında neto gibi ellerinizi kaldırmaya kalkmayın cart diye çalar hakem penaltıyı. hasan ali gibi hinlik yapmayın karar yine penaltı olur. öyle rozetti'nin söylediklerini çarpıtıp işin içinden sıyrılma imkanınız da olmaz.

    her zaman söyledim yine tekrar ediyorum. fenerbahçe yönetimi, medyası, taraftarı türk hakemlerinin dengesini şirazesini bozan asıl güçtür türkiye'de. beşiktaş ve galatasaray ve hatta bazen anadolu takımları da bunu yapıyor ama asıl bataklık fenerbahçe. biraz mantıklı olun, biraz uzun vadeli düşünün. türkiye'de yaptığınız her pisliğin karşılığını avrupa'da buluyorsunuz. yazık günah bu ülkenin insanlarına.
  • 36
    medya nedir, köken olarak "ortam" kelimesinin çoğulundan gelir, "ortamlar". bizim "galatasaray medyası" dediğimiz kişiler, bu "ortamlarda" bulunan galatasaray muhabirleri, yazarları vs.dir, ama sadece bu kadardır.

    çünkü bu "ortamlar" (yani medya), fenerbahçe'liler tarafından kontrol edilmekte, içinde barınma koşulları yine bu kişiler tarafından belirlenmektedir. yani ne diyon lan sen derseniz, böyle bir "ortam" yani "galatasaray medyası" diye bir şey yoktur demek istiyorum. sadece bu ortamda barınmaya çalışan galatasaray'lılar vardır ve "ortamlarda" baskın olmaya, seslerini duyurmaya çalıştıkları an "ortam" dışında kalacakları gün gibi aşikardır.

    bu spor servislerindeki durum yıllar boyunca ilmik ilmik işlenerek bu hale gelmiştir spor (fenerbahçe) ve spor dışı idareciler tarafından. ülkenin genel kodlarına işlenmiş durum burada da geçerlidir, bu "ortam" kaostan beslenir, alıcısı da "kaos" ister. bu durumun genetik ikizi de tüm kromozomlarına kadar fenerbahçe'dir. ben bu sebep ile hiç bir zaman "galatasaray medyası" diye bir kavramın oluşamayacağını, varlığını hissettiremeyeceğini düşünenlerdenim.

    galatasaray gücünü kendi genetik kodlarından (cesaret, adalet, basiret, metanet vs.) alır, bu ülkede aslında bu ülkeden farklı bir yapıdır. (türkiye'dir galatasaray deniliyor ya, ben sevmiyorum bu söylemi, galatasaray'a kesinlikle yakıştırmıyorum, fenerbahçe'ye yakıştırıyorum.)

    "ortamlarda" bir ses çıkacaksa, kartopunu biri ittirecek ise, bu galatasaray'ın kendisi ve aidiyetini şerefle haykıran mensuplarından başkası olmayacaktır.
  • 37
    entryler arasında hızlıca 404 not found aramak. 27 yaşındayım ben bir kere de bırakın bizim lehimize algı yaratmayı hakkımızı canla başla savunan medya mensubu görmedim. bu gidişle de göreceğimizi sanmıyorum. bir ara şöyle bir umudum vardı. özellikle uefa kupası sonrası ciddi bir şekilde artan galatasaray taraftarı çocuklar, gençler büyüyünce, medyada söz sahibi olunca dengelenir diye umut ediyordum. ancak medya patronları buna izin vermeyecek gibi duruyor.
  • 38
    tam bir aciz ezikler topluluğudur. karşısında bir beşiktaşlı ya da fenerbahçeli varsa 2 lafı bir araya getirip onu göt etme yeteneğine sahip değildir. neden ? çünkü adamın bilgisi kısıtlı, nerede ne cevap vereceğini bilmiyor. hemen bir örnek anlatayım;

    emre bol isimli ağız ishali fenerbahçeli, programda cüneyt çakır'ın maça * atanmasına tepki gösteriyor. galatasaraylı kerem inan "ya siz fenerliler hiçbir hakemi istemiyorsunuz ki." diyor. hayret bunu nasıl söyleyebildi ona şaşırdım. buna karşılık emre bol "ben sana çıkışta cüneyt çakır'ın fenerbahçe aleyhine yaptıklarını gösteririm." diyor. kerem de "eheheh" deyip geçiştiriyor. ulan yapıştırsana orada "hangi hatalar; arena'da oynanan 1 metre taca çıkan topu vermemesi mi mesela yoksa kadıköy'de 2 tane net faulden atılan golleri vermesi mi ya da erzurum'da oynanan süper kupa maçında baroni'nin elle düzelttiği topu kuyt'ın tamamlamasını vermesi mi ?" diye. bunların hiçbirini demedi tabi. neden; çünkü adam bunları bilmiyor, aklına bile gelmiyor. bu adamlar işte hikayeden galatasaray'ı temsil ediyor televizyonda.

    yorumlarıyla ezik durmayan, galatasaray'ın hakkını düzgünce savunabilen gökhan zan'ı gördüm sadece. kendisini takdir ediyorum. trtspor'daki programda cüney çakır'a eveleyip gevelemeden eyyamcı diyen, "janssen'in golü verilmedi." diye faul olan pozisyonu gol diye yutturmaya çalışan futbol cahillerine cevabı rahatça yapıştıran, "hakem galatasaray'ı ince ince doğradı." diyebilecek cesarete sahip insanlar lazım bize basında. aman ağzımızın tadı kaçmasın, herkesin dediğinin dışına çıkmayalım diyenler değil.

    gökhan zan'ın açıklamaları için; https://www.youtube.com/watch?v=CXD4emOWCH0
  • 39
    ben gazetecilik mezunuyum, spor medyasında da bir süre görev aldım. bir gazetenin spor servisinde çalıştığım süre boyunca hepimizin bildiği şeyleri içeriden gözleme şansım oldu.

    öncelikle takım tutma ile habercilik arasındaki ince çizgiyi farketmemiz gerekiyor. son dönemde muhabirler asli görevlerinin insanlara haber vermek olduğunu unutup, takımları lehine olacak şekilde haber gizliyorlar. bu kesinlikle meslek etiğine aykırıdır. bunu belirtmekte fayda var. son dönemde bunu en çok beşiktaş medyasındaki muhabirler yapıyor.

    asıl meseleye gelelim. spor medyasında tartışmasız bir fenerbahçe ağırlığı var. bunu, genel manada, en rahat çalışma koşullarına sahip bir gazetede bile görebiliyorsunuz. haber toplantılarına başka departmanlarda çalışan fenerbahçelilerin şaka yollu müdahil oluşu, bu takılmanın bir süre sonra gerçeğe dönüşmesi, belli başlı haberlerin görmezden gelinmesi hepsi bunun bir parçası.

    yaşadığım küçük bir olaydan bahsedip değerlendirmede bulunmaya devam edeyim. dördüncü yıldız sezonuna başlarken benim dışımda üç arkadaş daha bulunduğumuz gazeteye katılmıştı. üçümüzün de ortak özelliği galatasaraylı oluşumuzdu. haber toplantılarının yapıldığı masada o gün diğer gazetelerdeki galatasaray haberlerini incelerken kurumda ağırlığı fazla olan birisi yanımıza gelip hangi takımlı olduğumuzu sordu, ardından, o sene ile birlikte aziz yıldırım'ın yeni alaattin metin'i olma onuruna erişecek kişiye dönerek, ne zamandır bu kadar galatasaraylı bünyemize katılmaya başladı şeklinde bir soru yöneltti. soru sorarkenki şaka yollu hali, şikayet ederken 180 derece farklılaşmıştı. bundan çok daha ciddi bir sürü olay yaşandı, hepsini anlatıp gözlerinizi yormaya hacet yok, dışarıdan aleni görülen durumun içerideki yansımasından bahsetmek istedim sadece.

    galatasaray medyasına dönecek olursak; olayı sadece spor sektöründeki galatasaraylılara indirgersek hata yapmış oluruz. kurumlarda ciddi söz sahibi olan, çok daha yüksek yerlerde bulunan kişilerin fenerbahçeli oluşu onları bu kadar güçlü kılıyor aslında. bu tip yerlerde bulunan sayıca daha az galatasaraylılar ile bu kişiler arasındaki en büyük fark ahlak noktasında ortaya çıkıyor. yazı işleri müdürleri, genel yayın yönetmenleri galatasaraylı olsalar dahi ideallerindeki doğrulara göre hareket edip, kayırma yapmayı düşünmüyorlar. tam aksi şekilde diğer güruh ise yapacakları lehte yorum ve haberle kulüp tarafından takdir almanın çok daha değerli olduğunu düşünüyor ve bu sayede medyada var olmaya devam edeceklerinin de farkındalar.

    evet; maçlardan önce galatasaray kadrosunun sızması bir taraftar olarak beni rahatsız ediyor. ancak öte yandan; haber almak isteyen bir birey olarak da bu durumun beni memnun etmesi gerekiyor. görevi gazeteye haber getirmek olan bir kişi kulüp içerisinde bir açık bulup, kadroyu elde ediyorsa burada en son kızılması gereken kişi kendisidir. ilgilenilmesi gereken o kadroyu kimin sızdırdığı olmalıdır. diyebilirsiniz ki bir fenerbahçe bunu yapar mıydı ya da yapar mı? işte galatasaray ve fenerbahçeliler arasındaki meslek etiği ve ahlak farkı da burada ortaya çıkıyor.

    sanırım elde ettiği kadroyu rakip takım teknik direktörüne sızdırmaktansa, gazetesine bastığı için mutlu olmalıyız ;)
  • 40
    galatasaray medyası maalesef aslında galatasaray genlerinde var olan özgürlükten güç alarak sürekli kulübü karıştırıyor. levent tüzemen osman tanburacı vb. seviyeden yoksun ve futbolun teknik donanımlarından anlamayan spor yazarı diye atfedilen çorbacı takımı maalesef ki galatasaray medya'sı kısmında. bunların içinde küçük hakan'ı görmek mikser ulueren'in yazılarıyla karşılaşmakta cabası.
  • 44
    artık olmayan medyadır.

    25 ekim 2020 fenerbahçe trabzonspor maçında, fenerbahçe'nin attığı ilk gol öncesi bariz olan faulden gelen gol sonrası herkes sus pus. bizim maçlarda böyle pozisyon olduğu zaman maç konuşulmaz fenerlilerin algıları konuşulur. bizim sözde galatasaray medyası konuşmaz rakibin maçlarını. her şey güllük gülistanlık olur ve bu böyle devam eder gider.
  • 46
    kulübümüzün fenerbahçe yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu günde bile sessiz kalan topluluk. hadi yorum yazmaya yüreğiniz yetmedi bari kulübün paylaşımına rt atsaydınız. senin medyanı böyle adamlar oluşturduğu sürece söylediğin, yaptığın hiçbir şeyin gündem olmaması çok normal.

    https://twitter.com/AliNaciKucuk
    https://twitter.com/evrengoz
    https://twitter.com/nevzatdindar
    https://twitter.com/savascorlu
    https://twitter.com/memetozcan
    https://twitter.com/Turkserhan
    https://twitter.com/ErhanKaanAdgzl
    https://twitter.com/emreekaaplan
    https://twitter.com/erman_gonulsen
  • 50
    tepeden tırnağa korkak insanlardan oluşmaktadır.

    neredeyse hepsinin kurumu fenerbahçe'nin gayri meşru yıldızlarını kabul ettiği halde en ufak tepki koymamaktadırlar. bu camiadan ekmek yeyip de bu kalleşliğe ses çıkarmayan ne kadar insan varsa kendisine galatasaraylıyım deyip boşuna soytarılık yapmasın. çokça eleştirdiğim erman toroğlu'nun tırnağı kadar bile adam değilsiniz hiçbiriniz. korkaklar.

    bu kadar pısırıksanız onurunuzla bırakın gidin bu mesleği yerinize işini layıkıyla yapacak doğru düzgün galatasaraylılar gelsin. boşuna yer işgal etmeyin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın