galatasaray futbol takımı

• 18367

  bu takımın 2017/2018 sezonunda şampiyon olacağına inancım tam. açık ara ligin en iyi kadrosuna sahibiz. 3 tane eksik bölgemiz var o kadar. 10 numara, sol bek ve bir tane stoper. onun dışında neredeyse kendi bölgelerinin en iyi oyuncularına sahibiz.
  
  tek soru işareti tudor. ancak ben ona rağmen bu oyuncuların şampiyonluğu vereceğine inanmıyorum. he tudor gönderilirse yerine gelen hoca %90 ihtimal ile bizi güle oynaya şampiyon yapar, tudor ile anca göz zoruyla oluruz, ama yine oluruz.
  
  asıl benim önemsediğim şampiyonluk değil, şampiyonlar ligi. bu takım hamza'yı şampiyon yaptıktan 1 gün sonra da bas bas bağırdım hamza gitmeli diye. ezberciler hemen "şampiyon hoca gönderilir mi yea, kendinize gelin yea" dedi. sonrası malum, rezil bir şampiyonlar ligi ve uefa performansı.
  
  kısacası tudor ile devam edilirse şampiyonlar liginde yine nal toplarız, fazlası değil.
• 18368

  ilk 11'e en az 2 mümkünse 3 tane sol ayaklı futbolcu yerleştirmeye mahkum takımdır. takımda 3 tane solak oyuncu var toplasan 1 futbolcu anca ediyorlar; latovlevici, sinan ve emrah.
  
  o yüzden özellikle emre akbaba transferi çok önemli. zaten her halükarda sol bek alacağız.
• 18369

  şu anki kadrosuna 'açık ara ligin en iyi kadrosu' demek için aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım bir insanın ya.
  9 tane üst düzey oyuncumuz var. hepsi o kadar.
  bu rakam beşiktaşta 14 falan yahu. dalga mı geçiyorsunuz siz?
  yedek kulubesi cok zayıf olan, ilk 11de dahi 1-2 tane idare eder topcu oynatmak zorunda kalan bir takım nasıl bu ligin en iyi kadrosuna sahip oluyor ya?
  
  beşiktaşın bek oyuncuları: adriano, gökhan gönül, caner erkin
  kanat oyuncuları: babel, q7, lens, orkan
  orta sahaları: tolgay, atiba, oguzhan,medel, talisca
  forvetleri: cenk, negredo
  stoperde desen pepe canavar.
  
  heriflerin her bölgesi bol alternatifli iyi oyuncuyla dolu. yani dönüp dolaşıp tudor'u balon ilan etmek için sacmalamayın lütfen rica ediyorum. açık ara en iyi kadro bizdeymis, açık ara hem de. vay arkadaş.
• 18370

  ligin en iyi kadrosu değildir. takımın komple sol tarafı yok. yedek değil bakın, ilk 11'in sol tarafı komple eksik. sol ilerde göbekten bozma tolga, arkasında ise koca bir boşluk var.* yediğimiz goller hep o taraftan geliyor. orası eksik olduğu için sürekli rakibe göre formasyon veya oyun planı değiştiriyoruz.
  
  tüm bunların üstüne takımın yedeği de yok. rodrigues oynarsa oyunu değiştirebilecek yedek kalmıyor kulübede. tudor'un yerinde olsam ve o kulübeyi görsem maç kötü giderken, bütün kötü alışkanlıklarıma tövbe ederim. o dercece. tek tek hepsini yazmak istemiyorum bir tane örnek vereceğim:
  forvet yedeğimiz bırakın gol atmayı top kontrol edemiyor yahu.*
• 18371

  2017-2018 sezonu için konuşacağım.
  
  sene başında östersunds rezaletinden sonra lige fırtına gibi girince, oynanan oyun ve de her şeyden önce geçmiş senelerdeki galatasaray takımının oynadığı futbol göz önüne alınınca kadromuz çok ama çok abartıldı. birden ligin en iyi takımı olduk, ligin en iyi kadrosu bizde oldu. bu kötülüğü biz kendi kendimize yaptığımız gibi medyanın da fişeklemeleri oldu. halbuki takımımız o kadar da iyi değildi ve bence hala da yeterince iyi değil, ama zamanla olacak bunlar.
  
  en önemli eksiğimiz takım halinde top tekniğimizin ve pas kalitemizin acayip kötü oluşu. büyük maçlarda en çok da bu yüzden çuvallıyoruz mesela. salt olarak tekniğimiz çok kötü olmasa da diğer, psikoloji gibi, etmenler de bunu kötü etkileyebiliyor. şu takımın orta sahasından fernando'yu çıkar pas kalitesi rezalet.
  
  gelelim tudor yönetimindeki büyük maç sorununa.
  
  öncelikle bu yeni bir şey değil. en son mancini dönemindeki derbi ve büyük maç performansımız iyiydi, o süreden sonra günümüze sürekli eridi durdu.
  
  dedik ya zaten uzun zamandır iyi değildi diye. heh bir bunun üstüne takımın komple değişmesini ekleyin, çok farklı yerlerden gelen çok farklı oyuncuları ekleyin ve oturtulmak istenen yeni futbol anlayışını yerleştirin. bence şu an alınan geri dönüş bile harika bir şey. gelen oyuncuların zaten hepsi beli bir kalite bandının üzerinde olduğu için ufak maçlarda sorun yaşamıyoruz. ancak iş büyük maçlara gelince işin içine bir ton değişken giriyor ve zaten kurulum aşamasındaki bir takım olan bizim için sonuç hoş olmuyor.
  
  örneğin başakşehir ve beşiktaş maçları. bu iki maçtaki rakibimiz de bizimle aynı değil. beşiktaş kadro olarak zaten bizden önde olmakla beraber uzun süredir de birlikte oynayan ve altın çağını yaşayan bir kadro. bu galatasaray takımının çıkıp da beşiktaş'tan sonuç alması sürpriz olur. bir yanda hali hazırda mayalanmış ve olmuş bir ürün diğer yanda hala mayalanmanın ilk aşamalarındaki bir ürün. acı ama bu. bir de bahsettiğimiz diğer değişenler giriyor işin içine. şampiyonlar liginde dolu dizgin ilerleyen ve moralli ama ligde de aynı ölçüde kendisinden beklenmedik şekilde kötü ilerleyen ve de ligde kendi evinde şampiyonluk yolundaki en büyük rakibini ağırlayacak olmanın yanında en ufak bir puan kaybının bile telafisinin olmayacağı bir maç.
  
  başakşehir de kalite bakımından daha düşük olsa da yine beşiktaş'daki olmuşluk durumunun aynısı var.
  
  bu takımın zamana ihtiyacı var. biz istiyoruz ki puding yapalım ama kısık ateşte karıştırmak kıvamını sağlamak yerine altını sonuna kadar harlayarak 2 dakikada olsun istiyoruz, hata yapıyoruz.