burak yılmaz

• 13679

  galatasaray'daki son iki sezonunda burak yılmaz şuydu:
  
  - voleybol resitali
  - pas vermeyen takım arkadaşına trip atmak
  - golü başkası atınca trip atmak
  - oyundan çıkınca trip atmak
  - tribünden tepki görünce trip atmak
  - trip atmak
  
  şimdi lille'de işini yapıyor. galatasaray'da takımın sahibi gibi takılıyordu.
  
  ek:
  - ofsayt krallığında başa oynama
  - ikili mücadelelerde %99 itmeli kakmalı faul yapma
• 13680

  https://twitter.com/...400618732670976?s=20
  
  prime dönemini galatasaray ile yaşayan, hangi takımlı olduğunu kimsenin çözemediği adam.
• 13681

  dursun başgan döneminde satılan oyuncu. o dönemki hiçbir futbolcumuzda veya hocamızda kabahat bulamıyorum. yönetim o kadar kötüydü ki hiçbir şeyin iyi gitme ihtimali yoktu.
• 13682

  yaptığı tüm transferleri doğru olan futbolcu. para da kazandı, kupa da, prestij de. topa vurmayı futbol hayatının ikinci yarısında öğrendi ama kalan sürenin de hakkını verdi. bizden sonraki tüm başarılı grafiğine rağmen ayrılması doğru karardı. şu an * saygı duyulacak bir iş çıkarmakta. başarıları ile mutlu olurum.
• 13683

  hakkında olumsuz şeyler fazlaca mevcut olmakla birlikte büyük bir sporcu karakterine de sahip olduğu çok açık. beklenen çıkışı yapamadığı 25 yaş öncesi de rekabetçi kalmaya çalışırdı hala da öyle. yaşına rağmen tutkusunu, hırsını, kendini geliştirme özelliğini devam ettiriyor. sırf bu açıdan takdir edilesi.
• 13684

  benim aklımda ofsayt kralı, hamile karısıyla ilgili bir skandala adı karışan, 2017 referandumuna evet diyen, milli takımda lobicilik yapan ve acun’un kankası sıfatlarıyla kalan oyuncudur. bizden sonra da beşiktaş yaparak kendisini de zaten ne kadar doğru hatırladığımı bana göstermiştir.
• 13685

  galatasaray'da oynarken pek beğenmezdim kendisini. takım onun zamanında elmander ve necati'nin orta sahaya destek verdiği, selçuk ve melo'nun çift haneli gol sayısına ulaştığı kolektif bir takımdan, burak'ı savunma arkasına sarkıtmaktan başka hiçbir planı olmayan bir takıma dönüşmüştü. burak sisteme ayak uyduramadığı için terim tüm takımı burak'a uydurmaya çalışmıştı. ayrıca kendisini takımın bir parçası olarak değil, takımın üzerinde görüyordu. sneijder, drogba ve melo'nun golleriyle 3-0 kazanmaktansa benim tek golümle 2-1 yenilelim kafasında birisiydi. hele son senesinde kankisi selçuk'la "4. yıldızı biz taktık olm ayık olun" tripleri hiç çekilmiyordu. zaten hep tripcandı burak yılmaz. takım arkadaşı buna pas vermez şut çeker trip atar, istediği gibi pas atmayan futbolcuya laf eder, yedek kalırsa surat asar, oyundan çıkarttı diye hocasına söylenir, taraftar biraz homurdandı mı el kol yapar. bu adam küsecek diye forvet transferi yapılmadı ya böyle bir şey olabilir mi? bütün bunları geçtim her yeni gelen hocanın ilk maçında gol attığı zaman teknik direktöre koşması nasıl bir karaktere sahip olduğu hakkında az çok fikir veriyor.
  
  şimdi bakıyorum lille'de 80'de oyuna girse bile sorun çıkarmayıp katkı veriyor. sadece kendi istatistikleri için değil, takımının kazanması için de yardımcı oluyor. hep kendisine pas atılmasını istemek yerine oyunun içinde kalıp takım arkadaşlarına yardımcı olmaya çalışıyor. bazen düşünüyorum bu kafa yapısına keşke galatasaray'dayken sahip olsaydı diye. ama sonra diyorum ki, burak yarın türkiye'ye herhangi bir takıma geri dönsün yine eski burak olur. zaten şu an milli takımda da lille'deki gibi değil, bizim bildiğimiz burak gibi oynuyor.
• 13686

  ofsayta dusmemeyi ogrenmis olan eski golcumuz. yas biraz gecti ama her daim kendini gelistirmek guzel tabi. atadursun.
  
  ama kendisini bir formulle anlat deseler kucuk isareti, kucuk harf o, buyuk isareti derdim:
  
  <o>