• 15
    hani ex genel kurmay başkanımızın bir lafı vardır ya bir astsubay hakkında, "kendisini tanırım iyi çocuktur" diye, ha işte o cümlenin aynısını kullanabileceğim yegane kişiliktir şu platformda...

    kendisini yaklaşık olaraktan 10 senedir tanıyan ve hal ve hareketlerini adeta bir hakan - arif, bir stumpf - falco, bir rocco siffredi - jenna jameson (yok lan bu olmadı) birlikteliği tadında tanıyan biri olaraktan iddaa ediyorum ki bu adamın galatasaray sevgisinin yarısı yine bu adamı harcayan kişilerde yoktur. şimdi bu biraz duygusal bir giriş oldu sanki ama gelelim gerçeklere;

    arkadaş ben yaklaşık dört beş senedir sözlükte sessiz sakin takılan birisiyimdir. hani dostumun da dediği gibi "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" yahut babamın üniversiteye başladığında dediği gibi "aman olaylara karışma oğlum" tadında takıldım şu vakte kadar.. bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar şahısla iletişimim oldu, kimsenin adını bile bilmem yani o derece.. ammaaaa..

    bu demek değildir ki sözlükte olan bitenlerden yahut kişilerden bi haberim... daha önce de yazdım gerçi bunu, o yüzden tekrar aynı cümleyi duyacak olanlardan özür diliyorum lakin maalesef şu platformu oluşturan kişilerin %60'ı yahut fazlası bizim bu 90'ların taraftarı dediğimiz şımarık, ne istediğini bilmeyen, sabırsız ve kezban ruhlu taraftarlardan oluşuyor. açılan başlıklara, girilen girdilere, ne bilim yazarlar arası atışmalara bakın kolayca anlarsınız durumu. ben ki yazmaktan çok okumaktan hoşlanan biriyim, bu adamların sayesinde sadece altı ayda bir girer oldum sözlüğe. sıkıldım çünkü her yerde aynı profili görmekten. stadyumda bunlar, nevizadede bunlar, kahvehanede bunlar, bunlar da bunlar amına koyim. neyse çok sapmadan asıl konuya gireyim ben...

    şimdi yanlış anlaşılmasın, bu yazdıklarım duygusal bağlamda olan bir reaksiyon değil çünkü belli bir yaşa gelmiş, görmüş geçirmiş adamlarız ikimiz de.. sadece biraz bu adamı tanımanız açısından şey ediyorum.. bu sözlüğe girmek için iki sene beklediğini bilirim dört gözle. kendisini yaklaşık olarak 8, 9 senedir tanırım, nasıl bir yazar olduğunu da bilirim. daha doğrusu bir başlığa entry yazsın, nickini görmesem bile onun yazdığını tanırım o derece.. 10 numara yazardır, okur- okutturur yazdıklarını. zaten takip edenler çözmüştüt bu adamın ne ayak olduğunu o yüzden daha fazla detaya girmek istemiyorum.

    bugün kendisinden özet olarak olanları öğrendiğimde aslında nelerin döndüğünü az çok tahmin etmiştim. "aha kesin siyasi bişi yazmıştır bu deli oğlan, milletin de zoruna gitmiştir" dedim içimden ve yanılmadığımı gördüm üzülerek. ya arkadaş harbiden anlamıyorum bazen.. bir taraftan futbol asla sadece futbol değildir diye romantiklik yaparız, liverpool, st pauli, livorno gibi takımlara özeniriz, ama bir taraftan işin ucu bize dokununca kendi stadımızda yüzyılın en haklı direnişi olabilecek gezi parkı direnişiyle ilgili tezahüratı ıslıklarız, yuhalarız, "siyaset istemezük" moduna gireriz. e bebeğim sen değil miydin ortamlarda futbol asla sadece futbol değildir ): diyen? hem ayrıca bütün herkes senin gibi düşünmek zorunda mı stadda? farklılıklar renk değil miydi? ne ara bu kadar tahammülsüz olduk anlamadım ki arkadaş..

    gelelim sözlüğe; ya arkadaş çoğu kişi biliyor zaten bu durumu, tonca ile yaramaz, çöp beyinli, kezban ruhlu adam varken tutarlar böyle renkli adamları harcamaya kalkarlar. cladi'yi de harcayaklar matmazel ): aynen sinan gibi, taarabt gibi ve daha niceleri gibi. tarzına, görüşlerine katılmayabilirsin ki bu en doğal hakkın lakin lütfen ama lütfen biri sizin gibi düşünmüyor diye harcamaya kalkmayın yahu. adam zaten dinamizm kazandırmış sözlüğe, yazıyor, paylaşımcı ve 10 numara karaktere sahip ve bi o kadar da galatasaraylı bir adam yahu bu adam. daha ne istiyorsunuz anlamadım ki. şahin k gibi "zannedersem tek eksiğiniz yarraktı" diyesim geliyor ama zaten sikmişim formatını eylemişim viran ):

    bu ve bunun gibi adamlara sahip çıkalım bence. farklılıkların zenginlik olduğunu kavrayalım. sevelim sevilelim. oyumuzu sarıgül'e verelim, ortamlarda sırrı abe'ye bastık diyelim kimse anlamaz nasılsa ): şaka bir tarafa bu adama yapılan haksızlıktır. bu ve benzeri adamları harcadık zamanında ve ortamların kimlere kaldığını gördük; futbolcu resimlerini paylaşıp "ayhh aşqım yhaa yirim" diyen kezbanlarla, skor taraftarlarıyla, beyin uzvunu bırakıp işkembeden sallayanlarla doldu ortalık. bi düşünün bakalım neden böyle oldu. neden bu kadar kalitesizkeşti ortam. bi titreyin kendinize gelin yahu..

    inciciler için özür ve özet: extensior'u astınız, taarabt'ı zehirlediniz, cladi'yi yedirtmeyiz ):
  • 37
    http://i.hizliresim.com/785Vmv.jpg +
    seri ofsayt verilmesi hakkında böyle bir çalışma yapan yazar.

    bence burada olay entrylere ofsayt verilmesi değil. bu zamanda hala internet explorer'ın kullanılması. lan olm ben var ya şu çalışmanın benzerini kendi bilgisayarımda denesem 3 yıl sürer aq. gelirim buraya beyler mezun oldum bu arada fatih terim başlığında seri ofsayt veriyorlardı 3 yıl önce haberiniz olsun diye. ya arkadaş uzaydan bağlanıyor ya da zaman makinesini bulmuş, gelecekten veya geçmişten bağlanıyor. internet explorer simgelerine bakmaktan içeriğine bakamıyorum. * *
  • 46
    bir yıldız daha kaydı. nickaltı'ndan kendi bilgi birikiminin en basit özütü kadar ve öteleyici, kindar, tutucu siyasi muhabbetler, canım cicim sohbetleri veyahut galatasaray ile ilgili histerik ve -paredrosa selam -"katarsis" içerikli entryler yazsa bura 46 değil de 406 olsa şaşırmazdım herhalde. yolun açık olsun abi, yine yolun buralara bir gün düşerse benden sana çay*.

    bu arada ne zaman elini öpecem ne zaman hacı yağından sürecen enseme*.

    edit: biraz da biz nick6 yapak dimi la !1!1
  • 19
    aldığım cezayla ilgili açıklamamdır:

    kronolojik olarak aktarmaya çalışacağım.
    27/03/2014 tarihinde meşhur ses kısılması başlığına şöyle bir giri yazdım;

    "miki farenin başını çektiği walt disney lobisinin oyunları. veya başbela tff'den seyircisiz miting cezası aldı ve konuşmayı kadın ve çocuklar yaptı.
    ilgi alancılar gelir gerçi birazdan; o yüzden şöyle bağlayalım: her futbol taraftarının başına gelebilecek sorundur. yaşasın miki fare diyerek girime son verirken helyum gazı oley demekten de kendimi alamıyorum.",

    bu giri, meşhur ilgi alanımızın dışında gerekçesiyle silindi, başlıktaki birçok giri gibi.

    söz konusu başlıkta;

    "benim gibi ağzıncan çıkan günlük cümle sayısı minimum düzeyde olan insanlarda şiddetli hapşırık sonrası bile rastlanabilen durum, daimi taraftar rahatsızlığı. belli bir maç kondüsyonu(!) kazandıktan sonra minimal düzeye inmekte, ses telleri körelip hassasiyetini kaybetmektedir. çiğ yumurtadan nefes açıcı şekerlere kadar pek çok alternatif tıp(!) araştırmasına konu olmuştur ki özellikle nefes açıcı şekerler hakan ünsal'ın burnundaki bant ile aynı aileden gelmektedir."

    ve

    (bkz: 11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı)

    şeklinde son derece ilgi alanımız içinde ve kişisel olmayan ve konuyla ilgili giriler durmaktadır.
    sebeplerini bilemem...

    benim yukarda içeriğini belirttiğim girim silindikten sonra malum (bkz: #1452235) nl giriyi yazdım ve peşinden yine ses kısılması başlığına şöyle bir giri yazdım;

    "-ne yaptınız sıfırlayabildiniz mi başlığı?
    +bi 30 kelimelik giriler kaldı bıbıcım. berat'ın aklına geldi, bizim bi "ilgi alanımızın dışında" şeysi vardı, onu oraya alalım diyor. uygun görürseniz bıbıcım."

    bu giri doğal olarak "niteliksiz entry" olması sebebiyle silindi.

    eğer aynı başlıkta halen durabilmeyi başarmış

    (bkz: 11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı)

    şeklindeki giri de silinmiş olsa, sanırım hiç itirazım olmazdı ama malumunuz, açın bakın başlığı, aynı giri duruyor tüm nitelikliği ve kişisel olmayışı ile.

    bu da silinince, ben yine aynı başlığa

    "sesin incelmesi, miki fare gibi çıkması, helyum gazı yutmuş gibi çıkması, arap bacı gibi çıkması gibi şekillerde ortaya çıkabilir.

    bu aralar galatasaray sözlük moderasyonunun başına nöbetçi diktiği başlıktır bu arada.
    çok hassaslar.
    (bkz: başlığı sıfırlamak) stayla."

    şeklinde bir giri yazdım. bunu da çok hassas görevli arkadaşlar "entry başlığın sözlükteki haliyle ilgili" gibi bir gerekçe ile sildiler ve aynı başlığa ısrarla 3 defa formata aykırı giri yazmak suçuyla tarafıma 31 mart tarihine kadar ceza verildi.

    sonrasında eposta yolu ile yönetimle bir temas kurdum. detayını aktarmayacağım ama benim adım-soyadıma, mesleğime kadar paylaştığım yazışmalarda konuştuğum kişi zahmet edip değil adını, nick'ini bile bağışlamak gereğinde bulunmadı.
    söz konusu yazışmalarda, özetle, korkuyla hareket etmediklerini, korkuyla hareket etseler bunca eleştiriye izin vermeyeceklerini (eleştiriye izin!), kâr amacı gütmediklerini ve sözlüğün iyiliğinden başka bir düşünceleri olmadığını belirttiler.
    karşılığında fazlasıyla soyut konuştuklarını, yukarıda detaylarıyla aktardığım üzere en az iki girimin, diğer yazarlara aynı başlıkta gösterilen muamelelerle kıyaslandığında format dışı nitelendirilemeyeceklerini, dolayısıyla tarafıma verilen cezanın haksız olduğunu belirtmeme rağmen benim somut sorularıma somut cevaplar verememişlerdir.

    kendilerine gönderdiğim ilk epostada, saat 22'ye kadar bu keyfiyeti düzeltmelerini talep ettiğimi aksi halde başka yöntemler izleyeceğimi belirttim.
    kendileri bunu bir tehdit olarak algıladılar.
    kendilerine de belirttiğim gibi, yapacağım tek şey, döner dönmez yaşananları aynen aktarmaktan ibarettir "başka yöntemler"den kastettiğim.
    insanların düşüncelerine önem verdiklerini düşünme hatasında bulundum.

    ama önce yine tüm iyi niyetimle kendileri ile temasa geçerek varsa geçerli bir açıklamaları dinlemek istedim.
    keza bu haksız ve keyfi cezayı almadan önce yazdığım son giri galatasaray sözlük moderasyonu başlığına yazdığım
    "az biraz "görün", az biraz "yürüyün", emin olun asla yalnız kalmazsınız. emin olun gittiğiniz yeri eksik bırakmayız. emin olun pişman olmazsınız.
    az biraz beyler bayanlar."
    şeklindeki yazıydı.

    kendileri burdalar. yüzleri buradaya karşılık söylüyorum yani.
    daha önce birçok başlıkta yazıp da silindiğine zerre itiraz etmedim.
    bazılarıyla mesajlaştık, işlerinin zor olduğunu söyledim. empati kurmaya çalıştım.
    allah var, yardımcı da oldular bazı konularda.

    ama ben ceza aldıktan sonra, benim bir arkadaşıma "sözlük sizin istediğiniz gibi at koşturun" demek terbiyesizliktir. hele ki bizzat konuşmuşluğunuz olan birisinin arkasından, kendisi cevap veremeyecek durumdayken "sözlük sizin istediğiniz gibi at koşturun" gibi ifadeler kullanmak çok büyük terbiyesizliktir. ben burada yine isim vermeyeceğim.

    bunu şunun için anlatıyorum; yönetimden birisinin böyle bir ifade kullanmış olması, gerek konu özelinde bana verilen cezanın, gerekse genel olarak giri silmeden tutun uçurulmaya kadar tüm cezaların keyfiyet şaibesi altında olduğuna delalettir.

    sözlükte ismen falan tanıştığım yalnızca roncatto var. sözlükten önce tanıştığım, hatta beni sözlükle tanıştıran crucified mind var. onlar dışında ismen-cismen tanıdığım kimse olmadı sözlükte.
    elbette çok güzel insanlar tanıdım henüz isimlerini-cisimlerini bilmediğim ama yüreklerini bildiğim. tek tek sayarsam, yazıma destek bekliyormuşum, ya da "bak benim gibi düşünen bu kadar insan var o yüzden haklıyım" gibi bir hava yaratırım diye çekiniyor ve belirtmiyorum.
    çok yetenekli ve oldukça donanımlı çok fazla yazar varken kendimi ancak ortalama bir yazar olarak tanımlayabilirim.

    yukarda arkadaşım crucified mind'ın beklediği gibi 3 yıla yakın bir süre sözlüğe yazar olmak için bekledim. sözlük için yazdığım ilk giri de buradadır. düşüncelerim de buradadır. (bkz: #1341787)

    8 yıldan fazla bir süredir farklı yerde yazıyorum. hiçbir yeri bu kadar sıkı takip etmedim, hiçbir yeri bu kadar beklemedim.

    dostlarım, entellektüel dediğiniz muhaliftir.
    her yerde muhaliftir.
    görevi budur.
    galatasaray demek entellektüellik demektir. muhalefet demektir. gerçekleri söylemek, her ortamda insanları aydınlatmayı amaçlamak demektir.

    galatasaraylılık, keyfiyetle muhalefeti susturmak demek olamaz.
    galatasaraylılık, görevi kötüye kullanarak sürekli bir tarafa abuk-sabuk fauller çalarken karşı tarafı görmezden gelmek demek olamaz.
    galatasaraylılık, korkuya yenik düşmek demek olamaz.

    bizim derdimiz, galatasaray'ı, ülkedeki bok dalgasından ayrı tutmaya çalışmak, lekelenmekten korumaya çalışmak, kökleşmiş kültürünü, tevfik fikret'i yaşatmaya çalışmaktan ibarettir.

    bunları da, buraya yazmayı hasretle bekleyen, olan biteni bilmeyen, sözlükte nasıl muamelelerle karşılacağını bilmeyen, dışardan okuyan, sözlüğün içinde olmaya çalışan gerçek galatasaraylılar bilgilensin, aydınlansın diye yazıyorum.
    gerçekleri herkes bilsin diye yazıyorum.
    galatasaraylı olmanın gereği böyledir diye yazıyorum.

    kimseye bir kırgınlığım, kızgınlığım yoktur.
    herkes kendisine yakıştırdığı gibi davranmıştır.
    herkes kendisine yakıştırdığı gibi davranmaya devam edecektir.
  • 79
    böyle adamlar sayesinde teslim etmeyecez galatasaray'ı. taraftar olarak kongreye kadar hepbirlikte hoşnutsuzluğumuzu öyle bir belli etmeliyiz ki artık cesaret edememeliler galatasaray'a ihanet etmeye. ligi, kupayı falan boşverin. bu camia 5. yıldızı da takacak 6'yı, 7'yi, 8'i de... ama değerlerimizi korumak zamanı şimdi.

    ey türk gençliği diye başlayan atatürk'ün gençliğe hitabesini hatırlamanın tam zamanı, tam günü... bu ülke için birinci görevimiz malesef şu sıralar galatasaray için de birinci görevimiz. teslim olduğumuz an galatasaray'ı teslim etmiş oluruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın