• 1
    duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır.

    noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları kelimelere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir.

    nokta ( . )

    1. cümlenin sonuna konur: türk dil kurumu, 1932 yılında kurulmuştur.

    saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu.

    (reşat nuri güntekin)

    2. bazı kısaltmaların sonuna konur: alb. (albay), dr. (doktor), yrd. doç. (yardımcı doçent), prof. (profesör), cad. (cadde), sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve başkası, ve benzeri, ve bunun gibi), alm. (almanca), ar. (arapça), ing. (ingilizce).

    3. sayılardan sonra sıra bildirmek için konur: 3. (üçüncü), 15. (on beşinci); ii. mehmet, xiv. louis, xv. yüzyıl; 2. cadde, 20. sokak, 4. levent.

    uyari: arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 4 ve 7. maddeler; xii - xiv. yüzyıllar arasında.

    4. bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur:

    i. 1. a. a.

    ii. 2. b. b.

    5. tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.x.1923.

    tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. bu durumda ay adların­dan önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 mayıs 1453, 29 ekim 1923.

    6. saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: tren 09.15'te kalktı. toplantı 13.00' te başladı.

    tören 17.30'da, hükûmet daireleri kapandıktan yarım saat sonra başlayacaktır. (tarık buğra)

    7. bibliyografik künyelerin sonuna konur:

    agâh sırrı levend, türk dilinde gelişme ve sadeleşme evreleri, tdk yayınları, ankara, 1960.

    8. beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500.

    9. matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 4.5=20

    virgül ( , )

    1. birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:

    fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sı­cak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum.

    (halide edip adıvar)

    sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller

    dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller

    (faruk nafiz çamlıbel)

    zindana atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak geri geri kaçmaya uğraşıyorduk.
    (hüseyin rahmi gürpınar)

    2. sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: bir varmış, bir yokmuş.

    umduk, bekledik, düşündük. (yakup kadri karaosmanoğlu)

    fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez.

    (falih rıfkı atay)

    3. cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonra konur:

    binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz.
    (mustafa kemal atatürk)

    4. uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirtmek için konur:

    saniye hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti.

    (yakup kadri karaosmanoğlu)

    5. cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur:

    şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım.

    (mustafa kemal atatürk)

    6. anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:

    akşam, yine akşam, yine akşam,

    göllerde bu dem bir kamış olsam! (ahmet haşim)

    kopar sonbahar tellerinden

    derinden, derinden, derinden

    biten yazla başlar keder musikisi (yahya kemal beyatlı)

    7. tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden sonra konur: datça'ya yarın gideceğim, dedi.

    şehirde ilk önce hükûmet doktoruyla karşılaştım.

    - bugünlerde başımı kaşımaya vakit bulamıyorum, dedi.

    (reşat nuri güntekin)

    8. konuşma çizgisinden önce konur:

    bahçe kapısını açtı. sermet bey'e,

    - bu anahtar köşkü de açar, dedi. (ömer seyfettin)

    9. kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bil­diren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: peki, gideriz. olur, ben de size katılırım. hayhay, memnun oluruz. haydi, geç kalıyoruz.

    evet, kırk seneden beri türkçe merhale merhale türkleşiyor.

    (yahya kemal beyatlı)

    10. bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime grup­larıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:

    bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.

    (halit ziya uşaklıgil)

    bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi.

    (reşat nuri güntekin)

    11. hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:

    efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir.

    (mustafa kemal atatürk)

    sayın başkan,

    sevgili kardeşim,

    değerli arkadaşım,

    12. sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 38,6 (otuz se­kiz tam, onda altı), 25,33 (yirmi beş tam, yüzde otuz üç), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş).

    13. bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur:

    falih rıfkı atay, tuna kıyıları, remzi kitabevi, istanbul, 1938.

    yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:

    ergin, muharrem, dede korkut kitabı, ankara, 1958.

    uyari: metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz:

    nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken faik'e bol teşek­kürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı. (peyami safa)

    ben atatürk'le üç veya iki defa karşılaştım.

    (burhan felek)

    ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül

    ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül!

    (yahya kemal beyatlı)

    uyari: metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz:

    hem gider hem ağlar.

    ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (atasözü)

    gerek nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır.

    siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam.

    ne kız verir ne dünürü küstürür.

    uyari: cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz:

    imlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzele­cek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!

    (yahya kemal beyatlı)

    uyari: metin içinde -ınca / -ince anlamında zarf-fiil görevinde kulla­nılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz:

    ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.

    (orhan kemal )

    öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın.

    (attila ilhan)

    uyari: şart ekinden sonra virgül konmaz:

    tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. (reşat nuri güntekin)

    gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete.

    (tarık buğra)

    uyari: metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz:

    cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu. (halide edip adıvar)

    şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi.

    (yaşar kemal)

    meydanlığa varmadan bir iki defa ismail kendisini gördü mü diye kahveye baktı. (necati cumalı)

    ancak yemekte bir karara varıp arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu. (samim kocagöz)

    noktalı virgül ( ; )

    1. cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: erkek çocuklara doğan, tuğrul, aslan, orhan; kız çocuklara ise inci, çiçek, gönül, yonca adları verilir. türkiye, ingiltere, azerbaycan; istanbul, londra, bakü.

    2. ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayır­mak için konur: sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum. at ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.

    iki nokta ( : )

    1. kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur:

    yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazma­yan iki kişi görmüşümdür: atatürk ve inönü!

    (falih rıfkı atay)

    - buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?

    ziraatçı sayar:

    - yulaf, pancar, zerzevat, tütün...

    (falih rıfkı atay)

    2. kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur:

    bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: esas, türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.

    (mustafa kemal atatürk)

    kendimi takdim edeyim: meclis kâtiplerindenim.

    (falih rıfkı atay)

    derler: insanda derin bir yaradır köksüzlük;

    budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük.

    (yahya kemal beyatlı)

    3. ses biliminde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.

    4. edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişinin adın­dan sonra konur:

    bilge kağan: türklerim, işitin!

    üstten gök çökmedikçe

    alttan yer delinmedikçe

    ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?

    koro : göğe erer başımız

    başınla senin !

    bilge kağan : ulusum birleşip yücelsin diye

    gece uyumadım, gündüz oturmadım.

    türklerim bilge kağan der bana.

    ben her şeyi onlar için bildim.

    nöbetteyim ! (a. turan oflazoğlu)

    5. genel ağ adreslerinde kullanılır: http://tdk.org.tr

    6. matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 56:8=7, 100:2=50

    üç nokta ( ... )

    1. tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:

    ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveri­yordu da, bu yanı... (tarık buğra)

    2. kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten ötürü açıklanmak is­tenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.

    arabacı b...'a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu.

    (ahmet hamdi tanpınar)

    3. alıntılarda; başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümle­rin yerine konur:

    ... derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı... (tarık buğra)

    4. sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:

    sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz!

    (faruk nafiz çamlıbel)

    binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. o noktainazar şudur: türk milletini, medeni cihanda, layık olduğu mevkiye isat etmek ve türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün, daha ziyade takviye etmek...

    (mustafa kemal atatürk)

    5. ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:

    gölgeler yaklaştılar. bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:

    - koca ali... koca ali, be!..

    (ömer seyfettin)

    6. karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevap­larda kullanılır:

    - yabancı yok!

    - kimsin?

    - ali...

    - hangi ali?

    - ...

    - sen misin, ali usta?

    - benim!..

    - ne arıyorsun bu vakit buralarda?

    - hiç...

    - nasıl hiç? suya çekicini mi düşürdün yoksa !..

    - !.. (ömer seyfettin)

    uyari: üç nokta yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz.

    soru işareti ( ? )

    1. soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur:

    ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (faruk nafiz çamlıbel)

    sular mı yandı? neden tunca benziyor mermer? (ahmet haşim)

    atatürk bana sordu:

    - yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz? (falih rıfkı atay)

    soru eki ve soru kelimesi kullanılmadan ezgili söyleyişlerde soru işareti kullanılır:

    gümrükteki memur başını kaldırdı:

    - adınız?

    2. bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: yunus emre (1240?-1320), (doğum yeri: ?).

    türk halk felsefesinin, türk nükteciliğinin ve mizah dehasının bü­yük mümessili nasreddin hoca da (hâce nasirüddin) bu asırda yaşa­mıştır (1208 ?-1284).

    (türk dünyası el kitabı)

    ankara'dan konya'ya 1,5 (?) saatte gitmiş.

    1496 (?) yılında doğan fuzuli ...

    uyari : mı / mi eki -ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kulla­nıldığında soru işareti konmaz: akşam oldu mu sürüler döner. hava karardı mı eve gideriz.

    bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı.

    (haldun taner)

    uyari : soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:

    çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?

    üsküdar'dan mı, hisar'dan mı, kavaklar'dan mı?

    (yahya kemal beyatlı)

    ünlem işareti ( ! )

    1. sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlele­rin sonuna konur:

    ne mutlu türk'üm diyene! (mustafa kemal atatürk)

    hava ne kadar da sıcak!
    aşk olsun!

    ne kadar akıllı adamlar var!

    2. seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:

    ordular! ilk hedefiniz akdeniz'dir, ileri!

    (mustafa kemal atatürk)

    ey türk gençliği! birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriye­tini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. (mustafa kemal atatürk)

    ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: ilerle!

    (yahya kemal beyatlı)

    dur, yolcu! bilmeden gelip bastığın

    bu toprak bir devrin battığı yerdir.

    (necmettin halil onan)

    uyari: ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabi­leceği gibi cümlenin sonuna da konabilir:

    arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
    sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz!

    (faruk nafiz çamlıbel)

    3. alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır:

    isteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!).

    adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.

    uyari: ünlemden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir.

    gök ekini biçer gibi!.. başaklar daha dolmadan. (tarık buğra)

    kısa çizgi ( - )

    1. satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:

    soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi bil- mem. havuzun suyu bulanık. kapının saatleri 12'yi geçmiş. kanepe- lerde kimseler yok. tramvay ne fena gıcırdadı! tramvaydaki adam bir tanı- dık mı idi acaba? ne diye öyle dönüp dönüp baktı? yoksa kimsecik- lerin oturmadığı kanepelerde bu saatte pek başıboşlar mı oturur?

    (sait faik abasıyanık)

    2. ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır:

    küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında durmuştu. (ömer seyfettin)

    3. dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için konur: al-ış, dur-ak, gör-gü-süz-lük.

    4. fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: al-, dur-, gör-, ver-; başar-, kana-, okut-, taşla-, yazdır-.

    5. eklerin başına konur: -ak, -den, -ış, -lık.

    6. heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma, bi-le-zik, du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, prog-ram, ya-zar-lık.

    7. kelimeler arasında"-den...-a, ve, ile, ila, arasında" anlamlarını vermek için kullanılır: türkçe-fransızca sözlük, aydın-izmir yolu, ankara-istanbul uçak seferleri, türk-alman ilişkileri, ural-altay dil grubu, dil ve tarih-coğrafya fakültesi, 09.30-10.30, beşiktaş-fenerbahçe karşılaşması, manas destanı'nda soy-dil-din üçgeni, 1914-1918 birinci dünya savaşı, 2003-2004 öğretim yılı.

    8. matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50-20=30

    uzun çizgi (-)

    yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. buna konuşma çizgisi de denir.

    arabamız tutarken erciyes'in yolunu:

    "hancı dedim bildin mi maraşlı şeyhoğlu'nu?"

    gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,

    dedi:

    - hana sağ indi, ölü çıktı geçende!

    (faruk nafiz çamlıbel)

    frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır:

    - eski şehri gezdin mi?

    - rothshild'in evine gittin mi?

    - goethe'nin evini gezdin mi?

    (ahmet haşim)

    oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:

    sıtkı bey - kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. gerçekten ölecek adam ister.

    islam bey - ben daha ölmedim.

    (namık kemal)

    uyari : konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kul­lanılmaz.

    eğik çizgi ( / )

    1. yan yana yazılması gereken durumlarda mısraların arasına konur: korkma! sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak / o benim milletimin yıldızıdır parlayacak / o benimdir o benim milletimindir ancak. (mehmet akif ersoy)

    2. adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur: altay sokağı, nu.: 21/6 kurtuluş / ankara

    3. tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 18/11/1969, 15/ix/1994.

    4. dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -a/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden.

    5. genel ağ adreslerinde kullanılır: http://tdk.gov.tr

    6. matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 70/2=35

    ters eğik çizgi ( \ )

    bilgisayar yazılımlarında art arda gelen dizinleri birbirinden ayırt etmek için kullanılır: c:\dos>md \oyun

    tırnak işareti ( " " )

    1. başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tır­nak içine alınır: dil ve tarih-coğrafya fakültesinin ön cephesinde atatürk'ün "hayatta en hakiki mürşit ilimdir." vecizesi yer almaktadır. ulu önderin "ne mutlu türk'üm diyene" sözü her türk'ü duygulandırır.

    bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor:

    "bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.

    toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır."

    uyari : tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır: "akıl yaşta değil baş­tadır." atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu?

    "izmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!" diyorlar.

    (yahya kemal beyatlı)

    uyari : uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır.

    2. özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır: yeni bir "barış taarruzu" başladı.

    3. cümle içerisinde kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır:

    yahya kemal'in bazı şiirleri "kendi gök kubbemiz" adı altında çıktı.

    (ahmet hamdi tanpınar)

    "yazım kuralları" bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.

    uyari: cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir:

    höyük sözü anadolu'da tepe olarak geçer.

    cahit sıtkı'nın şairin ölümü şiirini yahya kemal çok sevmişti.

    (ahmet hamdi tanpınar)

    uyari : tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kulla­nılmaz: yahya kemal'in "aziz istanbul"unu okudunuz mu?

    4. bibliyografik künyelerde makale adları tırnak içinde verilir.

    tek tırnak işareti ( ' )

    tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtmek için kullanılır:

    edebiyat öğretmeni "şiirler içinde 'han duvarları' gibisi var mı?" dedi ve faruk nafiz'in bu güzel şiirini okumaya başladı.

    "atatürk henüz 'gazi mustafa kemal paşa' idi. benden ona dair bir kitap için ön söz istemişlerdi."

    (falih rıfkı atay)

    denden işareti (")

    bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin, söz gruplarının ve sayıların tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır:

    a. etken fiil

    b. edilgen "

    c. dönüşlü "

    ç. işteş "

    yay ayraç ( ( ) )

    1. cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır:

    anadolu kentlerini, köylerini (köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.

    (nurullah ataç)

    uyari: yay ayraç içinde bulunan özel isimler ve yargı bildiren anlatımlar büyük harfle başlar ve sonuna uygun noktalama işareti getirilir.

    uyari : hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapandıktan sonra yazılır:

    yunus emre (1240?- 1320)'nin...

    2. tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıkla­mak ve göstermek için kullanılır:

    ihtiyar - (yavaş yavaş kaymakama yaklaşır.) ne oluyor beyefendi? allah rızası için bana da anlatın...

    (reşat nuri güntekin)

    3. alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek için kullanılır:

    cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. senin kadar kimse kendi vatanına sahip ol­maya hak kazanmamıştır. bu vatan ya senindir, ya kimsenin.

    (ahmet hikmet müftüoğlu)

    eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin

    kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?

    (mehmet akif ersoy)

    4. alıntılarda, başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümle­rin yerine konulan üç nokta, yay ayraç içine alınabilir.

    5. bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır.

    6. bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını gös­termek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır.

    7. bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra kapama ayracı konur:

    i) 1) a) a)

    ii) 2) b) b)

    köşeli ayraç ( [ ] )

    1. ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır:

    halikarnas balıkçısı [cevat şakir kabaağaçlı (1886-1973)] en güzel eserlerini bodrum'da yazmıştır.

    2. bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır: reşat nuri [güntekin], çalıkuşu, dersaadet, 1922.

    server bedi [peyami safa]

    kesme işareti ( ' )

    1. aşağıda sıralanan özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır:

    a. kişi adları, soyadları ve takma adlar: atatürk'üm, fatih sultan mehmet'e, muhibbi'nin, gül baba'ya, sultan ana'nın, yurdakul'dan, kâzım karabekir'i, yunus emre'yi,

    uyari : sonunda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan ahmet, çelik, çiçek, halit, mehmet, mesut, murat, özbek, recep, yiğit, bosna-hersek, gaziantep, kerkük, sinop, tokat, zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen ahmedi, çeliği, çiçeği, halidi, mehmedi, mesudu, muradı, özbeği, recebi, yiğidi, bosna-herseği, gaziantebi, kerküğü, sinobu, tokadı, zonguldağı biçiminde son ses yumuşatılarak söylenir.

    uyari: özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan sonra konur: yunus emre (1240?-1320)'nin, yakup kadri (karaosmanoğlu)'nin.

    ancak cins isimler için yapılan açıklamalarda yay ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: imek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.

    uyari : özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrıl­maz.

    b. millet, boy, oymak adları: türk'üm, alman'sınız, ingiliz'den, rus'muş, oğuz'un, kazak'a, kırgız'ım,

    c. devlet adları: türkiye cumhuriyeti'ni, osmanlı devleti'ndeki, amerika birleşik devletleri'ne, azerbaycan cumhuriyeti'nden.

    ç. din ve mitoloji ile ilgili özel adlar: allah'ın, cebrail'den,

    d. kıta, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. coğrafyayla ilgili yer adları: asya-nın, marmara denizi-nden, akdeniz-i, meriç nehri-ne, van gölü-ne, ağrı dağı-nın, çanakkale boğazı-nın, zigana geçidi-nden, uzunyayla-ya, türkiye-dir, iç anadolu-da, doğu anadolu-ya, ankara-ymış, sungurlu-ya, ziya gökalp bulvarı-ndan, yıldız mahallesi-ne, taksim meydanı-ndan, reşat nuri sokağı-na.

    uyari: yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır: hisar-dan, boğaz-dan.

    e. gök bilimiyle ilgili adlar: jüpiter-den, venüs-ü, halley-in, merih-e, büyükayı-da, yedikardeş-ten, samanyolu-nda.

    f. saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. adları: dolmabahçe sarayı-nın, çankaya köşkü-ne, sait halim paşa yalısı-ndan, ankara kalesi-nden, horozlu han-ın, galata köprüsü-nün, bilge kağan abidesi-nde, çanakkale şehitleri anıtı-na.

    g. kitap, dergi, gazete ve sanat eseri (tablo, heykel, müzik vb.) adları: nutuk-ta, safahat-tan, kiralık konak-ta, sinekli bakkal-ı, hürriyet-te, resmî gazete-de, onuncu yıl marşı-nı, yunus emre oratoryosu-nu, atatürk uluslararası barış ödülü-nü.

    ğ. kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adları: millî eğitim temel kanunu-na, medeni kanun-un, atatürk uluslararası barış ödülü tüzüğü-nde, telif hakkı yayın ve satış yönetmeliği-nin.

    uyari: belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: bu kanun-un 17. maddesinin c bendi... yukarıda adı geçen yönetmelik-in 2-nci maddesine göre... vb.

    h. hayvanlara verilen özel adlar: sarıkız-ın, karabaş-a, pamuk-u, minnoş-tan.

    uyari: kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: türkiye büyük millet meclisine, türk dil kurumundan, türkiye petrolleri anonim ortaklığına, dil ve tarih-coğrafya fakültesi dekanlığına, hacettepe üniversitesi rektörlüğüne, türk dili ve edebiyatı bölümü başkanlığının; bakanlar kurulunun, danışma kurulundan, yürütme kuruluna; mavi köşe bakkaliyesinden, gimanın.

    uyari : özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: türklük, türkleşmek, türkçü, türkçülük, türkçe, müslümanlık, hristiyanlık, avrupalı, avrupalılaşmak, aydınlı, konyalı, bursalı, ahmetler, mehmetler, yakup kadriler, türklerin, türklüğün, türkleşmekte, türkçenin, müslümanlıkta, hollandalıdan, hristiyanlıktan, atatürkçülüğün.

    2. kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur: nihat bey-e, ayşe hanım-dan, mahmut efendi-ye, enver paşa-ya vb.

    uyari: unvanlardan sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: cumhurbaşkanınca, başbakanca, türk dil kurumu başkanına göre vb.

    3. kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: tbmm'nin, tdk'nin, bm'de, abd'de, tv'ye.

    uyari : sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır: vb.leri, alm.dan, ing.yi; cm³e (santimetre küpe), m²ye (metre kareye), 64ten (altı üssü dörtten).

    4. sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65-lik, 9,65-lik.

    1919 senesi mayısının 19'uncu günü samsun'a çıktım.

    (mustafa kemal atatürk)

    5. şiirde seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü göstermek için kesme işareti kullanılır:

    bir ok attım karlı dağın ardına

    düştü n'ola sevdiğimin yurduna

    il yanmazken ben yanarım derdine

    engel aramızı açtı n'eyleyim (karacaoğlan)

    6. bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur: a'dan z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, türkçede -lık'la yapılmış sözler.

    ayrıca bkz : http://www.tdk.gov.tr/...b2efd157cb4df4a46466
  • 16
    dikkat edilmesi gereken şeydir.

    sözlükte sıkça tekrar edilen iki yanlış kullanıma ilgi çekmek istiyorum:
    -türkçede hiçbir cümlenin sonuna iki nokta (..) konulmaz. bu ucube nereden çıktı acaba çok merak ediyorum. bunu kullananlar ne diye kullanıyor, neyi amaçlıyorlar onu da merak ediyorum.
    -anlatım olarak bitmiş cümlenin sonuna üç nokta konulmaz. örnek olarak: (bkz: #2638539).
App Store'dan indirin Google Play'den alın