• 5
    (bkz: #3002741)

    entry'sindeki bazı söylemlerine inanamadığım yazar arkadaşımız.

    1- "her şeyden önce kendisi bir profesyonel. yani bu kulübe hizmet etti, 8 lig şampiyonluğu ve uefa kupasını kazandırdı ama hepsinde de parasını aldı. hiçbirini hayrına yapmadı. hem de isminin büyüklüğü ölçüsünde ücretler aldı. başarılı olamadığı senelerde de aldı." demiş;

    aynısını metin oktay için de der mi bilmiyorum. bildiğim kadarıyla metin oktay da parasını aldı, işini bedavaya yapmadı. ama bazı isimler vardır ki aldığı parayla değerlendirilemez. taçsız kral metin oktay, imparator fatih terim, baba gündüz kılıç... fatih terim'in kulübe kazandırdığı paranın kendi maaşı ve harcattığı paraların bilmem kaç katı olduğunu bilmiyor olamaz. kaldı ki paranın yanında prestijin de kralını kazandırdı kulübe hoca.

    2- "teknik direktörlük mahareti değil bu kusura bakmayın, kadro mahareti. şu kadrolar eline verilen herkes şampiyon olabilirdi. 8 kez olmazdı da 6 kez olurdu, 5 kez olurdu ama daha az olmazdı. hamza ile de şampiyon oldu bu takım. hocasız da şampiyon oldu." demiş;

    öncelikle fatih terim'siz 53 sezonda 14 şampiyonluğumuz olduğunu hatırlatmakta fayda var. bunların son 3'ü de gelecek vaat etmeyen, günlük başarı olan şampiyonluklardı (2006, 2008, 2015). hocanın o kadrolardan birçok oyuncuyu hatırladığımız haline getirdiğini hatırlatma gereği bile duymuyorum, abdullah ercan'ı alamayınca hakan ünsal'dan kendi abdullah ercan'ımızı yaratma hayalini kurup çok daha iyisini çıkaran bir hocadan bahsediyoruz. ama esas tuhaf olan "herkes şampiyon olabilirdi" kısmı. hoca 2000'de ve 2013'te haleflerine tarihimizin en iyi 2 kadrosunu bıraktı. halefleri dediğim de dünya futbol tarihinin en iyi teknik direktörlerinden biri olan mircea lucescu ve yine çok iyi bir teknik direktör olan roberto mancini'ydi. bu 2 ismin elindeki kadrolardan biri 4 sene üst üste, biri 2 sene üst üste şampiyon olmuş, bu 2 kadro da avrupa'nın devleriyle çatır çatır oynuyor, hatta sahayı dar ediyordu. gelgelelim 2 hoca da şampiyonluğu kaptırdı (2001-2014). hatta birisi yarışa mart'ta havlu attı. e hani herkes şampiyon olabiliyordu. en iyi kadrolarla en iyi hocalar bile şampiyon yapamamış.

    3- "3 senedir avrupa'da rezil kepaze oluyoruz da ağzımızı açmıyoruz, hala fatih hocamız, efsanemiz diyoruz. üstüne kendi işini yapmayıp "hayalim var" diye hayal satarak bizi aptal yerine koyuyor. gidip yine yönetimle kapışıyor, yine aynı şeyler." demiş;

    3 senedir değil 6 senedir kepaze oluyoruz. hatta hocanın kurduğu kadroların hoca ve mancini sayesinde başarılı olduğu 2012-2014 arası süreç hariç 18 senedir kepaze oluyoruz (2009 ve biraz da 2010 hariç). tek başına fatih hoca'ya yıkılacak bir durum yok ortada. tudor, denizli, hamzaoğlu, prandelli, feldkamp (2007-08'deki tabii ki), gerets de felaket bir avrupa karnesine sahipler.

    mesela gerets önce tromsö'ye elendi, sonra liverpool-bordeaux-psv grubunda varlık gösteremeden 4 puanla sonuncu oldu.

    feldkamp bordeaux-helsingborg-austria wien-panionios grubunda 4 puan topladı (kendi evinde helsingborg'a yenildi ve wien ile berabere kaldı) ve 5-1 lik leverkusen hezimetini yaşattı.

    kısaca fatih terim avrupa'da takır takır oynayan bir takımı bozmadı, rezil durumdaki takıma çare olamadı sadece. avrupa bizim için 3 senelik değil 18 senelik bir sorun.

    4- "fatih terim galatasaray'ı falan düşünmüyor, sadece kendini ve egosunu düşünüyor. galatasaray'ı düşünseydi zaten transfer diye yırtınıp durmak yerine takımı devamlı transfer aramayacak şekilde yapılandırmaya çalışırdı bu 3 senede." demiş;

    kendi egosunu düşünen adam niye galatasaray'a transfer istesin, bir taraftar olarak ben de galatasaray'a transfer istiyorum, ben de mi kendi egomu düşünüyorum. kaldı ki istediği transferlerin çoğu galatasaray'ın geleceğini kurtaracak ve alması zor olmayan transferlerdi. coulibaly, onyekuru, haaland, moder, jozwiak, hauge, evander vs. vs. satmayı ve almayı beceren yönetimimiz olsa kimse genç avrupa takımlarına öykünmek zorunda kalmayacaktı. bunun da delili hocanın kurduğu savunma hattıdır. allah'ın izniyle orta saha ve hücum hattını da o şekilde kuracak ve herkes görecek.

    5- "altyapıdaki hocalar bilmem kaç lira alıyor diye söyleneceğine 12 sezon takımın başında geçirmiş bir adam olarak altyapıyı düzenletirdi. yönetime sallayacak gücü var ama altyapıyı baştan kuracak gücü yok muydu? istese 10 kez baştan ayağa kurdururdu altyapıyı. sadece senede 1 milyon euro'yu buraya aktarsaydık, sistemi oturtsaydık şu an bambaşka bir altyapımız olurdu." demiş;

    bunu da hoca yapacaksa yönetimin işi ne o zaman. kaldı ki altyapıyı yeniden yapılandıran, 2000 jenerasyonunun bir kısmını takıma kazandıran da 3. döneminde hoca. fatih terim'siz 2013-2017 arasında altyapıdan oyuncu ismi bile bilmiyorduk. şu an en az 10 oyuncu sayar sözlükteki herhangi biri. bu bile hocanın altyapıya verdiği önemi kanıtlıyor. kaldı ki 20 yaşında dünyanın en iyi 2-3 takımından biri olan liverpool'a transferi konuşulan stoper çıkarttı hoca altyapıdan daha 2 sene önce. arkadan da 3-4 oyuncu daha geliyor.

    6- "atalanta diye bir takım var, bak %100 eminim o takımın başında fatih hoca olsa şu an, der ki juventus, inter, milan vs. ile makas çok açıldı. onların takımına bakın, bir de bizimkine bakın, takım yetersiz, oyuncular yetersiz vs. ocak'ı bekleyin. eminim ki bunları derdi. çünkü papu gomez yerine dybala olsun isterdi, duvan zapata yerine ibrahimoviç olsun isterdi. hans hateboer, robin gosens, marten de roon falan oynayamazdı o takımda kesinlikle." demiş;

    yahu adamın istediği adamlar polonya liginden, danimarka liginden, portekiz sonuncusundan, belçika liginden adını neredeyse kimsenin bilmediği oyuncular. 1.5 milyon'a coulibaly bile alınamıyor ki hoca gosens'i, gomez'i vs. beğenmesin. kaldı ki hoca sırf 4. döneminde şapkadan donk, garry, ozan, ömer bayram, adem büyük, hatta balon denilen denayer'ı çıkardı. savunma hattını tam istediğimiz şekilde kuran da hoca. bu konuda eleştirilmesi çok tuhaf.

    7- "neyse ne kadar yanlış da yapsalar, hatalı da olsalar para almadan bir şekilde hizmet etmeye çalışanlara karşı, aldığı ücretin karşılığını vermesi gerekirken işvereniyle uğraşan birinin yanında durmam. üstelik bu geçmişte de galatasaray başkanlarına, yönetimlerine karşı hatalar yapmış biriyse. kusura bakmasın kimse. artık kimsenin ne arkasındayım, ne de yanındayım!" demiş;

    aradaki savaşı başlatan ve devam ettiren kendisi değil yönetimdir. bildiğin mobbing uygulanıyor hocaya 2.5 senedir.

    -hocadan onaysız oyuncu satışları,
    -hocayla olan görüşmelerin ve hocanın transfer listelerinin sızdırılması,
    -oyuncuların ve hocanın sürekli kamuoyunun önüne atılarak takımın dengelerinin bozulması,
    -forvet alamayıp muğdat, sinan, eren var diye dost meclisinde konuşulması,
    -hocaya düşmanlığını her fırsatta gösteren ali koç ve servet yardımcı gibilere karşı hocanın yalnız bırakılması (özellikle ekim 2018-aralık 2018 arası büyük bir yönetim rezilliğidir),
    -transfer yapmayıp "ama biz 50 transfer yaptık" gibi saçmalamaları
    vs.

    transfer beceriksizliğinin nirvasını yaşattıklarını saymıyorum bile. o beceriksizlik, bu saydıklarım artniyet.

    bunları uygula bakalım mancini'ye, prandelli'ye, tudor'a. yarım dönem dayanamazlar, kendilerini kovdurup, tazminatlarını da alıp giderlerdi (mancini tazminat almadı çünkü kendisine mobbing uygulanmadı. uygulansa alırdı ve haklı da olurdu.) prandelli ve tudor fatih terim'in 10'da 1'i mobbing'e uğramalarına rağmen kulübe dava açtılar para için.

    bu sebepler yüzünden düşüncelerine saygı duymakla birlikte kesinlikle katılmıyorum.
  • 9
    terim'in en iyi kadrolara oynadığı gerçeğini yüze çarparak bazı terim severleri üzmüş yazar.

    mesela şl'de çeyrek final yaptığımızda stoper ikilisi dany ve semih'di. ne kadar şl üzerinde bir ikili görüyorsunuz.

    sorunları bahane ediyor ve hep transferle çözmeye çalışıyor. mesela sol bekte hakan balta vardı. adam bugdı. insanlar bildiğiniz içinden geçiyordu ama tuttu riera'yı sol beke koydu. biraz futbolu bilse terim hakan balta'yı geliştirirdi...
  • 4
    (bkz: #3002741)

    bence son derece gerçekdışı bir entry girmiş yazar. entry'nin özeti hocanın dönemlerinde hep harika kadrolar kuruldu, bu kadrolar sayesinde başarılı oldu, bunu yaparken gerek pr olarak gerek para olarak karşılıgını fazlasiyla aldı.

    bir kere bu tezin komple yanlış olmasını geciyorum argümanlar çok yanlış. dönemleri bilmemek gerekiyor çogunu söylemek için. ornegin 96-2000 dönemi. koskoca 4 yıllık türk tarihinde gorülmemiş dominasyonun 'zaten hagi alındı' ile açıklanmasi gülünç. daha genç milli takım zamanlarından, akdeniz oyunları zamanında 96-2000'in yerli nüvesinin çoğunu bulanın hoca olduğu, o galatasarayda yaşı çok genç pek çok türk oyuncunun oynatılma cesaretinin gösterilmesi, çagın çok ötesinde bir oyun oynatılması,uzun aylar ödeme alamayan oyuncuların movite edilebilmesi gibi 'küçük' ayrıntılar atlanmış.

    3. döneminde bir önceki sezon 8. olan bunalımdaki takımı 40 maçlık sezonda iki kere sampiyon yapması, yine dominasyon başlatması, avrupa da başarılar da sneijder ve drogba'ya bağlanmış. o da güzel. kendisi adam akıllı 5 ay calıştı drogba ve sneijder'le ama olsun.

    4. döneminde gelmeden önce iki büyük rakibinden deplasmanda totalde 8 yediğin de unutulmuş.

    hepsini geçtim, 'reiscilik' , 'biatcilik' gibi 10 kişiden 11inin yaptığı sosyal çıkarımlarla bu iş açıklanmaz. manu'nun saf sonrası hali ortada. bu kadar büyük başarıları böyle küçümsemek yerine başka turlu eleştirmek gerek..
  • 6
    http://gss.gs/3002741

    yazısını üzülerek okuduğum yazar arkadaşım.
    ömrünü bu kulübe vermiş, başka takımların “o teklife dinini değiştirecek tonla adama vardı, o bizi red etti” dediği bir adam için işini yaptı parasını aldı demek çok talihsiz bir açıklama olmuş.
    yazık, taraftarımızın geldiği duruma gerçekten üzülüyorum.

    iyi ki metin oktay erken göçtü aramızdan.
  • 10
    soran olursa hoca isimlerle şampiyon yapıyormuş. yıllık 3 milyon alan riera’yı çat diye kesip emre çolak’ı koyan, shaqiri alınamayınca necati’yi alıp takımın çehresini değiştiren, sonra o riera’dan solbek yaratan, aydın yılmaz’dan son büyük performansı alan da fatih terim değil mustafa cengiz zaten. ayrıyeten teneke bağlanan donk’tan da jokeri başkan yarattı, fatih hocam hiç istemiyordu kendisini.
  • 14
    (bkz: #3002741)

    kendisini haklı çıkartmak için geçmişteki bir çok olayı çarptırmış ve olayın parasal boyutuna değinmiş ama hatırlamadığı, daha doğrusu hatırlamak istemediği onlarca olay var. mesela 1998 yılında beşiktaş derbisi öncesi oyuncular paralarını alamadıkları gerekçesiyle kampı terkettiler. peki bu oyuncuların paralarını kim cebinden ödedi? galatasaray'ı düştüğü o rezil durumdan kim çıkarttı?

    vefasızlığı profesyonellik olarak sunan bu kişiler takımları kötü gidince 1 kuruş dahi harcamazlar takımlarına. tribünlerde bir tanesini bile göremezsin. sanki galatasaray'ın tek olayı bunları mutlu etmek.

    bir de avrupa'da averaj takımı olduğumuzdan bahsetmiş. evet haklı, ama daha 3 sene önce türkiye'de büyük maçlarda averaj takımı olduğumuzu unutmuş. tabi o zamanlar kendisi "amaan futbol boş adam işi abi yaa" diyordu muhtemelen.
  • 16
    (bkz: #3002741)

    fatih terim başlığında yazmak isterdim ama biliyorum, önceki entrylere cevap niteliğinde gerekçesiyle silecekler.

    8 şampiyonluğu kadro mahareti ile almışmış, kim olsa olurmuş, 6 kere olurmuş ama olurmuş. 8, 7 ve 6 dan büyük olduğuna göre hocanın bir mahareti var demek ki. en başta kendinle çelişiyorsun. yoksa o fazladan şampiyonluklar için bir şey mi ima ediyorsun rakipler gibi ?

    mancini niye olamadı ? drogba sneijder yok muydu ? reykard ve o dönem gelen giden teknik adam sirkülasyonları niye olamadı ? elano, keita, baros, kewell, geleceğin yıldızı arda yok muydu ?

    futbol, iyi futbolcularla oynanır. bu adam çıkıp kendisi mi oynayacak ? 8 şampiyonluk için teşekkür edeceğine bir de küçümsüyor.

    bugün neyle övünüyorsan başında bu adam var, insan bi saygı duyar hiç olmazsa. sanki diğer teknik direktörler babasının hayrına çalışıyor da, bir de para aldığından bahsetmiş. bu kulüp tarihinde dünya kadar para alıp hoca kadar başarılı olabilen olmadı.takıma beş kuruşluk fayda etmediler ama paralarını aldılar. onları ne yapıcaz ?

    işe gelmeyince reiscilik biatçılık bilmem ne, aynı zırvalıklar. çok kolaysa, maharet yoksa hocalık lisansı al ve 8 şampiyonluk kazan. sana da biat etsinler, kimsenin biat ettiği yok ama öyle olsun seni mi kıracağız.

    sevmediğini belli etmek için çarpıta çarpıta entry girmiş yazar.

    yine sevme de, emege saygı duy bari, yazık.
  • 12
    (bkz: fatih terim/#3002741)

    tipik rakip takım taraftarları gibi dayanaksız, temelsiz argümanlarla fatih terim'i eleştirmiş yazar. hagi olmasa 4 yıl şampiyonluk zordu, kötü takımlarda çalışsaydı güvenç kurtar gibi olurdu, o kadroyu babam da şampiyon yapardı vb. yazdığı cümleleri genelde hazımsız ve futbol bilgisi kıt rakip taraftarlardan duyarız. açıkçası lise öğrencisi seviyesi veya kahvehane ortamı futbol muhabbetlerinde duyulan tipik eleştiri cümleleri. çünkü çok basit iki üç cevapla tüm söylemleri çürütmek mümkün.

    sözlükte futbol bilgisine inandığım ve fatih terim'i teknik-taktik açıdan eleştiren çok önemli yazarlar var, onların entrylerini saygı duyarak okuyorum. var olsunlar, eleştirirken de saygısızlık yapmıyorlar. fakat bu yazar arkadaşımızın entrysi ne ciddi bir futbol bilgisine dayanıyor ne de saygı sınırları içerisinde. bu sebeple karşı argüman yazma gereği de duymuyorum.
  • 13
    ilgili yazısında bir camia için çok tehlikeli alt metinler var. öncelikle yazıya reiscilik ve tek adam gibi kalıplarla başlaması asıl son döneme ait bir algı yönetim biçimi. buna sonra değineceğim.

    kendisi diyor ki "galatasaray terim'e bir şey borçu değildir. başarı kazanmıştır ama parasal olarak da karşılığını almıştır." bu mantıkla artık avrupa'da talibi kalmayan ve meksika yolundayken havaalanında çevrilen gheorge hagi'ye de, taffarel de vs. de galatasaray bir şey borçlu değildir. zira karşılığını maddi olarak almışlardır. böyle bir mantık olabilir mi? hagi'nin 5 sezonda kazandığı paraya yakın bir maliyeti olan misimoviç'in bu kulübe 1 kuruşluk bile katkısı olmadı. peki ikisini birbirinden ayıran ne? milyonlarca euro tazminat ödediğimiz prandelli'yi terim'den ayıran ne? sadece başarı mı? her şey bu kadar basit olabilir mi?

    nasıl camianın değerleri böyle görülebilir, nasıl bu kadar sıradan yaklaşılabilir, nasıl böyle değerleştirilebilir? metin oktay da galatasaray olmasaydı metin oktay olamazdı. eee yani?

    bir camiayı bana kalırsa ayakta tutan ve diğerlerinden ayırdan en temel özelliği değerleri kişileridir. camiaların kalitelerini bu değerli kişiler belirler. sudan sebeplerle değerli kişiler değersizleştirme çabası asıl tek adamlı dönem dediği son dönemin geleneğidir. kullandığı itibarsızlaştırıcı üslup da bu dönemin eseridir. nasıl ömrü cephelerde geçen isimlerden iki ayyaş diye bahsedildiyse, nasıl adaları verdi diye eleştirildilerse aynı şekilde terim'i itibarsızlaştırmaya çalışıyor kendisi.

    gelelim şu kaliteli kadro meselesine; zaten göreceli olan bu konuda bu kadar net konuşması bile iyi niyetini! ortaya koyuyor. özellikle futbolda kadro kalitesinin başarı getirmediğini defalarca tecrübe etmiş olduk. öyle olsa sadece son 20 yılda fenerbahçe'nin +5 şampiyonluğu olurdu.

    fazla değil daha birkaç sezon önce her derbide ezilen, içerde dışarda yenilen, başakşehir'den bile sürekli 4-5 yiyen takımı herkes öyle çabuk unutuyor ki. yuhalanan oyuncular, teneke bağlanarak kovulan donk'lar hepsi unutuldu... sadece terim zamanı ortaya çıkan bu kişiler nedense bu dönemlerde bir anda galatasaray'la ve futbolla ilişkileri kesiliyor.

    hayal satmakla suçladığı kişi bu ülkeye hayal edilemeyen başarıyı getiren kişi olduğunu bildiği halde ısrarla ve ısrarla sadece karalama güdüsüyle yazdığı yazıdaki iki yüzlülük açık açık akıyor.

    camianın fatih terim, hagi, popescu, sniejder vs. gibi değerlerine; "amaan profesyonel isimler bunlar, napmışlarsa parasal karşılığını da almışlardır" zihniyetiyle yaklaşmak camiaları yozlaştırır, değersizleştirir, makineleştirir.

    bakın bu yazarları kötü günde göremezsiniz. bunlar iyi günlerde ortaya çıkıp işler kötü gittiğinde çark eden kişilerdir.

    edit: kendisinde son derece saygı sınırları içerisinde bir mesaj atmıştım, daha sonraki mesajına da uzun bir mesajla cevap vermiştim ki nedense bilmiyorum engellediği için gönderemedim. sonra da başlığıma (bkz: pera/#3002903) şöyle bir entry bırakmış. tek söz etmeye dahi gerek duymuyorum. engellediği için mesaj gönderemediğim halde beni suçlamış. bu kişiler galatasaray değerlerini bile ayaklar altına alabilirler ama kendilerine hakkında en ufak eleştiride engellerler.
  • 8
    (bkz: #3002741)

    herkes entry'sini kendi çapında eleştirmiş bana da bir şey kalmamış neredeyse ama şu atalanta mevzusu harbi kafa açıyor artık ya.

    büyük harflerle "atalanta ucuz bir takım değil. atalanta yüksek bonservis verip düşük maaş veriyor."

    (bkz: #2929543)

    anlattık daha önce.

    yok shakhtar yok salzburg yok atalanta. yeter da gına geldi artık ya.
  • 17
    bir galatasaray taraftarına, galatasaray ile alakalı bir sözlükte, fatih terim geçmişi ile alakalı entry girmek ne kadar garip olsa'da http://gss.gs/3002741 entrysi üzerinden bir kaç kelam etmek istiyorum.

    fatih terim sadece galatasaray için değil türk futbolu için çok önemli bir figürdür. yani kariyerindeki 8 galatasaray şampiyonluğu olmasaydı muhtemelen başka bir takımla bu başarıları elde edecekti.

    öncelikle galatasaray'a gelmeden önce milli takımı 1996 yılında avrupa şampiyonasına götürdü. bu şuan gözüktüğü kadar kolay bir durum değil. avrupa elemelerine 4. torbadan girip, takımı avrupa şampiyonasına götürmek, ayrıca bunu yapan kadroda hiç başka liglerde oynayan oyuncular olmadan yapmak çok çok büyük iş. ardından galatasaray ile avrupa'da yakaladığı istikrarlı 4 sene sonunda ülke puanını da artırdı. daha sonraki yıllarda ön eleme oynamadan, gidilen her şampiyonlar ligi müsabakasında en çok pay sahibi fatih hoca'dır. avrupa puanlarını 5 yıllık süreçler dahilinde düşünürsek, o ilk adımın atılması çok önemliydi. ayrıca fatih terim görev yaptığı ankaragücü ve göztepe takımlarında da başarılı bir grafik çizmiştir. boluspor'u 3. senesinin sonunda küme düşüren şenol güneş'in efsane olduğu ülkede, yine efsane olurdu fatih terim.

    ikincisi, yöneticilerin aldığı parayla , teknik direktörlerin aldığı paranın karşılaştırılması.

    teknik direktörler iş adamı değildir. fabrikaları ya da şirketleri yoktur ve ihaleye girmezler. yaptıkları iş futbolcu gibi para almaktır. kalitesine göre de para alır. fakat yöneticiler, her zaman teknik direktörlerden daha fazla para kazanırlar kulüp sayesinde.

    örneğin, abdürrahim albayrak. abdürrahim bey'in hayatından galatasaray'ı çıkarın. kaç kişi tanırdı abdürrahim beyi? şimdi yaptığı görüşmelerin aldığı ihalelerin kaç tanesini alabilirdi? ya da fikret orman ya da dursun özbek. bu adamlar büyük takımlara yönetici olurken kendi paralarını katlayarak gidiyorlar. bir tane kulübe borcu olan başkan görmedim ben. istedikleri gibi kulübü yönetiyorlar, fakat hiç bir sorumlulukları yok ama kendi şahsi hesaplarını en iyi şekilde dolduruyorlar.

    yani özetle, yöneticiler, teknik direktörlerden çok daha fazlasını dolaylı yoldan kazanıyorlar.

    neyse, yazar kardeşimizin dediklerinin zaten elle tutulur yanı yok fakat en azından basit matematik işlemleri üzerinden hocayı kötülemek çok garip.
  • 19
    kendi fikrini hakaret, aşağılama olmadan yazmış. entry'de kesinlikle objektif olarak yanlış olduğunu düşündüğümüz bir şey varsa moderasyona şikayet etmek yeterli. başlık altında linç etmenin sözlüğe hiç bir katkısı yok. üç günde bir trol gibi ortalığı karıştırsa anlarım. ama bugünkü destan gibi entrylere hiç gerek yok.
  • 7
    (bkz: #3002741) dediklerine asla katılmadığım yazardır. bu ligde çok iyi kadrolar hatta efsane statüsünde teknik adamlar geldi geçti. sonuçlar rakamlar ortada. ayrıca tabi ki parasını alacak. ayrıca tabi ki egosunu da yapacak. 8 kez şampiyon olup, kimsenin başarması mümkün görünmeyen bir avrupa kupası kazanıp, üstüne yurt dışında prestijli takım çalıştıran ha bir de milli takıma hayal bile edilemez başarılar kazandıran bir kişi egolu olur gayet normaldir. türk spor tarihinin en başarılı figüründen bahsediyoruz. fatih terim bizim en büyük şansımız. tüm camialar bir terim çıkartmak için uğraşıyor. yukarıda bahsi geçen entry kapsamında yazanlara asla katılmadığım fakat özgürce görüşünü dile getirişine saygı duyduğum yazardır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın