• 64
    tcmb bünyesinde faaliyette bulunan bankalararası para piyasası, bankaların borç alabilme limitlerini gecelik vadede yapılan işlemler için sıfıra düşürmüş. bu biraz rahatlama sağladı ve 3,95 seviyesine geldi dolar.

    not: ekonomi, ekonometri, iktisat, işletme gibi bölümlerde okuyanlar arkadaşlarımız bu döviz dalgalanmalarını iyi takip etmeli. emin olsunlar en az derslerde hocalarının anlattıkları kadar değerli bilgiler elde edeceklerdir.
  • 66
    ünal aysal'ın zamanında üzerinde en çok durduğu şey, dolar üzerinden olan borçlarımızı tl.ye çevirmek olmuştu. bu sayede de milyonlarca liramız kulübün kasasında kaldı. belki riva için gerekli yetki kendisine verilmedi ama riva'dan gelecek olan paranın bir kısmını bu şekilde tasarrufla kulübe kazandırdı.

    ortamlarda "ontivero, hajroviç, kulübü batırdı" dersiniz amk kim bilecek?
  • 69
    bitmek bilmeyen yapısal reform sözcüğü hayata geçirilemedi bu ülkede. 7 yılda bir ekonomik kriz döngüsünü 2015'de görmemiştik. bu sefer inşallah gecikmeli gelmez. sözlüğün formatı gereği şöyle bir nokta daha var. böyle bir değişim türk futbolunu da etkileyecek ve italya ile ispanya'da yaşanan benzer bir süreçten geçilmesi yüksek ihtimal olacaktır. tabi ki bunu yüksek yatırımların yapıldığı basketbol dalında da gözlemleyeceğiz. hatırlarsanız bu tür durumlarda firmaların ilk frene bastıkları nokta reklam ve sponsorluk giderleri olmaktadır.

    her ne kadar aykut kocaman'a mal edilse de bu söz güzeldir. gerçeklerin zamanla ortaya çıkma huyu vardır. bir de hayatımda edindiğim temel düşüncelerden biridir. matematik yanılmaz...

    allah sonumuzu hayreylesin.
  • 70
    doların serbest uçuşa geçmesinin en tehlikeli yanı artık elimizde anayasa krizinin yaşandığı yıllardaki gibi bir yüksek enflasyon politikası silahının olmaması. bu durumla mücadele için tamamıyla dışa bağımlıyız.

    yüksek enflasyon politikası döneminde halk çok sıkıldı doğru. ama bu sıkıntı her şeye aynı hızda zam yapılarak dengelendi. tabi ki maaşlar da zamlandı.

    ancak bu gün yaşadığımız başlıca sıkıntı tüm stratejik kurumların yabancılara veya yabancı ortaklı firmalara satılması. bu şu demek; her ay telefonun için, elektriğin için, internetin için, ulaşımın için ödediğin sabit giderlerin bir kısmı yabancıların kasasına giriyor. sen piyasaya türk lirasının değerini düşürüp, bol türk lirası sürerken adamlar da aynı hızda senin ülkenin para birimini ülkeye hiç bir değer sokmaksızın yurt dışına çıkarabilir.

    bir bakmışsın ülkende döviz yok.
    tl de yok.
    para bassan bastığın para da yok oluyor.
    işin sonu peki?
    işin sonu kimi sikimsonik ülkelerin başına gelen gibi. milli para biriminin kıymetli evrak niteliğini yitirmesi. yani dünya çapında kabul görmemesi. gittiğin bankaların sana siktir çekmesi.

    esas sorun özetle doların serbest uçuşa da geçmesi değil, ekonomimizin serbest düşüşe geçmesi.
    üretmiyor ve sadece tüketiyorsun. haliyle bu iş devam edemiyor.
    çözüm, acilen üretmekte. ne üretebiliyorsan. saman, et, plastik... hiç farketmez. üretip satacak ülkeye para sokacaksın. üretmemen gereken tek şey "cahil" malesef en çok da ondan üretiyoruz.
  • 71
    kasım sonu aralık başında rıza'nın duruşması var amerika'daki mahkemelerde. eğer orada öter ve gammazlık yaparsa, siz diyin 4, ben diyeyim 4.30. 4.5 tahmini çok uçuk bir rakam (en azından kısa vadede) ama tabi siyasi konjonktür ve ekonomi endeksi o kadar bağımlı ve bağımsız değişkene tabi ki, bugün yaptığınız kısa ve uzun vadeli tahminler sizi haksız çıkartabilir. bu ihtimal de çok yüksek.

    anlamayan varsa şöyle özet geçeyim; arkadaşlar, millet 2022 yılında dolar 7 lira olur mu diye tahminler yapıyor. ne kadar boktan bir mantalite var, varın siz hesap edin.

    ama tabi ben bütün ticari işlemlerimi tl ile yaptığım için benlik bir durum yok. bize ne amk, dolar olmuş 4 tl, abd düşünsün. zaten ben her seferinde 50 liralık (50 lira önemli) dolar aldığım için beni etkilemeyen kurdur :(
  • 72
    dolar, euro, sterlin, suriye lirası vs. yükselmiyor, türk lirası düşüyor. yani paramızın dolaşım, alım gücü düşüyor. diğer kurlar olduğu yerde sabit. eski sistemde (bkz: devalüasyon).

    bu durum genel olarak alacakları tl, borçları döviz üzerinden olan kulüplerimizi dolayısıyla ligimizi derinden etkileyecektir.
    (bu arada bizim riva'dan alacağımız gelir de tl üzerindendi değil mi, geçmiş olsun)

    bonus: bir de 18 ocak 2017'den günümüze gelen basit bir grafik atayım. ne olmuş, nereye gitmiş, nereye gidebileceği konusunda bir fikir verebilir (yatırım tavsiyesi değildir).

    https://pbs.twimg.com/...dXXUAATSs7.jpg:large
  • 73
    liberal politikalarla yönetilen, üretim yapmayan, özelleştirmelerle içi boşaltılan her ekonomi batmaya mahkumdur. yani kapitalist ekonomiler batmaya mahkumdur. gelir dağılımının bu derece adaletsiz olduğu bir düzen ne kadar ayakta kalabilir ki zaten? aynı şeyler avrupa halkının da başına gelecek, izleyip görün.

    bir malı üretirken üretici kapitalistin istediği tek şey kârın çoğalmasıdır. bunu yaparken de izlediği ilk politika işçi ücretlerinden kısmaktır. ücretinden kısılan kesim kendi ürettiği malı satın alamayınca ne oluyor peki? kriz. alım gücünün azalması/yok olmasına kapitalist ekonominin krizi deniyor. günlük önlemlerle bertaraf edilip bir süre sonra tekrar bu durumla yüzleşiliyor. asla bitmeyen bir döngüyle halk soyuluyor.

    bakın bunları batı türkler'e çok gıcık oluyor, rte türklük'ü yasakladı suriyeliler'i doldurdu o yüzden ekonomik sorun yaşıyoruz gibi geri zekalı argümanlarıyla açıklamıyorum. ekonominin mekanik işleyişinden bahsediyorum. hayat ekonomiyle yürür. insanlık tarihinin ilk yıllarından bu yana günlük hayatın tek belirleyicisi ekonomidir. savaşların istisnasız hepsinin (din savaşları dahil) nedeni ekonomiktir. insanın davranışları, psikolojisi, toplumun sosyolojisi, kültürü vs hepsinin başı iktisattır. bir toplumun üretim araçlarıyla kurduğu ilişki, bireyler arası ilişkiyi belirler.

    dolar kurunda da belirleyici olan yukarıda saydığım şeylerdir. kulüplere olan etkisi ise yıkım olabilir. "ben yarışmacı takım istiyorum altyapıdan bana ne çoluk çocuk mu izleyeceğim burası galatasaray/fenerbahçe/beşiktaş burda yarışma var"cı arkadaşlar kurtarırlar artık futbolu.
  • 74
    türk lirasının dünya çapında değer kaybetmesini dolar kurunun yükselişe geçmesi şeklinde haber yapıyorlar. ülkedeki birçok ekonomistinde belirttiği gibi türk lirasının düşüşü devam edecek ama kimse de ses seda yok. önemli bir şey değilmiş gibi kimsenin umurunda değil. 50 liralık benzin alıyorum dolar kurundan banane diyenler olduğu sürece politikacıların da umurunda olmaz.
  • 75
    türk lirası her geçen gün daha da değer kaybetmektedir. size şöyle somut bir örnekle açıklayayım.

    polonya avrupa birliği üyesidir fakat euro değil złoty kullanır, ülke ekonomisinin bu geçiş için uygun olmadıklarını düşünüyorlar yıllardır. neyse 2014 yılında polonya'ya geldiğimde yanıma 1000 türk lirası almıştım, buraya gelip parayı bozdurduğumda 1,700 złoty para saymıştı elime döviz bürosundaki leh abla.

    anlayacağınız üzere 1 türk lirası o zaman aşağı yukarı 1.7 złoty ediyordu. aradan 3 sene geçti, misal ben yine buraya 1000 türk lirası ile gelirsem döviz bürosunda yine leh ablanın bana vereceği para bu defa kaba hesapla 900 złoty olacak.

    bencilce düşünecek olursam bu durum benim avantajıma, ben aileme para yollarken ellerine az biraz da olsa gönderdiğimden fazla para geçecek. belki çok daha yakında bu aradaki fark złoty lehine daha fazla da açılacak ama ben burada olup da bu duruma bencilce sevinemem.

    ülkeden milyonlarca kişi ekmek yiyor ve yediklerini her bir daha azalıp, her gün biraz daha yoksullaşıyorlar, zenginler daha da zenginleşiyorlar. bence uykudan uyanıp bu düzene artık bir son verilmeli, bu haramilik düzeni ülkeden alıp başını defolup gitmeli, yiyor ama çalışıyor da anlayışı ülkeden defolup gitmeli. bu ülke hepimizin dedelerinin kanları ile ayakta kaldı, yokluk, sefalet nedir çok iyi biliyor herkes ama bu kan emiciliğe bir son vermek herkesin bir vatan borcu. gözlerimizin önünde eriyip gitmemeli bu ülke.
  • 76
    eminim benim gibi yurt dışında gezmeyi seven insanlar, şu duruma kahroluyordur. her sene cebimdeki para neredeyse aynı kalıyorken, dolar daha doğrusu döviz aldı başını gidiyor.

    size ufak bir hikaye anlatayım. güney kore'ye geziye gitmiştim, seul gerçekten pahalı bir şehir. hatta baya pahalı gelmişti bana. neyse, gezerken kanada'lı bir grupla karşılaşmıştım. sohbete başladık. ve bana bu seul ne ucuz bir şehir demişlerdi. bunun gibi birçok örneği gezdiğim ülkelerde sıkça yaşadım. hatta gezdiğim en pahalı şehir tokyo'yu bile uygun bulan amerikalılar vardı.

    kısacası elalem için yurt dışı gezisi keyif ve bol para harcayacağı bir aktivite, bizim için ise adamların neredeyse 4 katı para harcayıp, aynı hizmeti aldığımız pahalı bir aktiviteye dönüştü. bu halimize üzülüyorum cidden. tayland gibi üçüncü dünya ülkesi kadar bile olamıyoruz. adamların parası bildim bileli dolar karşısında ezilmedi.
  • 77
    eskiden bu tarz bir şey yazmak için altını verilerle doldurmak isterdim ama şu anda biraz önsezi soslu analiz yazıyorum;
    bence reza davasında bir kamu bir de özel bankasının ceza alması fiyatlanıyor şu sıralar.
    ve yine bence, hükümet, bir şekilde abd ile anlaştı ve 4 aralık'ta görülecek davada bankaları kurtarıp kısa vadeli nefes aldıracaklar piyasalara bir şekilde.
    çünkü bir şekilde normalleşmeye başlamamız gerekiyor ve bu gidişat, eskisi gibi (örn. 2001 krizi) nispeten az zararla atlatabileceğimiz bir gidişat değil.
    neden değil?
    çünkü geçen sene de aynı dönemde benzer bir krizi (devalüasyonu) yaşadık ve karşılığında varlık fonu oluşturularak içi dolduruldu ve bu varlık fonu teminat gösterilerek borçlar bu seneye ertelendi.
    bu sene de bu borçların vadesi, diğer borçların üzerine eklenerek kasım-aralık aylarına eklendi.
    bu söylediklerimi hazine'nin resmi sayfasından da teyit edebilirsiniz.
    https://www.hazine.gov.tr/...amp;cid=12&nm=33
    daha önce de bu başlıkta bunları söylemiştik;
    (bkz: #2095092)

    çok fazla böyle paylaşımlar yapmak istemiyorum keza burası pek de yeri değil ama konusu açılmışken bir-iki şey paylaşmak istedim.

    neden 2001 veya eski krizler gibi değil?
    çünkü çok da detaya girmeden şunu söylemek gerekir; genel olarak dünya ekonomisi, mikro bazda da türkiye ekonomisi, devalüasyon peşine yüksek enflasyonu karşılayacak bir durumda değil çünkü bölgede pazarlarının çoğundan darbe almış, turizmden darbe almış, tarımdan darbe almış, üretim girdilerinin neredeyse yarısı dövize bağlı, yatırımlara bağlı sürdürülebilir bir büyümeye ve hukukun üstünlüğüne sahip olmayan, bir ara eline sıcak para geçmiş, onu da olduğu gibi inşaat ve yol yapımına peşkeş çekmiş bir ülkeden bahsediyoruz.
    yani türkiye, faizi artırarak, tl basarak vs. üretimini artırıp değer yaratıp, dışarıya satıp döviz girdisi yaratarak bu sarmaldan kurtulamaz.
    en önemli sebeplerden birisi de elbette 430 milyar dolarlara yükselmiş dış borç stoğu.

    sürekli bir kara tablo çizdiğimin farkındayım.
    bunları da spesifik olarak iktidarı eleştirmek için söylemiyorum inanın.
    bir şeyler yapılmazsa yarın varlık fonu'nda yer alan bütün o şirketleri yok pahasına kaybetmekle karşı karşıya kalabiliriz.

    bütün bu olumsuzlukların üzerine bir de iki büyük bankanın ceza alması olasılığı dolardaki yükselişi tetiklemiş gibi gözüküyor.
    iktidar kim olursa olsun, türkiye'nin acilen önce kısa ve orta, sonrasında ise uzun vadeli önlemler alması şart.
    bunların başında da içerde ve dışarda normalleşmek geliyor.
    ama ne yazık ki ne iktidarda ne de muhalefette bu çapta bir girişim, bu kapasite gözükmüyor; iyi parti de dahil.

    son bir not da türkiye'de yaşayıp döviz kazanmayanlara; dolar'daki yükselişin bedelini tahmin edemeyeceğimiz şekillerde ödemek durumunda kalabiliriz. bu bedelleri ne yazık ki sorumlulara rücu etme şansımız yok. yine sen-ben ve çocuklarımız ve torunlarımız ve onların torunları ödemek durumunda kalacaklar.

    bence hâlâ alım fırsatı da var bu arada.
    alıp 4,2'ye kadar çıktığında bozdurmak mantıklı olacaktır 4 aralık'a kadar. ordan çıkan karara göre bir şeyleri yeniden değerlendiririz kısa vade için.

    uzun vadede ise döviz, enflasyon 2-3 bandına inmedikçe rakipsiz.
    ona da şimdiden her şeyi doğru yapalım desek nereden baksanız en az 6-7 yıl var en iyi ihtimalle.
  • 83
    (bkz: btc kuru)
    benim gibi bitcoinciler için win-win durumu.*
    kısa-orta vadede ülkemiz için iyi günler görünmüyor maalesef. uzun vadede projesi olan birisi çıkıp memleketi kurtarır mı bilemem. spor kulüplerine negatif etkisi olsa da altyapısızlıktan kırılan kulüplerimiz üretim yapmayan ülkemiz gibi zarar etmeye mahkumdur. aslında ülke sporu üşlenin aynası konumunda. bakalım ilerleyen günler nelere gebe.
App Store'dan indirin Google Play'den alın