• 13
    ligde o sezon aldığımız iki mağlubiyetten ikincisi olan karşılaşma. sezona 5'te 5 yaparak başlamıştık. 5 haftada atılan 20 gole karşılık kalemizde gördüğümüz gol sayısı 3 idi. 6. haftada kadıköy deplasmanında literatüre erol bulut penaltısı olarak geçen pozisyonun da olduğu maçta 2-2 berabere kalmıştık. kadıköy dönüşü dönemin ters takımlarından gençlerbirliği'ne sami yen'de 2-0 mağlup olmuş, milli maç arasından hemen sona da adana deplasmanından 2-2 ile dönmüştük. daha sonraki üç maçı 11 gol atıp sadece 1 gol yiyerek kazanıp gayet moralli şekilde çıkmıştık aslında sami yen'e...

    trabzonspor ise sezona kendi sahasında gaziantepspor mağlubiyetiyle başlamış, arkasından iki galibiyet ve üç beraberlik almıştı. 7. haftada fenerbahçe'yi kendi sahasında yendikten sonra 8 haftada 7 galibiyet alacakları bir seriye başlayacaklardı. işte bu maç tam o serinin ortasına denk gelmişti.

    trabzonspor üzerinde bordo ve mavi figürler olan beyaz formasıyla, biz de kırmızı şort üzeri parçalı forma ile çıkmıştık. aslında ilk yarısı 2-2 bitmiş, trabzonspor 2 kere öne geçtiyse de yakalamıştık. 65. dakikada trabzonspor o dönemin genç forveti, 2006'daki meşhur 16 dakika uzatmalı maçta dünyaları kaçırarak kalp sağlığımızle epey bir oynayacak selahattin kınalı ile bir kere daha öne geçtiğinde bu sefer beraberlik golünü bulamadık. fatih akyel ve tugay kerimoğlu'nu çıkarıp suat kaya ve burak akdiş'i oyuna sürme hamlesi de işe yaramadı. 84. dakikada selahattin'in yerine giren orhan çıkrıkçı iki dakika sonra ayağına gelen ilk topu gol yapmış, burak akdiş ve campbell'in golleri skoru belirlemişti.

    11 haftada 10 gol yiyen takımın bu maçta 5 golü kalesinde görmesi, son dakikalardaki gol düellosu ve tabi ki skoruyla çok dumur bir maçtı. 4 yıllık saltanatın üçüncü senesindeydik artık, ve avrupa'da birşeyler yapmaya çalıştığımız dönemde gelen bu skor biraz şaşkınlık yaratmıştı. özellikle yeni neslin bu maçtaki üç golünü öğrenip afalladığı kevin campbell ise sezonu totalde 5 gol ile tamamlayıp mehmet ali yılmaz'a malum "çamaşır makinesi" lafını söyletmiştir..

    (bkz: tarihte bugün)
  • 16
    1998'de istanbul'a geldim. ali sami yen'de maç izleme serüvenim de böylelikle başlamış oldu. 2006'ya kadar her hafta olmasa da nadiren maçlar kaçırdım. sonrasında türk telekom arena macerası. ve evet benim aradan geçen bu 21 senede iç sahada gördüğüm tek yenilgi bu maçtı. daha önce de yazmıştım, gittiğim ilk ve tek kadıköy deplasmanı da 1999'da 2-1 kazandığımız maçtı. o maçtan sonra da gitmedim, gidemedim. geçen sene sözlükte bayağı bağırdım çağırdım, vericem parasını bir bilet bulun diye ama sözlük çare olmadı, hasret de 21 seneye çıktı. bu sene inşallah o bileti bulacağım.

    sırf takım şampiyon olsun diye 2018-2019 sezonu beşiktaş ve başakşehir maçlarına toplam 1000 tl bayıldım. evliya torunuyum arkadaşlar şaka değil, bastığım yerde güller açar.

    bir ekleme yapayım; karlı juventus maçlarında da 2 gün üst üste ordaydım. bir takımı gözüme kestirirsem kimse kurtaramaz elimden. tabiat ana bile!!
  • 14
    aynı gün öğlen saatlerinde ayhan şahenk spor salonunda fb ile basket maçı oynanmış olup, yoğun ve etkili tribün baskısı ile bu maç kazanilmistir.basket maçı öncesi numaralinin arkasında toplanmış olan tayfa, zorla dolmuş ve minibüslere bindirilerek ayhan şahenk e götürülmüştür:)
    iyi ki de götürülmüştür zira fb tribünude maça gelmiş olup o tek kapı girişi olan şahenk te, gırtlak gırtlağa gelinmiştir ve tabi ki üstünlüğumuz ile sonuçlanmıştır. o günün ve şimdinin de tribün büyüklerimiz tarafından bir güzel kalaylanip azarlanmamiz ise günün bonusu olmustur. çıkışında ise mecidiyeköy e son anda yetisilmis olup üzerine trabzon dan 5 yemek biraz keyif kaçırmistir.
  • 12
    fatih terim'in "kazanan takım bozulmaz" prensibini uyguladığı maçlardan biridir.

    bu maçtan bir hafta kadar önce, takımımız çanakkale dardanelspor'la oynamış ve deplasmanda 5-0 kazanmıştır. fatih hoca da, deplasmanda beş gol atan takımı hiç bozmamış, olduğu gibi trabzonspor karşısına çıkarmıştır. misal o dönem sık sık forma verdiği vedat inceefe'ye ya da iulian filipescu'ya değil, çanakkale deplasmanında gayet iyi top oynayan dönemin yedek futbolcusu bülent korkmaz'a forma vermiştir. fakat rakip çanakkale dardanelspor değil; aynı anda davor vugrinec, kevin campbell ve selahattin kınalı'yı ilk 11'e koyan trabzonspor olunca evdeki hesap çarşıya uymaz. campbell'ın hattrick yapması yetmiyormuş gibi, bu gözlerin gördüğü en vasıfsız hucum elemanlarından biri olan selahattin'den ve futbol hayatının sonuna gelen büyük orhan'dan da gol yemeyi beceririz ve 5-3 mağlup oluruz. bizim attığımız gollerden biri zaten gol değildir. diğerini ise kaptan bülent atmıştır. fatih terim ise maçtan sonra "demek ki çanakkale maçında oynanan oyuna güvenmemem lazımmış." diyerek inceden eleştirisini yapmıştır. bu hezimet; reha erus'un bol bol italya'dan bildirdiği italya - türkiye münakaşası, apo krizi, juventus'un türkiye'ye gelmek istememesi gibi gündemlerle kısa sürede unutulmuştur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın